ANKARA(AA) - Vefatının 11. yılında, Muhsin Yazıcıoğlu'nun siyasi duruşu ve Türk siyasetindeki yerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Yazıcıoğlu, 'tek yüzlü' bir insandı. Zenginle yoksula, makam ve güç sahibiyle mazluma, yaşlıyla çocuğa, partide görev yapan hizmetliyle divan üyesine aynı saygı, nezaket, tahammül ve sevgiyle yaklaşırdı." dedi.
Bunun bazı çevreler tarafından "zaaf" gibi görüldüğünü, "siyasetin bunu kaldırmayacağının" ifade edildiğini belirten Destici, "Bana göre, zaaf gibi görülen bu özelliği aslında onun en büyük gücüydü. Bu yönüyle de onunla hep gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
Destici, Yazıcıoğlu'nun Türk siyasi tarihindeki önemine ilişkin, "Siyasi çizgisi, karakteri, ahlakı, inançları konusunda tavizsizliği, vatan ve millet sevgisi, siyasetin zerre kadar bozamadığı ve sarsamadığı duruşuyla çağın ötesinde bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Ayrıntı olarak görülebilecek bu hususun öneminin bir gün muhakkak anlaşılacağını belirten Destici, "Bugünkü algıyı ve yanılsamayı da sadece zaman meselesi olarak değerlendiriyorum. Yazıcıoğlu, Türkiye'de, 1980'li yılların sonundan itibaren, Türk siyasetinin en önemli aktörlerinden biridir." dedi.
Yazıcıoğlu'nun siyasetçi kimliği ve kişiliğiyle Türkiye'nin sosyal ve siyasi hayatının üzerinde önemli tesirleri olduğunu belirten Destici, şunları söyledi:
"Türk milliyetçilerinin, Ülkücü Hareketin en önemli liderlerinden biridir. Ülkücü, milliyetçi kuruluşlarda görev yapmış arkadaşlarımız, zannediyorum verdiğim örneği daha iyi anlayacaklardır: Cumhuriyet tarihinde, Türk milliyetçileri üzerinde iz bırakmış lider karakterleri saymamız istense, bugün hepsi rahmetli olan -vefat sıralarına göre- Dündar Taşer, Gün Sazak, Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun dışında beşinci bir ismi telaffuz etmek için oldukça zorlanırız.
Yüz binlerce insanı harekete geçirebilecek bir gücü vardı ve bu durum, bulunduğu makamdan, mensubu, yahut başında olduğu siyasi organizasyonun gücünden veya sahip olduğu ya da insanlara sunabileceği imkanlardan kaynaklanmıyordu. Bunun çok önemli ve ayrıca analiz edilmesi gereken bir durum olduğuna inanıyorum."
Yazıcıoğlu’nun siyasi hayatında yaşadığı zorluklara değinen Destici, "En çok, 28 Şubat dönemi öncesinde, ülkenin önde gelen siyasetçilerinin iki yüzlülükleri ve korkaklıklarının onda yaşattığı hayal kırıklığını sıklıkla hatırlıyorum." ifadelerini kullandı.
"Dosyayı kapattırmadık"Destici, Yazıcıoğlu'nun ölümünün ardından yaşanan hukuki süreci ciddiyet, titizlik ve kararlılıkla takip ettiklerini söyledi. Partinin konuyla ilgili açılan tüm soruşturma ve davalarda, resmi olarak taraf ve müdahil olduğunu anımsatan Destici, şunları kaydetti:
"Partimiz, ocağımız, aileler, devletimizi yöneten duyarlı yöneticiler ve kamu görevlilerinin gayretiyle dosyayı kapattırmadık ve bundan sonra da bütün şüpheler giderilecek şekilde, soruşturma ve mahkeme süreçleri tamamlanmadan, kapatılmasına müsaade etmeyeceğiz.
İlk günden beri, bir kez bile yaşananlar için 'kaza' kelimesini kullanmadık. Yerli işbirlikçiler eliyle yürütülen uluslararası bir komplonun ihtimalinden bahsederken bizi şüpheyle karşılayanlar 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlarla, adım adım haklılığımızı gördüler ve kabul ettiler."