Kahramanmaraş'taki Domuztepe Höyüğü'nde sürdürülen arkeolojik kazı çalışmalarında, kentin okçuluğun merkezi olduğuna dair, çeşitli boyalı kapların üzerinde resimler bulundu.
KAHRAMANMARAŞ (AA) - Kahramanmaraş'taki Domuztepe Höyüğü'nde sürdürülen arkeolojik kazı çalışmalarında, kentin okçuluğun merkezi olduğuna dair, çeşitli boyalı kapların üzerinde resimler bulundu.
Türkoğlu ilçesine bağlı Kelibişler Mahallesi yakınlarındaki Domuztepe Höyüğü'nde, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin tarafından 2013'te Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü koordinesinde başlatılan, 2015'ten bu yana da Bakanlar Kurulu kararıyla yürütülen kazı çalışmaları devam ediyor.
Halil Tekin başkanlığındaki çalışmalara, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencileri de katılıyor.
Höyükte, 1996 yılında İngiliz-Amerikan ortak projesi olarak başlanan, 2013'ten itibaren ise Türk bilim insanlarınca devam ettirilen çalışmalarda, her geçen gün yeni bulgulara ulaşılıyor.
Doç. Dr. Halil Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dondurma kenti Kahramanmaraş'ın, aynı zamanda bir "okçu kenti" olduğunun saptandığını söyledi.
Günümüzden yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait Asur yazılı belgelerinde, bölgede Gurgum Krallığı'nın hakimiyetinin yer aldığını hatırlatan Tekin, Asur kralı 2. Sargon ya da Şarrukin zamanında, Kahramanmaraş'a "Markasi" şeklinde bir tanımlama yapıldığını belirtti.
"Çok sayıda ok ucu bulduk"
9 bin yıllık seviyeye ulaştıkları Domuztepe'den oldukça geç bir zaman dilimine tarihlendirilen "Markasi" tanımlamasının önemine dikkat çeken Tekin, şunları kaydetti:
"Markasi, dil bilimcilere göre 'ok atılan alan', 'okun oğlu' anlamına geliyor. Bu da gösteriyor ki burası ok ve okçuluk için çok önemli bir merkez. O yüzden Asur kralı da bizzat buraya bu ismi vermiş. Biz Domuztepe Höyüğü'nde, bazı boyalı çanak çömlek parçalarının üzerinde ok atan kişiler gördük. Burada ok ve okçuluk eski bir gelenek, eski bir uğraşı alanı olarak karşımıza çıkıyor."
Markasi'de okçuluğun bir simge olduğunu düşündüklerini dile getiren Tekin, "Burada bulduğumuz bütün topraklar eleniyor ve yıkanıyor. İçinde çok sayıda ok ucu da bulduk. Okçuluğun, sporun yanında aynı zamanda yaşam modeline uygun olarak avcılıkta da yaygın olduğunu gösteriyor." diye konuştu.