Küçük balıkçı köyünden ekonomik deve dönüşen Hong Kong'daki çekişmelerin geçmişi yüz yılı aşıyor.
ANKARA(AA) - İngiltere'nin 150 yıldan fazla süren hakimiyetinden sonra 1997'de Çin'e devrettiği Hong Kong, son haftalardaki halk protestoları ve meclisin basılmasıyla bir kez daha gündeme geldi.
Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde halk, zanlıların Çin ana karasına iadesini kolaylaştıracak yasa tasarısına karşı geçen hafta geniş katılımlı protesto gösterileri yaptı. Gösteriler sırasında meclis binasının basılması ve bölgenin İngiliz hakimiyetindeyken kullanılan bayrağının açılmasıyla protestolar dünya basınında geniş yer aldı.
Bölge yönetiminin tavrından vazgeçmeyeceğine yönelik kararlı tutumuna karşı, dönem dönem düzenlenen gösteriler Çin ve Batı'nın Asya'daki kaynama noktası Hong Kong'u dünya gündeminde tutuyor.
Tek ülke iki sistemBundan 100 yıl önce kendi halinde bir balıkçı kasabası olan Hong Kong, Çin'in "afyon savaşını" İngiltere'ye karşı kaybetmesinden sonra 1842'de bu ülkeye devredildi.
Çin, daha sonra 1 Temmuz 1898'de Hong Kong dahil bölgedeki 235 adayı İngiltere'ye kiraladı. Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" İkinci Dünya Savaşı sırasındaki birkaç yıl hariç uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldı ve 1 Temmuz 1997'de Çin'e geri devredildi.
Taraflar arasında imzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde, bölgeye 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla kendi idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanındı.
Hong Kong'un 1997'de Çin'e devrinden önceki 30 yılında yaşananlar bölgeyi, ekonomisi gelişmiş bir vahaya dönüştürdü.
"Asya kaplanlığına" giden yolHong Kong'da 1960'ların başından itibaren düşük ücretli iş gücünde sosyal hoşnutsuzluk baş gösterdi. Çin'in ana kesiminde "kültür devrimi"nin yapıldığı 1960'ların ikinci yarısında Hong Kong'daki Çin Kültür Devrimi ve parti yanlılarının da teşvikiyle şiddetli ayaklanmalar yaşandı.
Bölgede 1960'ların sonunda yaşam koşullarının iyileşmeye başlamasıyla sosyal huzursuzluklar azaldı. Hong Kong, 1970'lerin başından itibaren bölgenin ekonomi merkezlerinden birine dönüşmeye başladı. O yıllardan itibaren "Asya kaplanı" olarak anılmaya başlayacak bölge "altın çağına" girdi. Bölgede sanayi hızla gelişirken yüksek teknolojiye dayalı ekonomi gelişmeye başladı. 1980'lerin başına kadar istikrarlı bir ekonomik kalkınma sergileyen Hong Kong, kuzeyinde bulunan ve hala dışa açılım hamlesine girişmemiş kapalı kutu Çin'in gölgesinde cazibe merkezine dönüştü.
Hong Kong'un bugünü ise 1984'te İngiltere ve Çin arasında imzalanan "Ortak Deklarasyon" ile belirlenmişti. Deklarasyon, Hong Kong'un 1997'de Çin yönetimine devrini öngörüyordu.
"Tek ülke, iki sistem" formülü çerçevesinde, Hong Kong'un Çin'e devrinden sonra 50 yıl "komünist idarenin altındaki kapitalist ekonomik sisteme" sahip olması kararlaştırıldı. Ayrıca aynı formül çerçevesinde bölgenin "kısmen demokratik" siyasi sistemini korumasına izin verildi.
Demokrasi yanlısı gösterilerHong Kong'un "kira dönemi" sonrası ilk özel yöneticisi Çin tarafından belirlenen Tung Chee-hwa oldu. Tung, İngiltere'nin devri sonrası 1998'de yapılan ilk seçimden sonra 2005'e kadar görev yaptı. Tung, uygulamak istediği tartışmalı güvenlik yasaları ve ekonomik kriz nedeniyle 500 binden fazla kişinin sokaklara dökülmesine sebep oldu.
Tung'un ardından o dönem yine Pekin yönetiminin belirlediği tek isim olan Donald Tsang Yam-kuen göreve geldi ve 2005-2012 tarihleri arasında bölgenin ikinci özel yöneticisi oldu.
Sonraki özel yönetici CY Leung ise 1 Temmuz 2012'de bin 200 kişilik bir komite tarafından Hong Kong özel yöneticiliğine seçildi. CY Leung'un seçilmesinin ardından Hong Kong'daki tam demokrasi yanlıları bölgede "açık aday sistemiyle evrensel oy hakkının" olduğu bir sistem talebinde bulunmaya başladı.
Bölgede 2014'ün Temmuz ayında on binlerce kişi "tam demokrasi" için yürüyüş yaptı. Çin Komünist Partisi, 2017 seçimlerinde Hong Kongluların yöneticilerini seçmesine olanak tanınacağını açıkladı ancak adayların CY Leung'u seçen komite tarafından belirleneceğinin ifade edilmesi 100 bin kadar Hong Kongluyu Eylül 2014'te bir kez daha sokağa döken nedenlerden biri oldu. Göstericiler haftalarca kent merkezini işgal etti.
Hong Kong, daha sonraki yıllarda da aday gösterme süreci nedeniyle demokrasi yanlılarının birçok kez gösterisine sahne oldu.
Kasım 2016'da ise Çin'e bağlılık yemini etmeyi reddeden iki bağımsızlık yanlısı yasama meclisi üyesinin mahkeme tarafından görevden alınması sonrası Pekin yönetimine destek için binlerce Hong Konglu sokağa çıktı.
Bu yıllarda İngiliz dönemindeki yönetimin bazı yöneticileri çeşitli yolsuzluk davalarından hapis cezasına çarptırıldı.
Mart 2017'de şu anda Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nin yöneticisi olan Carrie Lam göreve seçildi. Haziran 2017'deki Lam'ın yemin törenine Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de katıldı. Şi, bu vesileyle Çin'in Hong Kong'daki etkisini baltalamak isteyenleri uyardı.
Çekişmeler yıllardır sürüyorHong Kong, dünyanın en büyük limanlarından biri ve Asya'nın en önemli ticari noktaları arasında yer alıyor. 7,3 milyonluk nüfusuna rağmen ekonomik bir deve dönüşen bölgedeki çekişmeler yüz yılı aşkın süredir devam ediyor.
Şu anda gökdelenlerle dolu kent geçen yüzyılın başına kadar balıkçı yerleşimlerinden biri olarak biliniyordu. Hong Kong, zaman içinde yaşadığı değişim ve kişi başına düşen yaklaşık 50 bin dolarlık milli gelirle bölgesinde ekonomik bir vahaya dönüştü. İngilizlerin devralmasından sonra konumu itibarıyla bölgedeki önemli limanlardan biri olan Hong Kong, Asya'nın en önemli ekonomi, finans ve ticaret merkezlerinden biri haline geldi.
İngiltere egemenliği altında geçen 100 yılı aşkın sürenin ardından kültürel ve siyasi dönüşümünü hızla tamamlayan bölge, Çin ana kıtasıyla ciddi farklılıklar gösteriyor. Zira, Çin'in Hong Kong'u geri almasının ardından bölge her ne kadar yönetim ve idari olarak özel statü garantisi alsa da Hong Konglular, bölgede Pekin tarafından yapılacak her türlü olası değişikliğe karşı hassas ve teyakkuz halinde.
Küresel ekonomik kriz sonrası merkezi yönetimin Hong Kong'a yaptığı yardım, halk nezdinde Pekin yönetimine karşı sempatileri artırsa da bölgedeki demokrasi yanlısı grupların ana kıtaya tepkisi sürüyor.