Takvimler 5 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamlarından birini yaşadı. Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne gelen terör örgütü PKK mensupları, köy halkını kurşuna dizerek ve yakarak katletti. Olayda 33 sivil vatandaş hayatını kaybetti.
Köy meydanında kurşuna dizdiler
Korkunç olay, 5 Temmuz akşamı yaşandı. Köyü basan terör örgütü mensupları, önce kadınları köy girişindeki Kuru Dere’de topladı. Ardından evleri yağmalayıp değerli eşyaları aldıktan sonra ateşe verdi.
Teröristler, karşı koymaya çalışan 5 kişiyi yakılan evlerde ateşe vererek öldürdü. Bununla da kalmayarak, akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladılar. Bir süre örgüt propagandası yaptıktan sonra da kurşuna dizdiler.
Teröristler bütün köyü yaktı
Kadın ve çocukların gözleri önünde gerçekleştirilen katliamda, 200’e yakın ev, köyün çeşmeleri, kültür evi, cami ve ilkokulu teröristler tarafından yakıldı.
Katliamdan yaralı kurtulanlar, köylerine döndüklerinde gördüklerine inanamadı. Çünkü köy tamamen harap olmuştu. Olaydan sonra bölgeye gelen güvenlik güçleri yüzlerce boş kovan buldu.
Aradan 26 yıl geçse de Başbağlar Katilamı’nın acısı hiç dinmedi. Katliamdan sağ kurtulanların hafızasında o kara gece, ilk günkü tazeliğiyle yaşıyor.
Başbağlar köyünde saldırının ardından şehitler için anıtlar yapıldı. Olayda katledilenlerin eşyalarının da sergilendiği bir müze oluşturuldu. Başbağlar Katliamı’nda hayatını kaybedenler her yıl, 5 Temmuz’da anılıyor.
Kaynak: TRT Haber
Katliamın 26. yılında Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ile konuştuk.
1-"Neden Başbağlar Köyünde bu katliam gerçekleşti" sorusuna cevap bulabildiniz mi?
O dönemin hükümetleri tarafından bir araştırma inceleme yapılmış olsaydı, bu katliamı gerçekleştiren teröristlerin amacını öğrenmiş olacaktık. Ancak ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Fakat bizim tespitlerimize gelince; öncelikle Köy boşaltma projesi kapsamında yapılmış katliamdı. Başbağlar köyü boşaltılırsa vadiyi komple ele geçireceklerdi. Teröristler Fırat'ın doğusu dedikleri projeyi hayata geçirmiş olacaklardı.
2-Başbağlar katliamı nasıl gerçekleşti?
5 Temmuz 1993 tarihinde akşam ezanı okunurken köye hakim noktalarda ezanın bitmesini bekleyen 100'ün üzerinde terörist grup, ezan bitince dört koldan köye baskın düzenliyor. Köyün giriş ve çıkış noktalarını keserek tutuyor, telefon hatları kesiliyor. Namaz kılan cemaati, namazın bitmesini beklemeden köy meydanına götürüyorlar. Ayrıca evlere de baskınlar düzenleniyor ve insanlar iki ayrı toplanma noktasına getiriliyor. Burada insanlara terör propagandası yapılıyor. Evlere baskınlar düzenleniyor Kadın erkek demeden kim varsa 2 ayrı toplama noktasına zoraki götürülüyor. Evler ateşe veriliyor, kadınların ziynet eşyalarına kadar talan ediliyor. Toplamda 33 kişi bu katliamda yaşamını yitiriyor.
3-Bu katliamdan kurtulan oldu mu?
3 erkek yaralı olarak kurtuluyor ve 16 saat yaşam mücadelesi veriyor. 1 kişiyi yanan otomobilin içine atmak istiyorlar. Direnince onu da katlediyorlar. 500 yıllık tarihi 45 dakikada yakıyorlar. Okulumuzu, öğretmen lojmanımızı, 191 hanemizi, camimizi, 4 aracımızı, misafirhanemizi ve tüm tarihimizi yakıp yok ediyorlar.
4-Güvenlik güçleri köye ne zaman ulaştı?
Olaylar 5 Temmuz tarihinde saat 20:00'da başlamıştı. Güvenlik güçleri ise 6 Temmuz tarihinde 10:10'da geldi. Yani tam 14 saat sonra. Halbuki jandarmaya civar köylerden ihbar kaydı ulaşmıştı. Hedef belli, toplumun çatışmasını istiyorlardı. Faili meçhuller ile toplumu gererek Alevi Sunni çatışması çıkarmak isteniyordu. Fakat Başbağlar bu oyunu bozdu, onların oyununa gelmedi. Sokaklara dökülerek taşkınlık yaparak hak arayışında olmadı.
5-Katliamı gerçekleştirenlerin kimliklerine ulaşabildiniz mi?
Katliamı gerçekleştiren yaklaşık 100'ün üzerinde teröriste maalesef ulaşılamadı. Yardım ve yataklık yaptığını ve evleri yaktıklarını itiraf eden 10 terörist ele geçirildi. Tunceli Ovacık ilçesine bağlı bize en yakın köylerden 16 terörist yakalandı. Başbağlar Köyünün içinden geçirilerek götürüldü. Bize ulaşan bilgilere göre aynı gün Erzincan DGM tarafından bazı siyasilerin baskılarıyla serbest bıraktırıldı.
6-Başbağlar Katliamı davası sırasında, yani yargılamalarda bir gariplik yaşadınız mı?
Baştan sona gariplikler yaşadık, tüm bu soruların cevapları sizce de garip değil mi? Başbağlar katliamı davası hiç suçlusu olmayan bir durumda. 1998 yılında faili meçhul olarak sonuçlandı. Başbağlar Katliamını itiraf etmesine rağmen sanıklar bile hiç ceza almadı. Diğer itirafçı sanık mahkemeye hiç getirilmedi. Katliamı yaşayanlar ile sanıklar hiç yüzleştirilmedi.
7-Başbağlar Katliamı davası nasıl sonuçlandı?
Tekrar söylüyorum. Başbağlar katliamı davası hiç suçlusu olmayan bir durumda 1998 yılında faili meçhul olarak sonuçlandı. Bu çok korkunç. DGM sanıkları akladı, Devlet Denetleme Kurulu araştırmaları boşa çıkarıldı. Medyanın önemli bir kısmı bu katliama ve hukuk skandallarına kayıtsız kaldı.
8-Katliamın aydınlatılmasında dönemin yetkililerinin görevlerini hakkıyla yerine getirildiklerini düşünüyor musunuz?
Katliama müdahale edilemedi. Askeri müdahale Skorsky helikopterler ile 1 saatte gelebilirlerdi. Yangına da müdahale edilmedi. 1 gün sonra gelen Köy Hizmetleri yangınla uğraşmadı bile. Cenazelerimize otopsi yapılmadı. Kamyonların üstüne yığılarak taşınıp nakil edildiler. Yanan evlerden 5 insanımızın cenazesi çıkarılmadı. Yanan evlerin enkazları dozerlerle dümdüz edilerek tarihin izleri bile silindi. Bir daha gelmeyin dercesine köyümüz tarihten silinmek istendi.
9-Katliamın yaraları sarıldı mı?
Olaydan 4 gün sonra Kızılay çadır ve battaniye göndermişti. Olaydan 10 gün sonra Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı geldi "onlar sizin komşularınız onları da affedin" dedi ve gitti! Her şeylerini kaybeden kadınlar ve çocuklar yalınayak kızgın ateşler üzerinden yollara düştüler. Kimseye psikolojik destek verilmedi. Devlet yetkililerinin öyle bir yaklaşımı bile olmadı.
10-Şu an Başbağlar köyünde hayat devam ediyor mu?
Katliamdan iki yıl sonra köyümüzde yaşam mücadelesi yavaş yavaş başladı. REFAHYOL Hükümeti döneminde kısmi desteklerle köyümüzün inşaasına başlandı. Katliamın üzerinden 26 yıl geçti. Şu anda 250 hane acıları ile beraber yaşamaya çalışıyor. Devletimizden tek bir isteğimiz var. Katiller bulunsun. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz.