-
BIST 10014.229,41%0,33
-
DOLAR42,80%0,17
-
EURO50,14-%0,07
-
GRAM ALTIN5.972,47%0,30
-
Ç. ALTIN9.632,85%0,24
İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu, "Her insanda taş oluşma riski vardır. Sıklıkla 25-55 yaşlarında görülürken, 30'lu yaşlar hastalığın en sık görüldüğü yaş grubudur." dedi.
Medicana'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana International İstanbul Hastanesi Üroloji Uzmanı Koyuncu, böbrek ve idrar yolları taşları, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin birikip bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkan sert oluşumlar olduğunu söyledi.
Koyuncu, "Her insanda taş oluşma riski vardır. Sıklıkla 25-55 yaşlarında görülürken, 30'lu yaşlar hastalığın en sık görüldüğü yaş grubudur. En önemli risk faktörleri beslenme alışkanlıkları (yetersiz sıvı alımı gibi) ve ailede taş hastalığı öyküsünün olmasıdır." diye konuştu.
Koyuncu, sözlerine şöyle devam etti:
"Takip, kendiliğinden düşme oranı yüksek olan taş boyutlarında taşın düşmesini kolaylaştırmak amacıyla medikal tedaviyle belirli bir süre takip uygulanmasıdır. En güncel tedavilerden biri olan endoskopik holmiyum lazerle taşların kırılması ve temizlenmesi ise kapalı ince kameralı sistem ile böbrek ve idrar yollarındaki tüm taşların lazerle kum haline getirilerek tek seansta temizlenmesidir. Bu yöntemle hastayı aynı gün taburcu etmek mümkündür ve hasta ertesi gün normal hayatına dönebilmektedir."
- İdrarda yanma ve kanama varsa dikkat
Hastaneden yapılan açıklamada ayrıca, "Böbrek taşı hastalığında en sık belirti kasığa yayılabilen, şiddeti artıp azalan tarzda, şiddetli yan (böğür) ağrısıdır. İdrar yanma ve idrarda kanama da eşlik edebilir. Böbrek taşı hastalığında tanı radyolojik (en sıklıkla ince kesit, ilaçsız bilgisayarlı tomografi) ile konulmaktadır. Böbrek taşının tedavisi taşın yeri, boyutu, böbrekte genişleme yapıp yapmadığı ve enfeksiyonun eşlik edip etmemesine göre planlanır. Belirli boyutun üzerinde olan taşlara, medikal tedaviye rağmen kendiliğinden düşmeyen taşlara, medikal tedaviye rağmen ağrıyı tolere etmeyen hastalara müdahale edilmelidir." ifadelerine yer verildi.
