'Gıda güvenliğini garanti altına almak milli güvenlik meselesidir'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Gıda güvenliğini garanti altına almak, altını çizerek söylüyorum; ülkemiz için aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir.' dedi.

Genel 26.07.2019 21:23:06 0
Tarih: 01.01.0001 00:00

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gıda güvenliğini garanti altına almak, altını çizerek söylüyorum; ülkemiz için aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polatlı Tarım İşletme Müdürlüğünde düzenlenen TİGEM 69'uncu Geleneksel Hasat Bayramı'nda vatandaşlara hitap etti.

Hasat Bayramı vesilesiyle Tarım ve Orman Bakanlığına, Bakan Bekir Pakdemirli ve ekibine, TİGEM mensuplarına şükranlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene 69'uncusu düzenlenen Hasat Bayramı'nın Polatlı ve Ankaralı vatandaşların yanı sıra tüm vatandaşlar için hayırlara vesile olmasını diledi.

Hasadın, çiftçinin bir yıllık emeğinin, alın teri ve bekleyişinin semeresini topladığı bir bayram olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Sizler bugün sadece tarlanızdaki ürünün hasadını yapmıyorsunuz, aynı zamanda her anı sabırla ve tevekkülle geçirilen bir senelik çalışmanın neticesini de alıyorsunuz. Sizler bugün Rabb'imizin insanın istifadesine sunduğu toprağın, suyun, güneşin bereketine bir kez daha şahitlik ediyorsunuz. İşte böyle bir günde, buradaki çiftçilerimizin nezdinde Türkiye'nin dört bir yanındaki üreticilerimizin hasat bayramını gönülden tebrik ediyorum. Sizlerle beraber ülkemizdeki tüm çiftçi kardeşlerime emekleri, gayretleri, fedakarlıkları için şahsım ve milletim adına şükranlarımızı sunuyorum."

Recep Tayyip Erdoğan, bugün açıkladıkları fındık alım fiyatlarıyla da üreticilere güzel bir haber verdiklerine inandıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ben bu müjdemizi bir kez de burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüzde 50 randıman esasına göre Giresun kaliteli kabuklu fındık için taban fiyat kilogramda 17 lira, Levant kaliteli kabuklu fındık için de taban fiyat kilogramda 16,5 liradır. Buna kilogram başına yaklaşık 2 lira olan mazot gübre desteği ve alan bazlı desteği de eklediğimizde, kilogram fiyatları fiilen 19 lira ile 18,5 lira arasına gelmiş oluyor. Hazırlıklarını tamamlayan Toprak Mahsulleri Ofisi, hasat başlangıcına denk gelen Kurban Bayramı'nın hemen akabinde inşallah alıma geçiyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun."

Erdoğan, bugün ayrıca Türk tarımı adına gurur verici bir adım daha atmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını belirterek, "Az önce Türkiye'nin ilk yerli üretim elektrikli traktörünün tanıtımını ve deneme sürüşünü yaptık. 45 dakika şarj süresiyle 7 saat aralıksız çalışabilen ve 105 beygir gücüne sahip bu traktörümüz inşallah seri üretime hazır. Ses yok, gürültü yok. Yüzde 95'e varan yakıt tasarrufu sağlayan elektrikli traktörün, bu özelliği ile çiftçilerimizin maliyetlerini çok ciddi düşüreceğine inanıyorum." diye konuştu.

Projenin hayata geçmesinde emeği olan herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yağlı tohum ve hububatta bekleyen ödemeleri olan üreticilerimize bu müjdeyi veriyorum. Yağlı tohum ve hububatta bekleyen 1 milyar 200 milyon lira desteği Kurban Bayramı'ndan önce ödeyeceğiz." açıklamasında bulundu.

Erdoğan, geçen hafta Düzce'de yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, şunları kaydetti:

"Felaketin ardından resmi kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla Düzceli vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için süratle harekete geçtik. Valilik, belediye başkanımız, milletvekillerimiz hepsi birlikte kurum kuruluşlarımız orada çalışmalarını sürdürdüler. AFAD ve Düzce Valiliğimizin koordinasyonunda bir taraftan sel felaketinin geride bıraktığı enkazı kaldırırken, diğer taraftan da zarar tespit çalışmalarımıza başladık. Şu ana kadarki tespitlerimize göre, 51 köy ve mahallede 1899 üreticimize ait 96 dekar açık alanda çok ciddi hasar oluştu. Bilhassa Düzce Merkez, Akçakoca, Cumayeri, Kilimli, Gölyaka ve Gümüşova ilçelerindeki üreticilerimiz sel felaketinden olumsuz etkilendi. Heyelan ve sel su baskını sebebiyle yaşanan afetler, Tarım Sigortaları Kanunu kapsamındadır. Tarım sigortası bulunan üreticilerimizin zararları inşallah bu kapsamda karşılanacaktır. Ayrıca felaketin yaşandığı bölgeyle ilgili 'Genel Hayata Etkililik' kararı aldık. Böylece bürokratik engellere takılmadan hem zarar tespit çalışmalarının kısa sürede yapılmasını hem de bölgeye yönelik yardımların etkili bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlıyoruz. Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde de ilgili birimlerimiz sahada yürütülen çalışmaları çok yakından takip ediyor. İnşallah devlet olarak Düzceli kardeşlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada gerekeni yapacağız."

-'Gıda güvenliğini garanti altına almak milli güvenlik meselesidir'


Kendilerinin, "Topraktan gelip yine toprağa döneceğine inanan bir medeniyetin varisleri" olduğunu dile getiren Erdoğan, "Milletimizin de tarih boyunca ana uğraş alanları hep tarım ve askerlik olmuştur. Şayet bin yıldır bu toprakları vatanımız olarak koruyabiliyorsak bunun gerisinde ecdadımızın cenk meydanlarında sergilediği kahramanlıklar ile çiftçilerimizin alın teri ve fedakarlıkları vardır." diye konuştu.

Tarımın öneminin ve Türkiye'nin bekasında oynadığı rolün daha da arttığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bugün birçok ülke gıda güvenliğiyle milli güvenlikleri arasında doğrudan bir bağ kuruyor. Artık devletler tarımı tıpkı savunma, haberleşme, üretim, ileri teknoloji ve enerji gibi milli güvenliklerinin yapı taşlarından biri olarak görüyor. Türkiye olarak bizim için de durum farklı değildir. Gıda güvenliğini garanti altına almak, altını çizerek söylüyorum; ülkemiz için aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir. Bizim nazarımızda iç tüketimimiz için buğdayı dışarıdan satın almakla silahı satın almak arasında temelde bir farklılık yoktur. Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlılık, en az savunma sanayinde dışa bağımlılık kadar tehlikeli ve riskli bir durumdur."

-"120 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik"


Tarımsal üretimi ekonomik boyutunun ötesinde stratejik bir sektör olarak değerlendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Bu anlayışla son 17 yıldır özel önem ve öncelik verdiğimiz alanların başına tarım ve hayvancılığı koyduk. Çiftçilerimize bugüne kadar toplamda, Bay Kemal diyor ya, bak Bay Kemal dikkat et, çiftçilerimizle, köylümüzle nasıl ilgilendiğimizi dinle, böyle yalanla dolanla bu iş yürümez. Burada resmi rakamları veriyorum, bizler 120 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik." dedi.

Türkiye'nin üretim kapasitesini artırmak, tarım alanındaki potansiyelini layıkıyla harekete geçirmek için çok büyük emek sarf ettiklerini ve emeklerinin karşılığını da pek çok alanda almayı başardıklarını belirten Erdoğan, "Artık traktörlerimiz var, artık biçerdöverlerimiz var, artık hamdolsun bakıyorsunuz balya balya otumuzu da kalkıyoruz teknolojiyle hallediyoruz." diye konuştu.

Tarım sektörünü yılların ihmalinden kurtararak dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle yarışır hale getirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Bugün tarım sektörümüz 82 milyonluk nüfusumuzun, 4,5 milyonluk sığınmacı kardeşimizin, her sene ülkemizi ziyaret eden 46 milyonluk turistin ihtiyaçlarını karşılarken, 5 milyondan fazla vatandaşımıza da istihdam imkanı sağlıyor." değerlendirmesinde bulundu.

-"Tarımsal hasılada dünyada 7'nci, Avrupa'da ise 1'inci sıradayız"


Kendilerinin muhalefet gibi afaki konuşmak yerine rakamlarla oranlarla ve karşılaştırmalarla konuşmayı sevdiklerini dile getiren Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Burada sizlerle bilhassa da ihracatçılarımızın mevsim şartları dolayısıyla satın aldığı bir iki tarım ürünü üzerinden Türk tarımını eleştirenlere bazı rakamlarla cevap vermek istiyorum. 2002 yılında yaklaşık 37 milyar lira olan tarımsal gayrı safi yurt içi hasılamız 2018 yılında 213,4 milyar liraya ulaştı. Tarımsal hasılada dünyada 7'nci, Avrupa'da ise 1'inci sıradayız Bay Kemal. 2018 yılında sebze ürünlerinde üretimin talebi karşılama oranı yüzde 106,6'ya çıktı, nereden nereye. Meyve ürünlerinin tamamına yakınında kendimize yeter durumdayız. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bay Kemal'in sürekli diline doladığı buğday meselesinde, bak şu rakama dikkat et, 2002 yılında üretimimiz iç talebi karşılamazken şimdi yüzde 112 gibi bir oranı yakaladık.

2002 senesinde sadece 3,7 milyar dolar olan tarımsal ürün ihracatımızı yaklaşık 4 kat artırarak 2018 yılında yaklaşık 18 milyar dolara çıkardık. Ah Bay Kemal ah, bu iş öyle yalanla dolanla olmaz. 2018 yılında tarımda dış ticaret fazlası yaklaşık 5 milyar dolar gibi çok önemli bir rakama ulaştı. Topraksız tarım yapılan teknolojik sera sayımızı bin 413'e taşıdık. Modern seralarımızda üretilen ürünlerimizin yüzde 90'ını ihraç ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada yükselen trendleri takip etmeden kalıcı başarının yakalanmasının zor olduğunu belirterek, "Tarım alanında gelişmiş ülkelerle rekabet eden bir Türkiye ancak yenilikçi ve bütüncül bir anlayışla geleceğe damgasını vurabilir." dedi.

Son dönemde Türkiye ile tüm dünyada organik tarıma yönelik ilginin arttığının görüldüğünü ve insanların artık sadece tükettikleri ürünlerin fiyatlarına değil aynı zamanda ne yediklerine, bunların nerede, nasıl üretildiğine de çok dikkat ettiğine işaret eden Erdoğan, "Tarım ürünleriyle ilgili bilinç dünya genelinde daha fazla artış kaydediyor. Küresel düzeyde gastronomi bilimi ve gıda turizminin popülaritesi de günden güne yükseliyor." diye konuştu.

Göreve geldiklerinden itibaren bu anlayışla organik tarım ve tohum üretimine öncelik verdiklerine vurgu yapan Erdoğan, "2002 yılında sadece 150 organik ürünümüz varken, 2018 yılı itibarıyla bu sayıyı 213'e ulaştırdık. Üretim miktarı açısından baktığımızda organik üretim 2002'den günümüze yüzde 665 artarak, 2 milyon 372 bin tona yükseldi. Bu ürünleri aynı zamanda yurt dışına pazarlayarak 2018 yılında 361 milyon dolar gelir elde ettik." ifadelerini kullandı.

Bir diğer önemli konunun sertifikalı tohum üretimi olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Buradaki çiftçilerimizin de yakından bildiği gibi tarımda ana girdilerden birisi tohumdur. Tohum, aynı zamanda gıda kalitesinin başlangıç noktasıdır. Ne kadar güvenilir ve kaliteli tohumunuz varsa gıdanız da o derece sağlıklı olur. Hükümetlerimiz dönemlerinde bu konuya da çok ciddi destekler verdik ve hamdolsun olumlu sonuçlar elde ettik. 2002 yılında 145 bin ton olan tohum üretim miktarı 2018 yılında 1 milyon tonu aştı, nereden nereye.

Sertifikalı tohumda en fazla ekiliş alanına sahip türlerde yerli üretimle ülkemiz ihtiyacını karşılar duruma geldik, Allah'a hamdolsun. Tohum ihracatımız 2002 yılına göre 2018 yılında 11 kat artarak 102 bin tona ulaştı. Hep tohumu ithal eden ülkeyken şimdi ihraç ediyoruz. İşte 'Ata Tohumu' projesiyle ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerinin koruma altına alınmasını sağlıyoruz. Şimdiye kadar milletimizden toplanan binin üzerinde cins ve çeşitlere ait tohumlar çoğaltılarak, tescile hazır hale getirildi."

-'2023 yılına kadar desteklediğimiz proje sayısını 20 bine ulaştırmayı hedefliyoruz'


Diğer tüm alanlarda olduğu gibi tarımda da gençlerin sahiplenmediği bir sürecin hedefine varmasının zor olduğunu belirten Erdoğan, "Günümüzde genç kuşakların tarımdan ziyade kendilerince daha garantili gördükleri mesleklere ilgi duyduğu bir gerçektir." diye konuştu.

Masa başı bir işe sahip olmanın gençlere ticaretten, tarımdan, müteşebbislikten daha cazip geldiğini ifade eden Erdoğan, "Oysa kışın toprağa atılan tohumun baharla beraber serpilip büyümesinin verdiği mutluluğu başka hiçbir şeyde bulamazsınız. Hayatta konfordan ziyade üretmenin, yetiştirmenin, toprakla tabiatla hemhal olmanın sevincini aramak gerekir." dedi.

Erdoğan, gençlerin tarıma ilgisini artırmanın bu açıdan çok önemli olduğunu dile getirerek, genç nüfusun köyde yatırım yapmasını ve tarımsal nüfusun gençleşmesini sağlamak için köye dönüş projelerini başlattıklarını, genç çiftçilere kişi başı 30 bin lira tutarında hibe desteğini 2016 yılında uygulamaya başladıklarını bildirdi.

Hayvancılıktan bitkisel üretime yerel ürünlerden tıbbi aromatik bitkilere kadar birçok alanda gençlere imkanlar sunduklarını anlatan Erdoğan, "Sadece son 3 yılda genç çiftçilerimize devletimiz tarafından sağlanan hibe tutarı 1,5 milyar lira. Halep oradaysa arşın Polatlı'da. 2019 senesinde IPARD kapsamında toplam 310 milyon avro yani 2 milyar lira hibe bütçeli kırsal kalkınma proje başvuru çağrısına çıktık. 60 milyon avro yani 400 milyon liralık çağrı şu anda devam ediyor. 2023 yılına kadar desteklediğimiz proje sayısını 20 bine, toplam hibe miktarını 8 milyar liranın üzerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Buğday ve arpada prim ve gübre desteğini yüzde 100 artırıyoruz." bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanlığı kararıyla nişasta bazlı şeker kotasını 2018'de yüzde 10'dan yüzde 5'e, 2019'da ise yüzde 2,5'e düşürdüklerini, böylelikle çiftçinin, ilave 1,5 milyon ton pancarı kota kapsamında üretmesini sağladıklarını dile getiren Erdoğan, şeker kotalarında yapılan bu düzenlemeyle 2019'da bir önceki yıla göre pancar üretiminde yüzde 11'lik artış beklediklerini bildirdi.

Erdoğan, kısa zaman önce gelecek 5 yıllık dönemde kamuya ve özel sektöre rehberlik edecek 11. Kalkınma Planı'nı açıkladıklarını anımsatarak, kalkınma planında tarım sektörü için de çok önemli hedefler ve teşvikler yer aldığını aktardı.

Tarım sektörünü savunma sanayisi ve turizmle aynı kategoriye aldıklarını belirten Erdoğan, "Dijitalleşme, yapay zeka, veri madenciliği gibi etkin, veriye dayalı iş modelleriyle tarımsal bilgi sistemleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu sayede tarım ve hayvancılıktaki bütün faaliyetler anında izlenecek, stratejiler geliştirilecek, çiftçilerimizin mağduriyeti giderilecektir. Yani 780 bin kilometrekare şu vatan toprağımızda ne ekiliyor, nerede ekiliyor, ne kadar ekiliyor, ne kadar hayvan yetiştiriliyor hepsini bileceğiz, hepsini planlayacağız. Tohumdan sofraya tüm süreç analizi yapılarak kayıt altına alınacak." diye konuştu.

-"Çok ciddi katkı sağlayacağız"


Sulama alanlarının genişletilmesi amacıyla 2 milyon hektar alanı daha sulamaya açacaklarını duyuran Erdoğan, GAP bölgesi başta olmak üzere yurt genelindeki sulama barajları ve kanallarının bir an önce hizmete girmesinin öncelikler arasında bulunduğunu söyledi. Erdoğan, "Böylece 1,7 milyon kişiye istihdam, ekonomiye de 15 milyon liralık yıllık gelir artışıyla çok ciddi katkı sağlayacağız." dedi.

Küçük aile işletmelerinin, büyükbaş hayvancılıkta 10, küçükbaş hayvancılıkta 300 başa kadar ulaştırılması hedefiyle alet ve ekipman alımını destekleyeceklerini bildiren Erdoğan, küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde anaç hayvan sayısının artırılmasıyla kırmızı et üretimindeki küçükbaş payını yükselteceklerini ifade etti. Erdoğan, 2023 yılı için 30 milyon baş ilave anaç koyun artışı hedeflediklerini kaydetti.

Ayrıca ülkedeki sığır miktarını artırmak için suni dölleme uygulamalarına ağırlık vereceklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"İnşallah tüm bu çalışmalarla ülkemizi 2023 senesinde tarım ve hayvancılıkta dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getireceğiz. Bu noktada sizlerin gayretleri, emekleri çok büyük önem arz ediyor. Çiftçimiz, üreticimiz, bize destek olmazsa Türkiye hedeflerine varamaz. Üniversiteler, kamu kurumlarıyla el ele vermezse tarım ve hayvancılıkta arzu ettiğimiz hamle yaşanamaz. Hepimizin aynı gemide olduğunun bilinciyle hareket etmesi, eleştirirken aynı zamanda ortaya daha iyisi için öneri koyması gerekir. Muhalefetin yaptığı gibi yalanlara, çarpıtmalara sarılmak hiç kimseye bir fayda sağlamaz. Bakınız biz her zaman tekliflere, yeni tekliflere, yeni yöntemlere, yeni projelere açık bir kadro olduk. Ülkenin ve milletin menfaatine olduğu müddetçe teklifi getirenin kimliğiyle siyasi görüşüyle de asla ilgilenmedik. Bugün de özellikle tarım şuramızın hazırlık çalışmalarında ülkemiz tarımını ilerletecek, üretimi artıracak, Türkiye'nin gıda güvenliğini tahkim edecek her türlü öneriye açığız. Açık söylüyorum, biz kavganın, gerilimin, kesinlikle yanında değiliz. Türkiye'ye hizmet etmenin, milletimizi hayalleriyle buluşturmanın peşindeyiz."

Çiftçilerimize en güzel imkanları sunmanın mücadelesini verdiklerini belirten Erdoğan, "Ne oldu, faizde 425 baz puan Merkez Bankası indirdi. Yüzde 24'ten 19,75'e düştü. Daha düşecek, yıl sonuna kadar daha da düşecek. Benim çiftçim, benim yatırımcım, girişimcim inşallah bu faiz belası altında ezilmeyecek. Yatırım, istihdam, üretim, rekabet gücü artacak ve böylece Türkiye büyümeye devam edecek." dedi.

Lansmanını gerçekleştirdikleri elektrikli traktör projesinde emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Artık, 'mazot var mı yok mu' demeyeceksin. Elektrikli traktör. Kullandım. Bugün biçerdöveri de kullandım. Bayağı da iyi oluyor. Bir zamanlar Polatlı'da acaba traktör var mıydı? Benim kuşak bilir, var mıydı, yok muydu? Parmak sayılarını geçmez. Biçerdöver zaten hak getire ama şimdi bakın biçerdöverler de var, traktörler de var. Daha güçlüyüz, daha inançlıyız ve bundan sonra inşallah topraklardan bu bereket daha fazlasıyla artarak yükselecek. Ülkemizdeki tüm üreticilerimize Rabbimden bereketli, huzurlu ve bol kazançlar niyaz ediyorum."

Konuşmanın ardından, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a buğday başaklarından yapılan Cumhurbaşkanlığı forsu hediye etti.

TİGEM Hasat Bayramı kapsamında düzenlenen fotoğraf yarışmasında dereceye girenlere de ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.


Anahtar Kelimeler: