Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de geri adım atmadığını, Oruç Reis gemisinin limana bakım ve ikmal için çekildiğini söyledi.
ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarında demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesinin Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu tarafından geri adım olarak nitelendirildiğini belirterek, "Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX'i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir." dedi.
Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarına demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesiyle ilgili açıklama yapan Çavuşoğlu, "Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX'i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir." diye konuştu.
Bu adımın Yunanistan'da farklı şekilde algılandığını söyleyen Çavuşoğlu, "Gemiler bakıma çekildiğinde NAVTEX yayımlamanın bir anlamı yok. Bakım ve ikmal yapıldıktan sonra yeni bölgeye geçeceği zaman NAVTEX yayımlanır. Yunanistan'da Başbakanı başka şey söylüyor ve olumlu bir adım görüyor, dün Meis'e giden Cumhurbaşkanı ise bir geri adım gibi algılıyor. İçeride de CHP'nin bir açıklamasını gördüm onlar da geri adım olarak algılamış. Önceden Enerji Bakanlığımıza sorsalardı. Sormadan geri adım atıldı demek iç siyasete yönelik adımlardır, bunlar doğru değildir." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın "Geri adım" olarak nitelendirmesiyle ilgili de "Siyasi partilerin iç siyaset kaygısıyla bunu başka yere çekmesine gerek yok. Yunanistan çekebilir çünkü Yunanistan bizim kararlılığımız karşısında iç siyasette de zor duruma düştü. Küçük bir ülke kompleksi içinde hareket ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"İki komşu doğrudan görüşebilir"Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in "Provokasyon olmazsa görüşürüz." ifadelerini değerlendiren Çavuşoğlu, "İki komşu ülke doğrudan görüşebilir. Yunanistan Başbakanı'nın yaptığı açıklamalar olumlu, ılımlı ama bizimle masaya oturmak için ön şartlarda diretirse biz de ön şartlarımızı ortaya koyarız." diye konuştu.
Ön şartlar yerine gelmediği sürece sorunun çözülmeyeceğini söyleyen Çavuşoğlu, "Yunanistan, Sevilla haritasından vazgeçmediği, Türkiye'nin kıta sahanlığına saygı duymadığı ve Adalar ile Meis için maksimalist yaklaşım içindeki taleplerinden vazgeçmediği sürece bu gerginlik bitmez." dedi.
Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum kesiminin de Ada'daki Türkleri yok sayan adımlardan vazgeçmesinin Türkiye'nin ön koşullarından olduğunu söyledi.
Yunanistan'ın ön koşullar koyarak diyalog talebi olursa Türkiye'nin ön koşullarını da kabul etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Yunanistan, bugüne kadar bizimle görüşmek için tüm faaliyetlerimizi durdurmamızı ön şart koşuyor. Ön şart koşarsan sen de bizim ön şartlarımızı yerine getirmelisin. Koşul olarak öne sürdüğümüz konuları ön koşulsuz oturduğumuz zaman masaya koyarız ve gerçekler ortaya çıkar." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin ön koşullarının Yunanistan tarafından kabul edilmesi halinde sorunun çözüleceğini de sözlerine ekledi.
"Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var"Çavuşoğlu, Yunanistan'ın, rutin bakım ve ikmal faaliyetleri nedeniyle Türkiye'deki limana dönen Oruç Reis gemisiyle ilgili çelişkili açıklamalar yapmak yerine maksimalist taleplerinden ve bugüne kadarki sorunların sebebi olan Sevilla haritasından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Yunanistan ve Rum kesimi bugüne kadar iyi niyet göstermediği için Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var. Yunanistan'ın da onları yerine getirmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
"Türkiye'ye yönelik yaptırım çalışmalarını 3 ülke yapıyor"Bakan Çavuşoğlu, 24-25 Eylül'de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde Türkiye'ye yönelik yaptırım kararı olup olmayacağı yönündeki beklentisinin sorulması üzerine, "Yaptırım çalışması var. Bunu Fransa, Yunanistan ve Rum kesimi yapıyor. Şu anda onlara destek veren yok. Toplantıya getirilirse destek verecek ülkeler var ama Türkiye'ye yönelik yaptırım çalışmasını bu 3 ülke yapıyor." diye konuştu.
AB içinde Türkiye'ye yaptırım uygulanmamasını isteyen de çok sayıda ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, sonuçta olası bir yaptırım kararının oy birliğiyle anılabileceğini bildirdi.
Yunanistan ve Rum kesimini, "AB'nin birçok politikasını rehin alan iki şımarık üye" olarak niteleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla ben 24-25 Eylül'de bir yaptırım kararı beklemiyorum ama olabilir de. Böyle bir ihtimal de var. Gemimize, şirketimize veya kişilere yönelik olabilir. Geçmişte de böyle kararlar aldı. Peki biz kararlılığımızdan vazgeçtik mi? Hayır. Kararlılığımız daha da arttı."
Bakan Çavuşoğlu, AB, Türkiye'yle gerginlik yaratmak ya da ilişkileri başka bir boyuta götürmek istiyorsa sadece göç konusunun değil aradaki ilişkilerin ya da üzerinde durulan konuların tamamının gözden geçirilebileceğini kaydetti.
Ancak AB'nin bu noktaya gelmeyeceğini de düşündüklerini dile getiren Çavuşoğlu, Birliğin, özellikle stratejik konularda Türkiye'ye ihtiyacı bulunduğunun farkında olduğunu vurguladı.
"Fransa, 'Ben liderim' demek istiyor ama bunu demekle de lider olunamıyor"Çavuşoğlu, Türkiye'ye karşı sert tutumlar sergileyen Fransa'nın, Almanya'ya rağmen AB'nin yeni liderliğine oynadığına değinerek, "Fransa her yere saldırıyor. 'Ben liderim.' demek istiyor ama liderim demekle de lider olunamıyor. Gerek şahıs bazında (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron gerekse de ülke olarak Fransa." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, "ABD'nin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü faaliyetlerden derin endişe duyduğunu" açıklamalarına ilişkin, bir ülkenin faaliyetlerinden endişe duyulacaksa bunların uluslararası hukuka aykırı olması gerektiğini bildirdi.
"Burada endişe duyulacak bir durum varsa ABD'nin ve Pompeo'nun attığı adımlardır." diyen Çavuşoğlu, bu adımların uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı olduğunu kaydetti.
Çavuşoğlu, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki adımlarına karşı hasmane tutum sergilediğini ancak Türkiye'nin ortaya koyduğu tüm çabaların, kendisini dışlamaya çalışan şer ittifakına cevap niteliği taşıdığını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Biz diplomasiyi isteriz, herkesle iyi ilişkiler içinde olmak isteriz ama herkesin de bizim haklarımıza saygı duyması gerekiyor. Karşı tarafın da aynı şekilde diplomasiye ve iyi iş birliğine inanması gerekiyor." diye konuştu.
"Uluslararası toplum ve Libya, Türkiye'ye çok şey borçlu"Bakan Çavuşoğlu, Libya konusuna ilişkin son gelişmeler hakkında değerlendirmesinin sorulması üzerine, Türkiye'nin, Libya'daki iç savaşı sokak savaşına dönüşmeden dengelediğini ve daha sonra Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) sahada üstünlük de sağladığını kaydetti.
"Esasen bu anlamda uluslararası toplum ve Libya bize çok şey borçlu." diyen Çavuşoğlu, "Libya'daki iç savaş sokak savaşına dönüşseydi bu on yıllar sürebilirdi ve milyonlarca insan da ölebilirdi." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya'daki amacının, "kalıcı ateşkes ve siyasi süreç" olduğunun altını çizerek, tarafların kendi arasında kalıcı ateşkesi tesis etmesinin önemine dikkati çekti.
Bakan Çavuşoğlu ayrıca, Fransa'nın Libya'daki meşru hükümetle ilişkileri geliştirmesinin Türkiye'yi rahatsız etmeyeceğini, buna karşılık Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e verdiği destek ve çatışmayı kışkırtan faaliyetlerinin Türkiye'yi rahatsız edeceğini bildirdi.
"Dolayısıyla (Fransa'nın) Ulusal Mutabakat Hükümetiyle, (Libya Başbakanı Fayiz) Serrac'la görüşmeleri bizi kesinlikle rahatsız etmez. Doğru yolda atılmış bir adım olarak görürüz." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin kimseyle rekabet etmediğini vurguladı.
"Rusya'nın terör örgütüyle angajmanını biz kabullenemeyiz"Bakan Çavuşoğlu, Rusya'nın başkenti Moskova'da, terör örgütü PKK/PYD/YPG ve Halkın İradesi Partisinin siyasi bir mutabakat imzalamasının sorulması üzerine, Rusya'nın yaptığının doğru olmadığını ve Türkiye'nin buna sert tepki gösterdiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Sahada birlikte çalıştığımız, siyasi süreç için birlikte çaba sarf ettiğimiz, İdlib'de ateşkesi kalıcı hale getirmeye çalıştığımız Rusya'nın terör örgütüyle angajmanını biz kabullenemeyiz." dedi.
Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) giderek ara buluculuk teklifinde bulunduğunu anımsatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Lavrov'a şunu söylemek isterim: Bir, bu teklif Türk kesimi ile Rum kesimi arasındaysa yani Rum kesimi ile bizim aramızda bir ara buluculuk yapmak istiyorsa bu mümkün değil. Bizim muhatabımız Rum kesimi değil Rum kesiminin muhatabı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir, Kıbrıs Türk halkıdır. Dolayısıyla ikisi arasında bir ara buluculuk yapmak istiyorsa objektif ve dengeli olmalıdır."
Muhabir: Behlül Çetinkaya, Zuhal Demirci