İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Alkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işitme sağlığında yaşanan sorunların bireylerin hayatında önemli kısıtlamalar oluşturması açısından önem taşıdığını belirterek, yenidoğan döneminden ileri yaşlara kadar pek çok farklı nedenle işitme kayıplarının meydana gelebileceğini aktardı.
Yeni geliştirilen teknolojilerle her tür sorunda ve her yaşta işitme kayıplarına çözüm getirilebildiğini ancak bu noktada doğru tanı ve zamanında tedavinin çok önemli olduğunu vurgulayan Alkan, işitme kayıplarında yetişkin ve çocukların farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Zeynep Alkan, çocuklarda işitme kaybıyla ilgili hamilelik döneminde ve sonrasında oluşan çeşitli sebeplerin bulunduğuna dikkati çekerek, yetişkinlerde ise ilaç kullanımı, toksik maddelerle uzun süre muhatap olmak, uzun süre sesli ortamlarda çalışmak, ses travmasına maruz kalmak ya da normal biyolojik yaşlanmanın (65 yaş sonrası) giderek artan işitme kaybına yol açabildiğini söyledi.
Enfeksiyonlara, damar tıkanıklarına bağlı ya da aniden yüksek sese maruz kalma sonucunda da ani işitme kayıpları görülebilirken, sebebi bilinmeyen ani işitme kayıplarının da yaşanabildiğini belirten Alkan, şunları kaydetti:
"Ayrıca yine yetişkinlerde dış kulak yolundaki basit bir kulak kiri, kemik çıkıntısı, kulak zarındaki yırtıklar, orta kulaktaki kemikçiklerin kireçlenmesine ya da bazı tümörlere bağlı olarak da işitme kaybı ortaya çıkabiliyor. Çocuklarda işitme sağlığı için en önemli nokta yenidoğan taramalarıdır. Sağlık Bakanlığının da önergesi doğrultusunda yenidoğanlar için hastaneden çıkmadan ilk 48 saat içerisinde işitme testleri yapılmalıdır. Bu testi geçemeyen çocuklar bir kez daha çağrılır. 2. testten de geçemezse ABR (Auditory Brainstem Response-işitsel beyin sapı cevabı) işitme sisteminin işitsel uyaranlara karşı cevabı ölçülür. Sonuç olarak tanıyı erken belirlemek çok önemlidir. İşitme çocukların gelişiminde son derece önemlidir. Bu nedenle taramaların ilkokul döneminde de tekrarlanması gerekir. Kimi zaman çocuk işitme kaybı yaşadığı için çevresinden uzaklaşır, kendi iç dünyasına yönelir ve dolayısıyla okul başarısı düşebilir. Bu gibi durumlarda ebeveynlerin ve öğretmenlerin uyanık olması ve işitme kaybı olasılığını düşünmesi gerekir."
"Teknolojik gelişmeler taramayı kolaylaştırdı"Teknolojik gelişmelerin işitme kayıplarının erken dönemde tanısını kolaylaştırdığını vurgulayan Prof. Dr. Zeynep Alkan, "İşitme, anne karnında 6. aydan itibaren başlıyor. Doğumdan sonra erken dönemde işitme kaybı tespit edilip erken dönemde takılırsa duyma ve konuşma gelişimleri yaşıtlarıyla aynı olabiliyor, aynı anda okula gidebiliyor. Ancak ileri derecede işitme kaybı olan vakalarda işitme cihazı yeterli olmayabiliyor. Bu durumda biyonik kulak (koklear implant) gerekebiliyor. Kimi çocuklara işitme cihazıyla birlikte FM sistemi de takılabiliyor. Böylece kalabalık ortamlarda dahi daha kaliteli bir işitme sağlanabiliyor." ifadelerini kullandı.
Alkan, biyonik kulağın çok ileri derecede işitme kaybı olan veya hiç işitemeyen kişilerde ses duyusunu sağlayan elektronik bir aygıt olduğunu, cihazın yapılan bir cerrahi işlemle iç kulağa yerleştirildiğini, hem çocuklar hem de yetişkinlerde kullanılabildiğini ifade etti.
"1-1,5 yaş arası takılan biyonik kulaklar daha başarılı sonuçlar verir"Bir veya her iki kulağa birden implante edilebilen cihaza ilişkin bilgi veren Alkan, şöyle devam etti:
"Biyonik kulak da çocuklarda ne kadar erken takılırsa o kadar faydalı olur. 1-1,5 yaş arası takılan biyonik kulaklar daha başarılı sonuçlar verir. Ancak 4 yaşına kadar da takılabilir. 4 yaş sınırdır, 4 yaşından sonra kişi sesleri algılayamayacağı için başarısı azalır. Bununla birlikte cihaz takıldıktan sonra mutlaka çocukla yakından ilgilenmek ve her kelimeyi gözlerinin içine bakarak tekrarlamak, çocuğu televizyon başına terk etmemek ve konuşma terapisi yapmak gerekir. Koklear implant ömür boyu kalabilir ancak teknoloji ilerledikçe eskiyeceği için ihtiyaç halinde bir üst modeli takılabilir. Koklear implantta iç kulaktaki salyangozdaki anatomik anomalilerde beyin sapına implant takılarak işitme sağlanır."
Doğuştan gelen vakalarda öncelikle işitme cihazından yararlanıldığını, burada işitme kaybının derecesinin önemli olduğunu dile getiren Alkan, işitme cihazından fayda görmeyecek olanlarda ya da çok ilerlemiş işitme kayıplarında biyonik kulağın çözüm olabildiğini söyledi.
Nezle, grip, sinüzit gibi enfeksiyonlarda veya çocuklarda geniz eti büyümesi ve alerji gibi hastalıklarla ortaya çıkan orta kulak iltihaplarının geçici işitme kayıplarına neden olabileceğini aktaran Alkan, "En küçük işitme kaybı yaşandığında bile geç kalmadan mutlaka hekime başvurulmalıdır. İletim tipi kayıplara neden olan bir diğer etken de kulak zarı yırtılmalarıdır. Farklı nedenlerle ortaya çıkan kulak zarı yırtılmalarında da ameliyat izi olmadan, dış kulak yolu içerisinde endoskopik kulak zarı ameliyatları yapılabilir. Hastanın kıkırdağı ya da başka dokularından parça alınarak yeni bir kulak zarı onarımı yapılıyor. İç kulakta salyangozun içinde çeşitli nedenlerle ölen hücreleri yenilemek için kök hücre tedavileri de deneysel olarak çalışılıyor." diye konuştu.