Muğla'da 'gladyatörler kenti' olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti'nde yürütülen kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan 1550 yıl öncesine ait Bizans kilisesinin tabanının mermerleri, kazı ekibi tarafından eski haline kavuşturul
MUĞLA(AA) - Muğla'nın Yatağan ilçesindeki "gladyatörler kenti" olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti'nde yürütülen kazı çalışmalarında ortaya çıkan Bizans kilisesinin tabanı, çalışmalarda bulunan renkli mermerlerle eski görüntüsüne kavuşturuluyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, dünyanın en büyük mermer kentleri arasında gösterilen Stratonikeia Antik Kenti'nde kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Stratonikeia ve Lagina Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine, antik kentin Helenistik, Roma, Bizans, Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de önemini sürdüren, dünyanın en büyük mermer kenti olduğunu söyledi.
Batı Caddede yürütülen kazı çalışmalarında milattan sonra (MS) 365 yılındaki deprem sonrası alana inşa edilen kiliseye ulaştıklarını hatırlatan Söğüt, ilk verilere göre kilisenin varlığının 7. yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam ettiğini, ondan sonra da bu alanın mezarlık olarak kullanıldığını tespit ettiklerini dile getirdi.
Kilisenin tabanı eski haline kavuşturulacakKazı çalışmalarının büyük bir bölümünü kentin Batı Caddesi olarak adlandırılan alanda yürüttüklerini anlatan Söğüt, "Burada sütunlu cadde üzerine kilise yapılmıştı. Daha sonra kilise yıkılınca, Bizans döneminde, MS 7. yüzyılda mezarlığa dönüştü. Şimdi hem mezarların hem de kilisenin bulunduğu alanı ortaya çıkarıyoruz. Şu anda da kilisenin taban döşemelerini yürüttüğümüz çalışmalarla eski haline kavuşturuyoruz." diye konuştu.
Kazı çalışmalarında çıkarılan ve Bizans döneminde mezarlığa dönüştüğünde tahrip olmuş parçaların getirildiği "taş hastanesi"nde aslına uygun şekilde düzenlendiğini aktaran Söğüt, kilise tabanı için kullanılacak mermer parçaların onarımının yapıldıktan sonra, bulunan zemin taşlarının aslına uygun ve orijinalliği bozulmadan titizlikle yerleştirildiğini kaydetti.
Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan kilise tabanının günümüzden yaklaşık 1550 yıl öncesine ait olduğuna değinen Söğüt, "Burada hem Bizans döneminde yapılan kilise tabanında yapılan döşemeyi hem de kilisenin tabanı tahrip edilerek yapılan Bizans mezarlarına ait örnekleri sergiliyoruz." dedi.
Ziyaretçilerin o dönemi görmesi sağlanıyorSöğüt, kilise tabanındaki döşemelerin plaka mermerlerinin geometrik şekilde döşenmesiyle oluşturulduğunu, bu parçaların yürütülen kazı çalışmalarında toplandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Kilisenin tabanı renkli mermerlerden oluşuyor. Kent içinde ilk defa bu şekilde güzel bir döşemeye rastladık. Bunlar ayrı panolarda ama bu panoların hepsi geometrik desenler ve motiflerden oluşuyor. En az 4 ayrı renk mermer kullanılmış. Bunların hepsi de doğal taşlardan oluşuyor. Biz de kazı çalışmalarında bulduğumuz bu taşları kendi orijinalinde olduğu şekliyle döşeyerek doğrudan ziyaretçilerin o dönemi görmelerini sağlıyoruz. Kilisenin bulunduğu alanda şu ana kadar yürüttüğümüz çalışmalarda 62 mezar tespit ettik. Bunlardan en iyi korunmuş olanları kilisenin mimarisiyle birlikte caddede sergileyeceğiz."
Bölgede kazı ekibinin yanı sıra çizim ekibinin de görev yaptığını anlatan Söğüt, yapıların dijital ortamda da üç boyutlu olarak ayağa kaldırıldığını dile getirdi.
Söğüt, hazırlanan üç boyutlu görüntülerin atölye içinde turistlere izlettirileceğini sözlerine ekledi.