Başkan Aktürk: “Kadınlarımıza yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık son bulsun”

Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaparak, “Kadınlarımıza yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık son bulsun” dedi.

Genel 25.11.2020 10:03:06 0
Başkan Aktürk: “Kadınlarımıza yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık son bulsun”
Tarih: 01.01.0001 00:00

Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaparak, “Kadınlarımıza yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık son bulsun” dedi.

Başkan Aktürk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu belirten Adem Aktürk, “Dominik Cumhuriyeti’ni 31 yıl boyunca kanla, baskı ve zulümle yöneten diktatör Trujillo’ya karşı mücadele eden yürekli kadınların, Mirabel Kardeşlerin 25 Kasım 1960’da tecavüz edilerek ve dövülerek öldürülmesinin anısına, baskılara yenilmeyen yürekli kadınların mücadelesini onurlandırmak ve kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmek adına ölümsüzleştirdiğimiz gün.

1981 yılında toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı, Mirabal Kardeşler anısına; 25 Kasım tarihini Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak ilan eder. Daha sonra Birleşmiş Milletler 1999 yılında bu günü, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için ‘Uluslararası Mücadele Günü’ olarak ilan etmiştir. Kadınlarımızın şiddete karşı mücadelesi sadece 25 Kasımlarda değil, her gün sürmektedir. Her kurum ve sivil toplum örgütü üzerine düşen görevi yerine getirirse, bu konuda ciddi anlamda iş birliği yapılırsa, kadına yönelik şiddeti durdurabiliriz.” dedi.

Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, “Kadınlara yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık son bulsun” şu açıklamada bulundu:

“Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir; zalimlikten ötedir. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna göre şiddet “kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kurumsal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya her türlü tutum ve davranıştır."

Şiddet kimden, nereden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, şiddet uygulayanın/şiddet uygulananın kim olduğuna, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı duruş sergilenmelidir. Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planları yapılmasına rağmen, ülkemizde kadına yönelik şiddetin arttığı görülmektedir. Yapılan tüm eğitim, bilinçlendirme çalışmalarına ve yasal düzenlemelere rağmen kadınların temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi engellenememektedir. Bu artışın önemli bir nedeninin de ülkemizde mevzuat ile uygulama arasındaki yetersizliktir. Kadınlar hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasi alanda eşit bir biçimde yer alamamakta, yaşam hakları ihlal edilmekte, geliri eşit paylaşamamakta, savaş ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesim olmakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmektedir. Günümüzde yalnızca kadın olmaları nedeniyle cinsiyete dayalı ayrımcılığa uğrayan, şiddete maruz kalan kadın sayısının giderek arttığını görmekteyiz. Ülkemizde her üç kadından birisi fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta, tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve öldürülmektedir.

Töre cinayetleri de her geçen gün artmaktadır. Dini inançlar, örf, gelenek, görenek ve adetler, asla şiddet gerekçesi olamaz. Öncelikle kadına yönelik şiddetin kadının sosyal hayata katılımını engelleyen sosyal bir olgu olduğunun kabulüyle; mücadeleyi şiddet uygulandıktan sonraki mücadele yerine, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesi yönündeki mücadele yöntemlerine ağırlık vermemiz gerekmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında; bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmesi, her şeyden önce kadının birey olduğunun kabulünü sağlayacak toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanması gereklidir. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve sürekli hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için; cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili sosyal farkındalık yaratarak bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını dönüştürmek zorunluluktur.”

Aktürk, Erzincan Barosunun bir gün değil her zaman kadınların yanında olduğunu kaydederek, “Kadın haklarını korumak ve savunmak, kadına yönelik şiddet konusunun gündeme gelmesi, tartışılması ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemekteyiz. Bu yönde önemli çalışmalar yapıyoruz ve düzenlediğimiz çalışmalarla kadınlarımızı bilinçlendiriyoruz. Her zaman kadınlarımızın yanındayız. Dün olduğu gibi bugün de; ülkemizin her yerinde, kadının insan haklarının ihlaline yol açan her türlü davranışın, tutumun, karşısında olmaya devam ederek, kadına karşı şiddetin tamamıyla ortadan kaldırılmasına yönelik politikaların ortaya konulması mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğiz. Erzincan Barosu olarak, şiddete hayır demeye ve şiddetin karşısında olmaya devam edeceğiz. 0545 446 1973 numaralı ihbar hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Kadınlarımıza; sağlıklı, mutlu ve şiddette maruz kalmadığı bir yaşam diliyoruz.” şeklinde konuştu.

Anahtar Kelimeler:
Haberi Sesli Oku

İŞ İLANLARI

ÖTEKİ GÜNDEM

Bosna'nın Özgürlük Sembolü Aliya İzzetbegoviç: Bağımsızlık Mücadelesinin Yıl Dönümünde Anıyoruz


Öteki Gündem

Simpsonlar Trump'a yönelik suikast girişimini de bildi mi? Trump Suikastını Öngörmüşler mi?


Öteki Gündem

Simpsonlar, Trump'ın 2024 başkan adaylığı öngördü iddiası


Öteki Gündem