Bir Çocuğun Dilinden (Çocuk İstismarına İthafen)Bir çok evrelerden geçtim hayata atılmadan evvel!.. Önce bir damla sudan, sonra pıhtılaşmış kandan; sonrasında ete, kemiğe bürünmüş, velhasılı her uzvu tastamam olarak bekledim o küçük karanlık ama alabildiğine sıcak ve güvenilir yuvamda!..Bana seçme hakkı verilmedi sizlere evlat olarak verilirken; nitekim verilmiş olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın ki yine sizleri seçer olurdum... Sizlerin benim için biçilmiş kaftan olduğunuza can-u gönülden inanıyorum.Geleceğim anı beklerken, sizlerin sevgisini ve telaşını daha gelmeden anladım... Hissettim ve bildim ki, şu savunmasız halimle gelirsem bana kol kanat, koruyucu olarak atandığınızı! Gelirsem ; dışardan gelebilecek her türlü kötülüğe, bakışa ve dokunuşa izin vermeyeceğinizden!..Yine de tedirgindim azda olsa, ya başıma bir haller gelirse diye... Düşersem görmeseniz, acıktığımı, susadığımı anlamazsanız diye..Ben bu küçücük bedenimle konuşmayı bilmezken sizlere meramımı nasıl izah edecektim! .. Halbuki beni size bahşeden her şeyi en ince ayrıntısına kadar tasarlamış ve dizayn etmiş. Bilmiyordum, beni sizlere emanet vermeden, sizlere de beni sahiplenecek merhameti ve şefkati bahşettiğini.Dünyaʹya gelmemek için hiçbir sebebim kalmadı artık! Endişe ve tasalarımı bir yana bırakıp sizlere geldim!..
Anne-baba dinleyin beni!...Ben küçücük bebekken o zaman konuşamazdım, üşüsem sarardınız sıcacık kucağınızla, ellerinizle. Size söylemek istediklerimi ağlayarak anlatırdım. sizler beni anlamada gecikmezdiniz. Giderirdiniz o anda her bir sıkıntımı.. Yemekse yemek, uykuysa uyku, sevgiyse sevgi...Beni bu kadar iyi anlayan sizler, sonrasında anlamada neden zorlanır oldunuz?..Biliyorum, okula gitmek gerek her sabah erkenden kalkıp. Sonrasında yorgun argın ilk akşamdan yatağıma gireceğim. Sizler bana iyi geceler öpücüğü kondurmadan ben çoktan uykuya dalmış olacağım.. Ancak ne var ki birgün tüm bu telaşlar bitmiş olacak. Öğrencilik yılları, gidişler, gelişler ve göz açıp kapayıncaya kadar olan yıllarım!...Sizden bana sadece o hiç bitmeyen sevginiz ve bana miras olarak bırakacağınız maneviyatınız kalacak...Ben ansızın, sizlerin hiç farkında olmadığı bir anda büyüyüvereceğim, hernekadar sizlerin gözlerinde o küçücük
"bebek" olarak kalsam da!...
Anne-baba dinleyin beni lütfen!Anlıyorum
"üniversite" diyeceksiniz...Anlıyorum
"hayat" diyeceksiniz...Belkide sizlere göre
"hayatta kalmak" için tek neden çalışmak ve okumak olacaktır. Bu nedenle tekrarını yapacaksınız her daim bana!..Bunlar hayatın olmazsa olmaz gerçekleri biliyorum. Lakin beni ve duygularımı da görmezden gelmeyin. Hayatın maddeden ibaret olmadığını, bunun çok üstünde daha büyük değerler taşıdığını akıldan çıkarmayın.Maneviyatıma da katkıda bulunmayı, ruhumu da beslemeyi unutmayın.Boş maneviyatların, doyurulmamış ruhların boşlukta gezindiğini ve sonrasının hazinli öykülerle bittiğini siz konuşurken duymuştum..
Anne-baba dinleyin beni ve anlayın!Beni öyle yetiştirin ki; ufacık bir rüzgarın etkisiyle yaprak misali oradan oraya savrulmayayım. Aksine sarp yokuşlarda, geçit vermez yamaçlarda, susuz çöllerde yetişen bitki misali büyütün ki, vicdansız gönüllerde ve ellerde çok çabuk yok olmayayım !..
Anne-baba her vakit yanımda olamayacaksınız ama bak dinleyin!Sizi ne kadar çok sevdiğimi, ne kadar takdir ettiğimi ve daha ne çok özlediğimi şimdiden!..
Anne-baba şudur son sözlerim size, ben büyümeden!Hangi yaşta olursam olayım, yine size muhtaç, yine sevginize talip olacağım her daim ... Üşürsem yine sarın beni olur mu? Sıcak kucağınız ve yüreğiniz yine sarsın beni.Desteğinizi ve şefkatinizi hangi yaşta olursam olayım istiyor ve umuyorum.Büyüsem de, anne baba olsam da hep sakındığınız yavrunuz olarak kalmak istiyorum.
Anne-Baba bak dinleyin lütfen!Bırakmayın beni, (kuzuyu kurtlara teslim etmeyin) bırakmayın ellerimi, sevginizle büyütün ve yaşatın. Yine o sevginizle emeğinizle size ayna olayım...Kendinizi bende güzel görmek istiyorsanız eğer, hayal kırıklığı yerine, gurur ve onursa dilediğiniz, o vakit sevginizi ve duygunuzu yansıtma aletinizi kusursuz icat ediniz!...Tüm ebeveynlere ithafımdır, bizi görün bilin şu hayatta.. Küçümsemeyin düşünce ve isteklerimizi. Küçümsemeyin ki yarınlara özgüvenimizle faydalı, kendini bilir, kıymet bilir, hakkını ve haddini bilir kişiler olarak çıkabilelim...Önümüzde set olarak değil, deniz feneri misali yön ve yol göstericiler olarak bulunun...Bu mantık ve bilinçle yetiştirilenin meyvesini toplamada gecikmez hic bir anne baba!..Arpa ekip de buğday biçmeyi umanlara ve bekleyenlere duyurumdur son olarak..Selam ve dua ile..