AK Parti Battalgazi Belediye Başkan Adayı Osman Güder 28 Şubat ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu millete pranga vurmak istediler. Onlara göre bin yıl sürecekti ama Rabbime hamd olsun bu millet 3 yıl sonra yeniden demokrasiye geçti. Hem bu millete hem de adalete karşı hesap verdiler” dedi.
AK Parti Malatya İl Başkanlığında 28 Şubat Postmodern Darbesinin 22. yıl dönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan AK Parti Battalgazi Belediye Başkan Adayı Osman Güder, 28 Şubatçıların ‘demokrasiye balans adı altında’ milletin değerlerini yıktıklarını ve millete zulüm ettiklerini ifade ederek, darbecilerin ülkedeki bankaların içini boşalttıklarını söyledi.
“Milletin paralarını hunharca yediler”
Güder, “Demokrasinin gereği 1996 iktidara gelen Refah-Yol hükümeti vatandaşıyla barışık, vatandaşının gelişimine katı sağlayan ekonomiyi belli çevrelerden alıp hakla mal eden bir iktidardı. Ama bazı sinsi çevreler bunu kabullenemediler ve irtica kılıfı altında gerek sermaye gerek medya gerekse o gün ki bürokrasi yardımı ile insanların demokratik haklarına, inanç özgürlüklerine müdahale ederek sözde ‘demokrasiye balans ayarı’ yaptılar. Sincan’da tankları yürüttüler. Bu millete pranga vurmak istediler. Onlara göre bin yıl sürecekti ama Rabbime hamd olsun bu millet 3 yıl sonra yeniden demokrasiye geçti. O gün 22 bankanın içlerini boşalttılar. Bu milletin paralarını hunharca yediler ve o günün parasıyla 253 katrilyonu milletin cebinden çalarak kendi midelerini indirler. Ama Allah’a hamd olsun hem bu millete hem de adalete karşı hesap verdiler” şeklinde konuştu.
AK Parti Malatya İl Başkanlığı İnsan Haklarından Sorumlu il Başkan Yardımcısı Kahraman Kavuk ise, Türkiye Cumhuriyetinin, 28 Şubat 1997 tarihinde ‘Demokrasiye Balans Ayarı’ bahanesiyle karanlık bir sürecin içerisine itildiğini ifade ederek, “Yıllar önce bugün, demokrasiyi bir türlü hazmedemeyen vesayet odakları, yetkilerinin dışında devlet gücünü kullanarak, millet iradesiyle seçilen siyasi iradeye müdahale etme girişiminde bulunmuşlardır. Tanklardan aldıkları güçle devirlerinin bin yıl süreceği rüyasını görenler, birliğimizi ve bütünlüğümüzü gasp etmeye teşebbüs etmiş, ancak bu devletin gerçek sahibi olan milletimizin iradesine vurulmaya çalışılan pranga Allah’ın izniyle 10 yıl sürmeden tarihin derinliklerinde kaybolup gitmiştir. İrtica kılıfıyla vatandaşların düşünce ve inanç özgürlüğünü zapturapt altına almaya yönelik gerçekleştirilen post modern darbe sonrası; siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda yaşanan dönüşümler onarılması güç değişimlere neden olmuştur. Darbeciler 28 Şubat’ta meşru bir iktidara karşı tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi gayrimeşru bir müdahalede bulundular. Bürokraside yer alan üst düzey yöneticilere haksız ve hukuksuz operasyonlar yapılarak sindirme politikası izlediler. Siyaseti bir araç olarak kullanarak toplumsal düzeni, özgürlükler ve demokrasi üzerine değil korku ve dayatmalar üzerine kurdular. Ülkemizi hukuk devleti olmaktan çıkarıp ideolojik zulümleriyle insanları değerlerine, inançlarına, kültürüne göre bölerek kategorize ettiler. Demokrasi faciası yaşanan Türkiye’de dini inançları gerekçesiyle eğitim ve çalışma hakları başta olmak üzere sosyal ve ekonomik haklarından yoksun bırakılan bir nesil toplumsal hayatın dışına çıkartıldı. İnançlarının yükümlülüğünü yerine getiren başörtülü kadınlarımız bu nedenle bedel ödedi, çok acılar çekti. Bugün gözyaşları dindi yaralar kapandı ancak izleri asla silinmedi. O gün hakları zorla elinden alınanlar, siyaset yapması engellenenler, başörtüsü nedeniyle eğitim hakkından edilenler bugün TBMM’de milletimize hakkıyla hizmet etmektedir” ifadelerini kullandı.
“28 Şubat müdahalesinden 22 yıl sonra güçlü demokrasisi ve artan özgüveniyle ilham kaynağı olan bir Türkiye var artık” diyen Kavuk, “Güçlü Türkiye’nin güçlü yarınlarına milletimizle birlikte yürüyoruz. Kurulduğumuz ilk günden itibaren bizlere güvenip teveccühüne layık gören aziz milletimize saygılarımızı sunuyoruz” diye konuştu.