Avrupa Parlamentosunun (AP) Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını talep eden tavsiye niteliğindeki kararı değerlendiren Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, "Yanlı bir şekilde ortaya konulan bu karara dayanılarak alınan karar da esasında Türkiye için açısından yok hükmünde bir karardır. Kabul edilemez" dedi.
Konuyla ilgili Malatya’da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bülent Tüfenkci, AP’nin daha önce de buna benzer kararları aldığını anımsatarak "AP’nin aldığı kararlar gerçeklikten ve objektiflikten uzak kararlar. Tamamen siyasi kararlar, yanlı kararlar. Hollandalı parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan rapora baktığımız zaman içeriğine gerçekten Türkiye’nin gerçekliğiyle bir alakası olmayan tamamen terör örgütlerinin propagandasını ve onların görüşlerini yansıtan bir talep. Sanki Türkiye terör örgütleriyle mücadele etmiyor, terör saldırıları içerisinde değil, DEAŞ’ın, PKK’nın, FETÖ’nün darbe girişimi Türkiye’de gerçekleşmemiş, kumpası Türkiye’de görülmemiş. Türkiye’nin onlara karşı, DHKP-C’ye karşı almış olduğu hukuk çerçevesinde, insan hakları çerçevesinde en önemlisi insanın yaşama hakkını koruyan bir takım kararlarını eleştirirken de acımasız bir şekilde, yanlı bir şekilde ortaya konulan bu karara dayanılarak alınan karar da esasında Türkiye için açısından yok hükmünde bir karardır. Kabul edilemez" diye konuştu.
Türk halkının ve hükumetin görüşlerinin yer almadığı raporun terör örgütleriyle mücadele eden bir Türkiye’yi görmezden geldiğini vurgulayan Tüfenkci, "Dolayısıyla raporun neresinden bakarsanız bakın, kabul edilemez. Onun için de Başbakanımızın da ifade ettiği gibi rapor yok hükmünde bir rapor" dedi.
"İnsanlık dışı bir olay"
Sakarya’da Suriyeli kadın ve bebeğinin vahşice katledilmesine de değinen Bakan Tüfenkci, "Öncelikle nereden bakarsanız bakın insanlık dışı bir olay. Bütün milletimiz gibi bizi de derinden üzdü. Esasında Müslüman Türk milletinin, necip milletimizin yakışmayan bir olay. Türkiye’nin bu kadar misafirperverlik gösterirken bu kadar bütün mültecilere böyle kucak açmışken böyle gerçekten insanlıktan uzak insanların girişmiş oldukları olayları bütün millete şamil etmemek lazım, genellememek lazım" ifadelerine yer verdi.
"Eminim Türk yargısı hak ettiği cezayı onlara verecek"
Bazı kesimler tarafından Suriye düşmanlığı üzerinden siyaset yapılmaya çalışıldığını dile getiren Tüfenkci, "Bunu da buradan bir kez daha kınıyorum. O tür siyasetin insanları nereye getirdiğini görmek lazım. İnsanları şu veya bu şekilde ayrıştırarak sizlere sığınan insanları düşman gibi gösterme gerçekten bizim inançlarımıza da medeniyetimize de geçmişimize de ve bugün taşıdığımız değerlere de uymuyor. Biz onlara kendi medeniyetimizden dolayı kucak açtık. Kendi insanlığımızdan dolayı açtık. Avrupa’nın dünyanın göstermediği insanlığı biz mazlumlara karşı her daim gösterdik. Ama böyle münferit hadiseleri çok genellemeden ama asla da küçük görmeden, ihmal etmeden zaten onlara adalet gereğini yapacak. Eminim Türk yargısı hak ettiği cezayı onlara verecek. Bizim buralardan ders çıkarmamız lazım. Asla ve asla yabancı düşmanlığı üzerinden Suriyeli mülteciler üzerinden siyaset yaparak insanları kamplaştırmaya ve buradan oy devşirmeye çalışanları da dikkatli olmaya bu vesileyle çağırıyorum" dedi.
Kayısıya AB vizesi
Bakan Tüfenkci, ayrıca Malatya kayısısının AB’den coğrafi işareti almasını da değerlendirdi. Konunun Malatya için sevindirici bir haber olduğunu belirten Tüfenkci, "Malatya Ticaret ve Sanayi Odasının girişimiyle başlayan süreçte Türkiye’de tarım ürünlerinde Aydın incirinden sonra ikinci tescil edilen ürün Malatya kayısısı oldu" ifadelerini kaydetti.
Coğrafi tescil ile Malatya kayısısına AB’de de artık güvenle erişileceğini belirten Tüfenkci, "Bundan sonra kayısının özellikle Avrupa’da raflarda yer alırken veya satılırken haksız rekabet karşısında korunması, tadının özelliğini başka ülkelerin kayısılarıyla karışmayacak şekilde ayrışması ve bu coğrafi işaretin kullanılması hem Avrupalı tüketicilerin Malatya kayısısına erişimini güvenle sağlamış olacağız. Hem de haksız rekabeti önlemiş olacağız. Aynı zamanda Malatya kayısı üreticilerin kayısısın değerinde satılmasını sağlamış olacağız. Bu coğrafi tescil alınırken Malatya kuru kayısının tescili yapılırken de sadece Malatya ili içerisinde değil. İşte Baskil, Darende, Gürün, Kangal’da yetişen kayısıların da bu Malatya kayısısı coğrafi sınırları içerisinde bulunması tescil belgesi alması önemliydi" şeklinde konuştu.
"Yeni bir pazarlama stratejisi uygulamamız lazım"
Malatya kayısının tescillenmesi ile birlikte pazarlama konusunda da tüm dünya ve Avrupa’da farklı yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Tüfenkci, "Bununla ilgili bir eylem planını ortaya koymamız lazım. Bunu da Malatya’nın birleşenleriyle, aktörleriyle birlikte yapmamız lazım. Yeni bir pazarlama stratejisi uygulamamız lazım. İhracatçılarımızla bir toplantı yapmamız lazım. Coğrafi işaretleme tescilinin ne anlama geldiğini öncelikle anlatmamız lazım. Ondan sonra da hem ülke tanıtımını yapıp aynı zamanda Avrupa ve dünya tanıtımını yapıp kayısıyı hak ettiği yere getirmemiz lazım" ifadelerine yer verdi.
Malatya kayısısını ayrıca lisanslı depo ürünleri arasına da aldıklarını dile getiren Tüfenkci, "Önümüzdeki aylar içerisinde bu lisanslı depoların temelini attığımızda kayısının daha sağlıklı şekilde depolanması ve ticaretinin yapılmasını sağlamış olacağız. Şu anda ürünler yeni yeni çıkıyor. Bunun sağlık ortamlarda depolanarak karşılığında alınmış olan senetleri hem borsada işlem görmesi hem bankada buna karşılık teminat olarak gösterilen ürünler karşısındaki faizlerin hükümet tarafından desteklenmesi kayısıyı çok kısa zamanda farklı yerlere getireceğine inanıyorum" diye konuştu.