Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, İsrail’in, Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik saldırıları ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Filistinlilerin evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalmasını kınayarak, “İsrail, Filistin topraklarında insanlık suçu işlemektedir. Filistin yalnız değildir, Kudüs yalnız değildir” dedi.
Kudüs’ün Müslümanların ilk kıblesi, Filistin Devleti’nin başkenti olduğunu kaydeden Aktürk, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ne yaparlarsa yapsınlar Kudüs’ü Müslümanlardan koparamayacaklar. Filistin yalnız değildir; Kudüs yalnız değildir. İsrail, Filistin topraklarında insanlık suçu işlemektedir. İsrail’in, Mescidi Aksa’da gerçekleştirdiği bu saldırıyı kınamak, bu saldırının karşısında durmak; hukuka aykırılığın, savaş suçunun, insan hakları ihlallerinin karşısında durmak demektir. Kudüs sorunuyla ilgili özellikle 1967’den bu yana BM’de alınan çok sayıdaki kararda; “Kudüs’ün uluslararası bir statüye sahip olduğu, İsrail’in Kudüs’ü işgalinin tanınmadığı, İsrail’in şehrin statüsünü ihlal eden bütün girişimlerinin geçersiz olduğu” sürekli olarak tekrarlanmıştır.
Lakin BM tavsiye, uyarı ve kınama gibi kararlarının yanında sürece yalnızca tarafları müzakereye davet ederek müdahil olmuştur. Oysa ki BM’nin sürekli olarak tarafları uzlaşmaya davet etmek yerine, gerektiğinde yaptırım uygulayabilecek şekilde sürece daha etkin dâhil olması gerekmektedir. Kısacası BM’nin sadece birtakım kararlar alarak sorunun adil bir şekilde çözülmesini sağlayamadığı açıktır; yapılması gereken, bu kararların uygulanmasını mümkün kılacak adımlar atmaktır.
İsrail bu insanlık dışı saldırısı ile taraf olduğu Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni, bağlayıcı BM Güvenlik Konseyi Kararlarını, savaş bölgelerinde ve işgâl altında yaşayan sivilleri korumayı taahhüt eden 1949 Cenevre Sözleşmelerini, İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesini ihlâl etmektedir. İsrail devletinin 3 gündür Mescidi Aksa’ da sivil halka karşı saldırıda bulunması, İsrail’in bir devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi davrandığını da gözler önüne sermektedir. Hatta BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin ifade ettiği gibi, Kudüs’te yaşananlar insan hakları ihlalinden öte tam anlamı ile bir savaş suçudur. İsrail kolluk kuvvetlerinin, sivil halka karşı kullandığı orantısız güç, İsrail’in hakkı olmayan yere tecavüzü ve müdahalesi kabul edilemez. Hak, hukuk denince ilk olarak akla barolar, avukatlar gelir. Biz barolar olarak bugün İsrail’in insanlıkla, uluslararası teamüllerle bağdaşmayan, bu haksız saldırısının uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırılığını dile getirmeyeceksek, İsrail devletinin bu haksız saldırısını kınamayacaksak, haktan hukuktan, insan haklarından bahsetmeyi bir kenara bırakmalıyız. Evrensel tüm hukuk metinlerinde güvence altına alınmış yaşam hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü, ibadethane dokunulmazlığını hiçe sayarak saldırıda bulunan İsrail devletini kınamak bırakın her hukukçunun her insanın boynunun borcudur.
İsrail devleti uluslararası kararlara, sözleşmelere saygı duymasını öğrenmeli, buna aykırı davranışlarının hesabını da uluslararası arenada vermelidir. İsrail’i işgal ettiği Filistin topraklarındaki yasadışı uygulamalarını sonlandırmaya ve bölgede gerginliği ve hukuksuzluğu artıracak hareketlere son vermeye davet ediyoruz.
İsrail devletinin hukuk ve insanlık dışı bu saldırısını şiddetle kınıyoruz.”