Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Karaçay, 'Türkiye ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle halihazırda kararlılıkla mücadele halinde.' dedi.
Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Hakan Karaçay, Türkiye'nin ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle halihazırda kararlılıkla mücadele içinde olduğunu söyledi.
Karaçay, başkonsolosluk binasında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla yürütülen Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin yerel medya mensuplarını bilgilendirdi.
Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadele etme kararlılığının tam olduğunu belirten Karaçay, "Türkiye, ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle halihazırda kararlılıkla mücadele halinde. Bugüne kadar uluslararası alanda bu çerçevede ortaya konulan çabalara en başında beri hep tam destek verdik." dedi.
Karaçay, Fırat Kalkanı Harekatı ile Zeytin Dalı Harekatı'nı hatırlatarak, söz konusu iki harekatın sonucunda 4 bin kilometrelik alanın terör örgütü PKK/PYD/YPG ve DEAŞ'tan arındırıldığını ve söz konusu alanda 360 binden fazla Suriyelinin evlerine geri döndüğünü ifade etti.
PKK/PYD/YPG tünelleri vasıtasıyla transferSuriye'de icra edilen operasyonlara rağmen terör tehdidinin sonlanmadığını dile getiren Karaçay, "Özellikle Fırat'ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu bulunan PKK/YPG/PYD terör örgütü unsurlarınca son 2 yılda sayısı 100'ün üzerinde taciz ve hasmane olayına maruz kaldık. Bu bölgede PKK/PYD/YPG tünelleri vasıtasıyla topraklarımıza patlayıcı ve mühimmat kaçırılmakta ve bu malzemeler terör örgütü PKK'ya transfer edilmekteydi." ifadelerini kullandı.
Başkonsolos Karaçay, PKK/PYD/YPG'nin Suriye'de sivillere terör saldırısı düzenlediğini anımsatarak, örgütün özellikle Suriye'nin kuzeybatısındaki bölgelerde 220'ye yakın terör eylemi gerçekleştirdiğini vurguladı.
"330 bin Suriyeli Kürt kardeşimiz Türkiye'ye sığındı"Örgütün Suriye'deki uygulamalarına da değinen Karaçay, şunları kaydetti:
"PKK/PYD/YPG'nin çocuk asker alımı, muhaliflere yönelik tehdit, demografik yapının değiştirilmesi ve kontrolü altındaki alanlarda zorunlu askere alma gibi insan hakları ihlalleri yaptığına dair artan sayıda kanıtlar halen ortaya çıkmakta. Yerel halkın da terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin mezalimine karşı şikayetleri ve tepkileri gittikçe artmaktaydı. PKK/PYD/YPG'nin baskı, zulüm ve yıldırma politikalarının bir sonucu olarak 330 bin Suriyeli Kürt kardeşimiz Türkiye'ye sığındı. Sadece bu bile başı başına Türkiye'nin attığı bu adımların (harekat) Kürtlere karşı değil, sadece ve sadece terör örgütü PKK ve onun Suriye uzantısı PYD/YPG'ye karşı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bunun aksini iddia edenlerin iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz ve bunlara itibar edilmemesini istiyoruz."
Karaçay, PKK/PYD/YPG tehdidine yönelik beklenti ve hassasiyetlerinin bugüne kadar Fırat'ın doğusunda asker ve sivil mevcudiyeti bulunan tüm ilgili müttefik ülkeler nezdinde her düzeyde defaatle dile getirildiğini söyledi.
"Bu harekat, Kürt kardeşlerimize karşı değil"Barış Pınarı Harekatı'nın amacına değinen Karaçay, şöyle konuştu:
"Harekatın amacı, Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak, bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve bu suretle Suriye halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmaktır. Bu harekat, Kürt kardeşlerimize karşı değil. Bu harekat sadece ve sadece terör örgütü PKK/PYD/YPG'ye karşı yapılmaktadır. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz. Kürt kardeşlerimizle herhangi bir sorunumuz yok. Bizim mücadelemiz sadece terör örgütleriyledir."
Başkonsolos Karaçay, daha önceki harekatlarda olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı'nın planlama ve icrasında sadece terör unsurları ve teröristlere ait barınak, sığınak, silah, araç ve gereçlerin hedef alındığını vurgulayarak, sivil halkın zarar görmemesi için gereken özenin gösterildiğini kaydetti.
Harekatın başlamasından bu yana PKK/PYD/YPG'nin Türkiye'deki sivil yerleşim birimlerini hedef aldığını aktaran Karaçay, "Bulundukları yerlerden Türkiye içindeki sivil yerleşim yerlerini bomba ve havan silahlarıyla hedef alıyorlar. Bu tabii terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin gerçek yüzünü hala görmek istemeyenler için gözleri açıcı bir durum teşkil etmektedir." diye konuştu.
Karaçay, bazı sosyal medya ve basında yayınlanan görüntü ve fotoğraflarla Türkiye'ye karşı karalama kampanyası yürütüldüğünü ifade ederek, bunların geçmişte başka mekan ve zamanlarda başkaları tarafından yapıldığını ve işi ciddiyetle yapan basın kuruluşlarınca gerçeklerin açıkça ortaya konulduğunu dile getirdi.
"Türkiye'nin terörle mücadelesi Suriye'nin toprak bütünlüğüne katkı sağlar"Harekatın uluslararası hukuk temelinde yürütüldüğünü işaret eden Karaçay, Birleşmiş Milletler (BM) şartının 51'inci maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkının olduğu ve BM Güvenlik Konseyi'nin terörizmle mücadeleye ilişkin çeşitli kararları uyarınca ve Suriye'nin toprak bütünlüğe ve birliğine saygı temelinde harekat edildiğini ifade etti.
Karaçay, şunları kaydetti:
"Yapılan birtakım kara propagandanın aksine Türkiye'nin harekat alanının demografisini değiştirmek gibi niyeti ve planı yoktur. Tam tersine bu terörle mücadele harekatı, etnik temizlik dahil olmak üzere insanlığa karşı suç işleyen PKK/PYD/YPG nedeniyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacaktır. Harekatın başarıyla sonuçlanmasıyla birlikte bölgenin Arap olsun, Kürt olsun, Türkmen olsun asıl sahipleri kendi evlerine dönebilecektir. Türkiye'nin terörle mücadeleye yönelik çabaları Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkı bulunacaktır."
Yabancı terörist savaşçılar sorununun uluslararası toplumun ortak çabasıyla çözülebileceğini kaydeden Karaçay, tüm yabancı terörist savaşçıların menşe ülkelerince geri alınmasının sürdürülebilir tek çözüm olduğuna inandıkları söyledi.