Murat Çeri'nin ilk uzun metraj filmi 'Bir Düş Gördüm', açılışını 5. İskandinav Uluslararası Film Festivali’nde yapacak.
İSTANBUL (AA) - Yapılan açıklamaya göre, TRT'nin ortak yapımcılığında çekilen film, 22-26 Ağustos'ta Finlandiya’da gerçekleştirilecek festivalde birçok filmle yarışacak.
Uluslararası ismi "In My Dream" olan, Bolu, Ankara ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde çekilen film, "Marghe and Her Mother", "Toloka", "Shibil" "Maria Solinha", "Dream Team", "Pepa", "The Fight for Loukasmaki" filmleriyle mücadele edecek.
Filmde Nevzat Yılmaz, Harun Reha Pakoğlu, Ferda Işıl, Recep Çavdar, İsmail Hakkı, Nurdan Albamya, Mustafa Halazaroğlu, Emin Yalçın, Fatih Dokgöz, İsmail Kavrakoğlu, Furkan Aydın Çelik, Muhammed Emir Balcı, Muhammed Yakup Baybars ve Yusuf Ekinci rol alıyor.
2018'de düzenlenen Boğaziçi Film Festivalinde Bosphorus Film Lab'in finalistlerinden olan, aynı yıl Malatya Film Festivali'nden de "TRT Ön Alım Yapım Desteği" ile dönen "Bir Düş Gördüm"de, belediyelerin ve STK’ların gençlik merkezlerinde bulunan, daha önce hiç oyunculuk tecrübesi olmayan çocuk oyuncular bulunuyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen yönetmen Murat Çeri, filmde yaşanılan olayların çoğunda o 5 çocuktan biri olduğunu ifade etti.
Çeri, filmin teknik detaylarına da değinerek, "Renk skalası olarak Caravaggio’nun resimlerini hareket noktası olarak kabul ettik. Sebebi ise köy yerinde gaz lambası bulunan her köy evinin bir Caravaggio tablosunu andırması ve oluşturmak istediğim masal tadının en çok onun renklerine yakışması. Ben filmimin yerel değerler üzerinden evrensele hitap ettiğini düşünüyorum. Yalın ayak toprağa basmaktan zevk alan herkesin de filmimi izlemekten keyif alacağını umuyorum."
Filmin konusuDokuz yaşındaki Tarık’ın yaşadığı bir trafik kazası sonrası başından geçenlere odaklanan "Bir Düş Gördüm"ün konusu şöyle:
"Kazada babası hayatını kaybeden, annesi komaya giren Tarık hafıza kaybı yaşar. Geçmişiyle bağı sadece gördüğü simgesel düşlerdir. Kazadan sonra köye dedesinin yanına giden Tarık, bu yeni hayatını, düşlerini ve orada yaşadıklarını hayata tutunma aracı olarak kullanır. Bu arada Tarık, annesi ölen bir sıpayı yaşatma çabasındadır."