Beşşar Esed rejimi güçleri, gerginliği azaltma bölgesi ilanından bu yana saldırılarını sürdürerek İdlib'in yarısını ele geçirdi.
İDLİB (AA) - Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında Suriye'de çatışmaların en yoğun olduğu 4 alanda "gerginliği azaltma bölgesi" ilan etti.
Esed rejimi, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki Suriye topraklarında, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğindeki İdlib haricinde geri kalanları, Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi.
Rejim ve destekçileri, söz konusu üç bölgede yerinden edilen sivillerin sığınmasıyla nüfusu 4 milyona yaklaşan İdlib'i de ele geçirmek için bu bölgeye yoğunlaştı.
Saldırılarına 2017'nin sonunda hız veren rejim güçleri, Şubat 2018 itibarıyla İdlib'in doğusundaki stratejik Ebu Zuhur Havaalanı'nın da içinde olduğu 3 bin kilometrekare alanda ilerledi.
Askeri yığınaklarına hız vererek İdlib'i tümüyle ele geçirmek için büyük bir operasyon başlatacağı sinyalini veren rejim güçleri, Türkiye sınırına doğru göç dalgasını da tetikledi.
Türkiye'nin girişimleriyle 17 Eylül 2018'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin, Rusya'nın Soçi kentinde ek mutabakata vardı. Buna rağmen, rejim ve destekçileri saldırılarını sürdürdü.
Mutabakattan bu yana 1800 sivil can verirken, Ocak 2019'dan beri Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 767 bine ulaştı.
İdlib'deki kampların dolması, yeni çadır kurulacak alan ile altyapının bulunmaması ve yardımların azalması nedeniyle binlerce sivil sığınacak yer bulmakta güçlük çekerken, saldırılar ve insani kriz giderek derinleşti.
Mayıs 2019: Rejim saldırıları kara operasyonuna döndüRejim güçleri, Şubat 2019'da Soçi mutabakatını da hiçe sayarak saldırılarına hız verdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 10 Mayıs 2019'da yaptığı açıklamada, rejim unsurlarının İdlib’in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizlerinin 6 Mayıs’tan itibaren kara harekatına dönüştüğüne dikkati çekti.
Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren son 9 ayda, Kefrenbude, Han Şeyhun, Maraatinüman, Serakib gibi büyük ilçelerin yanı sıra İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırıları neticesinde ele geçirdi.
Böylece Soçi mutabakatı öncesi ilerlediği topraklarla, rejim, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin yaklaşık yarısını ele geçirmiş oldu.
TSK gözlem noktaları da kuşatmada kaldıTürkiye, bölgedeki insanlık dramına çözüm bulmak, hem kendi toprakları hem de Avrupa'ya yeni bir göç dalgası yaşanmaması için her türlü yolu denerken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki gözlem noktalarına rejim güçlerince yapılan saldırılar da arttı.
TSK'nin Astana anlaşmaları çerçevesinde ateşkesi temin etmek için kurduğu 12 gözlem noktasından 9 nolu Morik, Ağustos 2019'da rejimin Han Şeyhun'u almasıyla kuşatmaya girdi.
Bundan sonra 8 nolu Sırman, 7 nolu Tel Tukan, 5 nolu Raşidin ve son olarak dün, 6 numaralı Tey Eys de rejim güçlerince çevrelendi.
Rejim unsurları çatışmaların önlenmesi maksadıyla takviye olarak gönderilen TSK unsurlarına topçu saldırıları düzenledi. Saldırılarda 7 asker 3 Şubat'ta, 5 asker ise dün şehit oldu.