Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan Kars doğumlu Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun’un Kürt sorununu sosyolojik açıdan ele aldığı ‘Kürtlerin Anadolulaşma Süreci’ isimli kitabı okuyucuyla buluştu.Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun, kitabı ile ilgili yaptığı açılmamada, bu çalışmasında Kürtlerin Orta Mezopotamya’dan başlayan ve Trakya’ya kadar uzanan toplumsal hareketliliğini neden ve sonuçları bakımından incelediğini söyledi. Kürt meselesinin siyasi boyutundan ziyade sosyolojik boyutunun da incelenmesi gerektiğini ve çözümün bu gerçeklikten ortaya çıkacağını belirten Altun, “Bir sorunun sosyolojik alt yapısı ortaya konulmadan, o sorunun çözülmesi mümkün değildir. Kürt sorunu da bilindiği üzere tarihsel bir olgudur ve çözümü bir takım alt yapı çalışmalarının gerçekçi ve bilimsel bir şekilde ortaya konulmasıyla mümkün olacaktır. Özellikle Kürtler hangi sosyolojik ve tarihsel süreçten geçiyor? Ekonomik katılımda hangi aşamada ve gelecekten beklentileri neler? Bütün bunların duygusallığa kapılmadan açıklanmaya muhtaç konular olduğunu öncelikle tespit etmeliyiz. Bu sayede çözüme ulaşmak çok daha kolay olacaktır diye düşünüyorum. Kürtler, İslamiyet’in ortaya çıkmasından sonra önce kuzeye Ermenilerin içine doğru sokuldular.İslamiyet’i kabul etmesiyle büyük bir avantaj yakalayan, Kürtler bölgede varlıklarını korudular. Tarihi süreç içinde Müslüman olmayan toplumlar eriyip yok olurken, Kürtler hem nüfuslarını artırdılar, hem de Anadoluʹnun çeşitli kentlerine göç ettiler. 2016 itibariyle Kürtlerin Marmara, Ege, Akdeniz ve Ankara eksenli Orta Anadolu’da büyük bir etkinlik kazandıklarını görüyoruz. Özellikle 1950’den sonra hızlanan göç nedeniyle batı illerinde bırakın büyük kentleri, ilçeler, hatta beldeler bile büyük Kürt göçü almaya başladı. Kürtler buralarda ekonomik ve idari yapıda büyük ilerlemeler kaydederek, fikren (ayrılıkçı fikir) olmasa bile bedenen sistemin ortağı durumuna geldiler. Mevcut Kürt nüfusunun yarısından fazlası bugün batıya yerleşmiş durumdadır ve bu insanların önemli bir kesimi ise burjuvalaşmıştır. Özellikle inşaat, tekstil, emlak ve turizm alanlarında sayısız yatırıma imza atan Kürtler, sistemin üst düzey kademelerinde de büyük görevlere gelmeyi başarmışlardır. Bu toplumsal gerçeklik nedeniyle Kürtlerin sistemden beklentilerinin farklılaştığını gözlemliyoruz. 1930’dan önce Güneydoğu’da bir Kürt devleti kurma fikri gerçekçi gözükürken, bugün aynı Kürtler, kültürel ve demokratik özgünlüklerini koruma kaydıyla Türkiyeʹnin bütünlüğünde kalma eğilimi taşımaktadırlar. Çünkü sosyal realite düşünceyi de etkilemektedir. Bu durum doğal olarak bir fikri değişimini de beraberinde getirmektedir” dedi.Ermeni ve Kürt meselelerinin sosyolojik boyutuyla ilgilenen Altun, daha önce de ‘Sona’ ve ‘Kızıl Topraklar’ isminde iki kitap daha yayınlamıştı.
