Avrupa'nın reddettiği, terör örgütü PKK ile Suriye uzantısı YPG arasındaki bağ, kıtanın sokaklarındaki gösterilerde açıkça görülüyor.
LONDRA(AA) - Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nı başlatmasıyla PKK'nın Avrupa'daki çatı yapılanması KCDK-E, sürekli olarak destekçilerinden gösteriler düzenlemesini istiyor. Yine PKK ile bağlantılı KNK da YPG'ye destek verilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu istekler üzerine Avrupa'nın değişik kentlerinde yapılan gösterilerdeki görüntü bile tek başına PKK ve YPG arasındaki bağı ispatlamaya yetiyor.
Gösterilerde PKK ve YPG'yi simgeleyen bez parçalarının yanı sıra bölücü başının fotoğrafları ve HDP flamalarının yan yana olduğu görülüyor. Bu protestolarda sık sık PKK lehine slogan atılırken, terör örgütünün sözde marşı da söyleniyor.
Fransa, İngiltere, Avusturya, Hollanda ve Belçika'daki gösterilerde PKK ve bölücü başı posterlerine herhangi bir kısıtlama getirilmezken, Almanya bu konuda daha sıkı bir politika izliyor. Ancak Almanya'daki bu kısıtlama bile aradaki bağın saklanmasına yetmiyor.
Avrupalı YPG'lilere PKK kamplarında eğitim veriliyor
Avrupalı YPG/PKK üyeleri haklarındaki terör soruşturmaları da doğrudan bağlantının ortaya konması açısından önem taşıyor. Özellikle İngiliz Josh Walker hakkındaki soruşturmada bu kişinin PKK'nın kamplarında eğitim aldığı bilgisine yer veriliyor.
2003'te Suriye'de kurulan PYD'nin silahlı kanadı olan YPG'nin örgütün Irak'taki uzantısı PÇDK ve İran'daki uzantısı PJAK ile birlikte doğrudan Kandil tarafından yönetildiği biliniyor. Bu durum, hem raporlar hem de itiraflarla açıkça ortaya konuyor.
"Bazen PKK'yım, bazen PJAK'ım, bazen YPG'yim"
Wall Street Journal gazetesinin 24 Temmuz 2015'te yayımlanan "Amerika'nın DEAŞ karşıtı Marksist müttefikleri" başlıklı haberde bir YPG mensubunun "Bazen PKK'yım, bazen PJAK'ım, bazen YPG'yim. Gerçekten fark etmiyor. Hepsi PKK üyesi." şeklindeki sözleri bir itiraf olarak kabul ediliyor.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council'in (Atlantik Konseyi), Ocak 2016 raporunda da "YPG'nin can kayıpları verileri, PKK ilişkili uluslararası gruplar arasındaki bağlantıları doğruluyor." denilerek, Ocak 2013-Ocak 2016 arasında ölen YPG'lilerin yüzde 49,2'sinin Türk vatandaşı PKK'lılar olduğuna dikkat çekiliyor.
Uluslararası Kriz Grubu'nun 4 Mayıs 2017'de yayımlanan "PKK'nın Kuzey Suriye'deki Kritik Seçimi" başlıklı raporunda da "PKK'nın siyasi uzantısı ve Türkiye-Suriye sınırının büyük kısmını kontrol altında tutan YPG ve PYD burada bir federal bölge ilan ederek yerel yönetim kurmuş bulunuyor." denilerek, aradaki bağ vurgulanıyor.
"YPG/PKK" Europol raporunda
PKK ve YPG arasındaki bağ, Avrupa Polis Teşkilatı Europol'un de raporuna girmiş durumda. "AB Terörizm Durumu ve Trendi 2018 Raporu'nda YPG'den "YPG/PKK" diye bahsedilirken, geçen sene yapılan Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle Türk kurumlarına yönelik saldırıların arttığına yer veriliyor.
Bu durum Barış Pınarı Harekatı sırasında da aynı şekilde kendini gösteriyor. Harekat başladıktan bir gün sonra 10 Ekim'de terör örgütü yandaşları Almanya'da Bad Salzuflen Mevlana Camisi'ni hedef aldı. 11 Ekim'de ise PKK/YPG sempatizanları Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'ne ait diplomatik plakalı bir araç kundaklandı. 12 Ekim Villingen Schweningen'deki Türk İşçileri Derneği'ne saldıran PKK yandaşları, yine aynı gün Nürnberg'te bir Türk marketini hedef aldı.
YPG/PKK yanlısı gruplar 14 Ekim'de Pforzheim Fatihspor'a ait tesisleri kundaklarken, 15 Ekim'de de Herne Camisi'ne ve Offenbach kentindeki Yavuz Sultan Selim Camisi'ne saldırdı.
11 Ekim'de Belçika'nın Liege kentindeki gösteri sırasında PKK yandaşları bıçaklı ve kesici aletlerle iki Türk gencini yaraladı.
12 Ekim'de Fransa'nın Strazburg kentinde yürüyüş yapan PKK yandaşı yaklaşık 800 kişilik grup, kendilerine tepki gösteren Türk vatandaşlarının üzerine sopalarla yürüdü. PKK yandaşları 14 Ekim'de ayrıca Türkiye'nin Helsinki Büyükelçiliği’nin bulunduğu binaya taşlarla saldırdı.
Avrupa üç maymunu oynuyor
Gösterilerde taşınan bez parçaları, PKK'lıların Türklere yönelik saldırıları, Avrupa'dan tek merkezden yönetilme, soruşturmalar, raporlar ve itiraflar, YPG'nin AB'nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK ile bağlantısı olduğunu açıkça gösteriyor.
Ancak bu bağı reddeden ve YPG'ye destek vermeye devam eden Avrupa ülkeleri ve Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin güvenlik kaygıları söz konusu olduğunda "üç maymunu oynamayı" sürdürüyor.