- 'Türkiye'nin pandemi döneminde verdiği eğitim ve öğretimi Almanya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin yaptığı uzaktan öğretimle mukayese ettiğimizde Türkiye çok iyiydi. Milli Eğitim Bakanlığı'mız ve Yükseköğretim Kurulu, Sağlık Ba
İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Bahçeşehir Uğur (BAU) Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, "Türkiye'nin pandemi döneminde verdiği eğitim ve öğretimi Almanya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin yaptığı uzaktan öğretimle mukayese ettiğimizde Türkiye çok iyiydi. Milli Eğitim Bakanlığı'mız (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Sağlık Bakanlığı ile pandemi süresince iş birliği içinde çalışarak mükemmel bir iş ortaya çıkardılar. Bunu Türkiye küçümsememelidir. Türkiye'nin 25 milyon öğrencisi var. Tüm bu öğrencilere erişilmiştir." dedi.
Enver Yücel, AA muhabirine pandemi döneminde eğitim-öğretimle ilgili açıklamalarda bulundu.
Salgın boyunca dünyada 1 milyar 300 milyon öğrencinin okullara gidemediğini hatırlatan Yücel, pandemiden en fazla eğitim sektörünün etkilendiğini kaydetti.
Pandemiyle birlikte dünyada her sektörün dönüşüm yaşadığını ifade eden Yücel, her sektörün içinde planlanan inovasyonların öne çekildiğini, eğitim sektöründe de geri dönülemez biçimde yeniliklerin devreye alındığını aktardı.
Yücel, Kovid-19'un aşısı bulunsa dahi BAU eğitim kurumları olarak eski eğitim sistemine geçemeyeceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Biz eski sisteme geçmeyiz, uzaktan öğretimi devam ettiririz ama tabii kararınca devam ettiririz. Çünkü artık uzaktan öğretimin yanında, mahkemesiyle, sağlığıyla, tarımıyla, uzaktan yapılacak çok işler olacaktır. Yaşam zaten buna doğru giderken siz bazı işlerinizi uzaktan yapabilirsiniz, yapmak durumundasınız. Hele de 5G teknolojisi geldikten sonra yapılabilecek çok fazla şey var.
Her çocuk okula gidiyor, bazısı anlıyor bazısı anlamıyor. Kimisinin ailesi destek olabiliyor kimisinin ailesi destek olamıyor. Kimisi özel ders alıyor kimisi alamıyor. Uzaktan bu ilişki var ise; okul her an çocuğa yardımcı olabilir. Öğrenci de yapamadığını hocasına veya bir arkadaşına rahatlıkla sorabilir. Yani uzaktan öğretim kültürü hep olacaktır. Elbette yüz yüze eğitimin yerini tutmayacaktır ama yine de uzaktan yapılabilecek işler de çok fazla."
Üniversite tarafında uzaktan öğretime katılımın yüz yüze öğretimden fazla olduğunu anlatan Yücel, notlarda da gerilemenin görülmediğini söyledi.
Bahçeşehir Üniversitesi'nin 12 Ekim'de öğretime başlayacağını aktaran Yücel, yurt dışından gelecek ortalama 2 bin öğrencinin bulunacağını kaydetti.
- "Fabrikasyon mantığıyla eğitim artık bundan sonra olmamalı"
Enver Yücel, Türkiye'de 16 Mart'ta okulların pandemi nedeniyle tatil edildiğini anımsatarak, hemen ertesi gün uzaktan öğretime başladıklarını söyledi.
BAU olarak 2001 yılından bu yana uzaktan eğitim verdiklerini anlatan Yücel, "Doğu ve Düney Doğu Anadolu bölgelerinde öğrencilerimiz kar yağdığında okula gelemezdi biz o günün teknolojileriyle uzaktan ders anlattık." ifadesini kullandı.
BAU'nun Ankara Teknoloji Geliştirme Gölgesi ve Yıldız Teknopark'ta yer alan 150 yazılımcısının uzaktan öğretim konusunda çalışmalara ağırlık verdiğini anlatan Yücel, şu bilgileri verdi:
"Yazılım kadrolarımız çalışmalarını yoğunlaştırdı ve biz de bir anda dönüşebildik, öğrencilerimize süratle ulaşabildik. Zaten tabletle başlayalı 7-8 sene oldu ama esas biz bir yazılım yaptık. Yapay zekayı uzaktan öğretimle buluşturduk. Kişiye özgü bir yapay zeka temelli öğretim veriyoruz. Ne demek bu? Fabrikasyon mantığıyla eğitim artık bundan sonra olmamalı. Eğitim kişiselleşmeli. Her bir öğrenciyi yakalamak, her bir öğrencinin kabiliyetini, anladığını anlamadığını tespit etmek artık mümkün. Siz o öğrenciye ona göre bir eğitim vermelisiniz. Öğrencinin hedeflerini görebilmelisiniz.
Ana okulundan başlayan bir çocuğun kariyerinde nerelere gidebileceğini görmek mümkün. Bütün bunları içeren bir yazılım yaptık. Bu yazılımı ben bir sene önce Boston'da Dünya Yapay Zeka (AI) Konferansı'nda sundum. Dünyada henüz bu tarzda çalışan bir sistem yok. Biz bunu ilk olarak ülkemizde yaptık Metodbox ismiyle."
- "Bize özgü, milli bir yazılımı ortaya koymuş olduk"
BAU Eğitim Kurumları Başkanı Yücel, pandemiyle birlikte öğretmenlerin canlı bir şekilde öğrencisiyle görüşmek istediğini belirterek, Zoom ve Teams gibi uygulamaların kullanıldığını ancak bu uygulamaların güvenilirliğinin sorgulandığını anlattı.
Cumhurbaşkanlığının da devlet kurumları başta olmak üzere mümkün olduğu kadar yerli yazılımların kullanılması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Yücel, "Bu çağrının ardından iki yıldan bu yana kullanmakta olduğumuz yapay zeka tabanlı kişiye özgü dijital öğrenme platformu Metodbox üzerinden yürüttüğümüz uzaktan eğitim dönemini başarıyla geçirirken, bir yandan da Türkiye'nin eğitim entegrasyonlu ilk yerli görüntülü konuşma platformu SeeMeet'i eğitim ve bilişim dünyasının beğenisine sunduk." dedi.
SeeMeet ile üretilen verilerin Türkiye'de kalacağını anlatan Yücel, sistemi kriptolu şekilde kurguladıklarını, bu nedenle azami seviyede tutulduğunu söyledi.
"Yapay Zeka temelli görüntülü konuşma platformumuz SeeMeet ile bize özgü, milli bir yazılımı ortaya koymuş olduk. Kurumlarımız bünyesindeki 175 bin öğrencinin tamamı bunu kullanacak. Sınavları da buradan yapabiliyoruz." diyen Yücel, uygulamayı seemeet.live adresinden ücretsiz olarak tüm Türkiye'nin hizmetine sunduklarını söyledi.
- "Özel okullar kendi fiziksel olanaklarına göre planlayacaklar"
Enver Yücel, 17 Ağustos'ta ana okulu eğitime başladıklarını ifade ederek, 8-12. sınıflarda yaz okulu kurslarını yaptıklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim öğretim yılını 31 Ağustos'ta, yüz yüze eğitimi 21 Eylül'de başlatacağını anımsatan Yücel, "Biz uzaktan ve yüz yüze olmak üzere hibrit şekilde başlatacağız, üçünü de yapmak mümkün. Özellikle özel okullar kendi fiziksel olanaklarına göre planlayacaklar. Biz her yönüyle her şeye hazırız." diye konuştu.
- "İlkokul öğrencisi, büyükler kadar uzun süre ekran başında kalamıyor"
Enver Yücel, ana okulu ve ilköğretimde okulların bir an önce açılması çağrısında bulunarak, "Ana okulu ve ilkokul hemen açılmalıdır. Bir; bu öğrencilerin anne-babası işe gidiyor. İki; uzaktan öğretimde bu öğrenci grubu büyükler kadar uzun süre ekran başında kalamıyor. Diğer yandan sokaktan enfeksiyon alma riski yüksekken okulda hijyen tedbirlerinin daha fazla olacağını kolaylıkla varsayabiliriz." değerlendirmesini yaptı.
Yücel, "Kocaman bir kampüsü düşünün, ana okulu ve ilkokulu içeri aldığınızı düşünün. Sınıflar da kocaman yerler, öğrenciler birbirini görmez. Bunu yapmak mümkün. Diğer yandan insan hayatının en önemli bölümü 0-6 yaş. Bu yaşlarda eve kapalı kalırsa çocuklar çok şey kaybederler. O nedenle okul öncesi eğitim hemen ve süratle başlamalı. Lisedeki çocuğun kaybı telafi edilebilir ama ana okulu ve ilkokuldaki eksikliği, zeka ve dil gelişimini telafi etmek oldukça zor." diye konuştu.
- "Öğrenciyle direkt temas kurabilen çok az ülkeden birisiyiz"
Yücel, Türk eğitim ekosisteminin, dünyayı sarsan Kovid-19 pandemisi boyunca çok başarılı bir performans sergilediğini söyledi.
Yücel şöyle devam etti:
"Türkiye'nin pandemi döneminde verdiği eğitim ve öğretimi Almanya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin yaptığı uzaktan öğretimle mukayese ettiğimizde Türkiye çok iyiydi. Pandemi dönemindeki eğitim-öğretim faaliyeti Türkiye'nin daha iyi idi. Biz özel sektörüz, bizimkini söylemiyorum, biz farklıyız.
Kamu açısından baktığımızda Türkiye çok öndeydi. Tabii ki erişilemeyen yerler olmuştur, tabii ki sıkıntıları olmuştur ama dünya ölçeğine baktığımız zaman Türkiye'nin buradaki notu iyidir.
Milli Eğitim Bakanlığı'mız (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Sağlık Bakanlığı ile pandemi süresince iş birliği içinde çalışarak mükemmel bir iş ortaya çıkardılar. Bunu Türkiye küçümsememelidir. Türkiye'nin 25 milyon öğrencisi var. Tüm bu öğrencilere erişilmiştir.
Harvard Üniversitesi 'bir yıl açılmıyorum' dedi. Öğrencilere ödev verdi, sonuçlarına göre 'geçti', 'kaldı' denilecek. Türkiye böyle yapsa yer yerinden oynar. Ancak Türkiye televizyonla, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) TV ile her bir öğrenciye bir şekilde ulaşmayı başardı. Hem Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısı buna müsait hem de öğretmenleri pratik. Küçümsememek lazım. Harvard'da, Oxford'da master yapan öğrencilerim var, Almanya'da eğitim mektupla yapılıyor, o ona mektup yazıyor, öbürü diğerine. Öğrenciyle direkt temas kurabilen çok az ülkeden birisiyiz."