Türkiye’de ve dünyada can alan Korona virüs salgını nedeniyle Erzurum Barosu Başkanı Talat Göğebakan’ın da aralarında bulunduğu 40 baro ortak açıklama yaptı. Açıklamada, "Bizler, bu zorlu süreçte akılcı ve yapıcı yaklaşımlarla, çözümcü yollarla ve iletişimi sürekli açık tutarak çatı örgütümüzle birlikte olmaya devam edeceğimizi ve bu zorlu sürecin üstesinden hep birlikte gelmek üzere meslektaşlarımız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımızı beyan ederiz" denildi.
Çin’in Vuhan kentinden çıkarak tüm dünyada büyük can kaybına neden olan Korona virüs salgını nedeniyle Erzurum Barosu’nun da aralarında bulunduğu 40 baro ortak açıklama yaptı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Korona virüs salgın hastalığının sadece ülkemizde değil tüm dünyada sağlık, sosyal ve ekonomik olarak etki oluşturduğuna yer verilen açıklamada, "Öncelikle, ülke genelinde tanı konduğunu öğrendiğimiz avukat arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bir an önce iyileşerek aramıza ve görevlerine dönmelerini ve bundan sonraki süreçte tek bir meslektaşımızın dahi hastalanmamasını diliyoruz. Ayrıca, bu süreçte Korona virüs tanısı konan ve tedavi sürecinde olan tüm vatandaşlarımıza bir an önce iyileşmeleri yönünde acil şifalar, vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Salgın hastalığın seyrinin bir an önce olumlu yönde yok olma yönünde değişmesini, etkilerinin bir an önce ortadan kalkmasını ve ülkemiz için en az sıkıntı ile atlatılmasını da en güçlü dilek ve temennilerimizle diliyoruz. Yine, salgın hastalığın başından bu yana her zaman olduğu gibi bu ülkenin vatandaşlarının sağlığı için canlarını hiçe sayarak çaba ve emek gösteren sağlık çalışanlarımıza, güvenlik güçlerimize ve bu doğrultuda çalışan tüm kurum ve kuruluşlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz" denildi.
Meslek örgütlerinin ve avukatların bu süreçten etkilenmemesinin mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada şöyle denildi:
"Tüm beklentimiz ve isteğimiz mesleğimizin, adalet ve yargı sistemimizin bu sancılı süreci en az hasarla atlatmasıdır. Bunu sağlayabilmek adına, ilgili kurumların, olağanüstü koşullar içinde gerekli yasal düzenlemeler için mücadele ettiği ve uygulama birliği sağlamaya çalıştığı da izlenmektedir. Tam bu noktada meslek örgütü olan baroların ve de çatı örgütü olan Türkiye Barolar Birliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Birlik ve beraberlik ruhu içerisinde hareket edildiğinde, ayrı ve dağınık taleplerin, farklılık arz eden sorunların tek bir ağızdan, doğru ve akılcı bir dille, diyaloğu önceleyen, yapıcı ve çözümcü bir yaklaşımla, doğru muhataplarına iletildiğinde karşılandığı, hemen sonuç alınamasa bile süreç içerisinde dikkate alındığı anlaşılmıştır. Bu süreç içerisinde, avukatlar, ekonomik etkilerden mücbir sebep kapsamında etkilenecek sektörler arasına alınmış, mali konularda ülke kapsamında alınan tedbirlerden faydalanmaları sağlanmıştır. Yargıda sürelerin durdurulmasını içeren 7226 sayılı kanun geçici madde 1’nci maddesi ile halk sağlığı tedbirleri kapsamında, sağlığını haklı olarak önceleyen meslektaşlarımızın ve sorumlu oldukları müvekkillerinin, hak kayıpları yaşamaması noktasında gereken tedbirler alınmıştır. Aynı kanun maddesi ile yetki tanınan HSK’ın, tüm mahkemeleri, duruşma ve tebligat süreçlerini ilgilendiren bir karar alması beklenmektedir. Stajyer avukatların, adliye stajları konusunda da gerekli tedbirler ve kararlar alınmıştır. Bu kapsamda yapılan ve tamamlanan işler olduğu kadar, halen eksik olan, uygulamada karşılaşılan sorunlar ile ilgili olarak gerekli girişimler yapılmaktadır. Türkiye Barolar Birliği 7 Temmuz 1969 tarihinde yürürlüğe giren 1136 sayılı Avukatlık Yasası’yla yasal, 9-10 Ağustos 1969 tarihlerinde yapılan ilk genel kuruluyla fiili olarak kurulmuştur. Kurulduğu günden bu yana Avukatlık Yasası’nın 110’uncu maddesinde işaret edildiği üzere, avukatlık mesleğinin, baroların, baro üyesi olan meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek, onların mesleki yönden ilerlemelerine ve kendilerini geliştirmelerine destek vermek, ülkemiz hukukuna, evrensel hukuka katkı yapmak, yasaların ülkemizin gereksinimlerine uygun olarak yürürlüğe konulması ve uygulanması yönünde çalışmalarda bulunmak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak sorumluluğundan kaçmayan örgütümüz bu zorlu süreçte de kanunun kendisine yüklediği ödev ve görevleri yerine getirmektedir. Barolar, koordineli bir çaba ve üstün gayret ile akılcı bir çözüm yolu bulmaya çalışmakta, sorunları çatı örgütüne ileterek aktarılmasını talep etmekte, bir yandan da, kendi iç işleyişlerinde gereken tedbirleri almaya çalışmaktadır. Bu nedenle, devam edecek bu süreçte, meslek örgütümüz için olağanüstü gayret gösteren Türkiye Barolar Birliğine, başta başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu olmak üzere, yönetim kurulu ile tüm kurullarına, çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Bizler, bu zorlu süreçte akılcı ve yapıcı yaklaşımlarla, çözümcü yollarla ve iletişimi sürekli açık tutarak çatı örgütümüzle birlikte olmaya devam edeceğimizi ve bu zorlu sürecin üstesinden hep birlikte gelmek üzere meslektaşlarımız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımızı beyan ederiz".