Arjantin'in önde gelen kanallardan birinde günlük program sunan, River Plate'in taraftar dergisiyle ilgilenen avukat ve gazeteci Facundo Pastor, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Maradona'nın ölüm haberini aldığınızda nasıl hissettiniz?
Hepimiz sarsıldık, çok üzüldük, çok şaşırdık. Maradona bizi ülke, halk olarak hatta gazeteci olarak alıştırsa da çünkü ölümüne yakın olduğuna dair haberler geliyordu, hepimiz Maradona'nın ölümsüz olduğunu, hiç ölmeyeceğini düşünüyorduk. Ancak bir gün bu haberler gerçeğe dönüştü. Hala da bu durumu kabullenmeye çalışıyoruz.
Arjantin ve Arjantin halkı için futbol nedir?
Arjantinliler için futbol her şeydir. Arjantin halkının kimliğinin bir parçasıdır. Futbol bizim her birimizin aile geçmişinde vardır. Futbol topunun, maçın veya stada gidip maç izlerken hissettiklerimizin ötesinde, futbol tarihin bir parçasıdır, neredeyse Arjantin anayasasının kendisidir.
Bu güçlü kimlik içerisinde futbolun bize verdiği şey de Maradona figürüdür. Maradona, Arjantin’de futbolun diğer adıdır.
Arjantin halkı için Maradona neyi ifade ediyor?
Eğer Arjantin futboldur deyip, Maradona’nın da futbolun diğer adı olduğunda hemfikirsek Maradona Arjantin, Arjantin de Maradona’dır. Onun ölümü, darbe etkisi yarattı. Maradona'nın ölümü, Arjantin'in ve herkesin bir yakınını kaybetmesi gibiydi.
Bütün dünya Maradona’nın, kendi ailesinin, tarihinin bir parçası olduğunu hissediyor. Bu yüzden bizim ağladığımız gibi bütün dünya ağladı. Maradona, Boca Juniors taraftarı ile River Plate taraftarının birbirlerine sarılarak ağlamasını sağladı. Cenaze töreninden sonra, Arjantin futbolu için bir araya gelmesi imkansız olanlar bir araya geldi. Bunu sadece Maradona başarabildi.
Maradona keskin siyasi görüşlerine rağmen halkın genelinin sevgisini nasıl kazandı?
Maradona bütün hayatı boyunca tartışma konusu oldu. Halkta hem sevgi hem de nefret uyandırdı. Buna rağmen çok sevildi ve çok sevilecek. İnsanlar onu olduğu gibi onun samimiyetini, şeffaflığını sevdi. O, güçlünün değil her zaman zayıf olanın yanındaydı. Burası sıradan, işçi insanların ülkesi ve Maradona bunu, sıradan olanı, işçiyi temsil ediyordu. Tam olarak bu da futbol tutkusuyla harmanlandı.
Maradona’nın 1986'da İngiltere'ye attığı golün Malvinas Savaşı ile alakası nedir?
O maç, Maradona’nın bütün Arjantinlilerin kalplerinin kapısını çaldığı andı ve tam anlamıyla da o kapıdan girdi. Malvinas Savaşı üzerinden 4 yıl geçmişti ve Arjantin ile İngiltere savaşta değil ama futbol maçında yeniden karşı karşıya geliyordu. Maradona orada 2 gol attı, biri kusursuz, biri kusurlu, biri gerçek biri gerçek dışı, biri doğru biri yalan iki gol. O gollerin biri Tanrı’nın eliyle diğeri ise Tanrı’nın ayaklarıyla atıldı ve böylece Maradona kalıcı bir şekilde bütün Arjantinlilerin gönlüne taht kurdu. Çünkü o maçtan birkaç hafta sonra, Maradona, savaşta ölen çocukları düşünerek oynadığını söyledi ve bu Arjantin halkı için çok duygulandırıcıydı.
Maradona'ya Arjantin dışında gösterilen sevgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maradona’ya duyulan sevgi, sadece Arjantin’in içinde değildi aksine o ülke sınırlarını aşmayı başarmıştı. Hatta İngilizlerin bile sevgisini kazanmıştı. Bana öyle geliyor ki şu an Arjantin’de en çok söylenen şey, Arjantin’in bir parçası hayatını kaybetti. Bunu genişletebilir ve şöyle diyebiliriz; dünyanın, dünya futbolunun bir parçası yaşamını yitirdi ve bu yüzden bütün dünya ağlıyor, bu yüzden bütün stadyumlarda anılıyor. Dünyanın bugün biraz daha üzgün olduğunu söyleyebiliriz.
Maradona’yı uyuşturucu bağımlılığına götüren şey neydi?
Sanırım Maradona’nın karanlık, hakkında konuşmakta zorlandığımız yanı bu olsa gerek. Maradona, 16 yaşındayken anne-babasının, kardeşlerinin ebeveyni olmak zorunda kaldı. Bu, 16 yaşındaki bir çocuk için çok fazla bir baskıydı. O, her yıl biraz daha büyüyor ve bir milyonere dönüşüyordu. Dünya ayaklarının altındaydı, gittiği yerde yürüyemiyordu bile, özgür değildi. 45-50 yıl boyunca doğru dürüst yaşayamadı ve bu durum Maradona’yı bağımlılığa, uyuşturucuya itti. Bence bu, Maradona’nın hiçbir zaman kazanamadığı bir maçtı. Önce uyuşturucu, sonra alkol. O, bağımlılıkla mücadele için çok uğraştı. Uyuşturucuyu yendi, fakat alkolü yenemeden hayatını kaybetti. Sanırım bağımlılık onun kaçış yoluydu, birkaç dakikalığına Maradona olmamak için uyuşturucu kullanıyordu ve kendisine ait olmayan bir hayatı yaşamaya çalışıyordu. Maradona, Maradona’ydı ve o, bu hayatı yaşamayı öğrenmiş olmalıydı. Tıpkı ona yazılan şarkının dediği gibi, “Eğer Maradona olsaydım, hayatım nasıl olurdu…”
Maradona’nın en mutlu olduğu zamanlar hangileriydi?
Bence Maradona hayatının başlarında çok mutluydu. Doğduğu yer Villa Fiorito’dayken, en büyük oyuncağı futbol topunun peşinde koşarken… Eski eşi Claudia ile evlendiğinde, kızları olduğunda, zamanla diğer çocuklarını kabul ettiğinde mutluydu. Dede olduğunda mutluydu. Elbette Dünya Kupası'nı kaldırdığında mutluydu. Futbola döndüğünde, bağımlılıktan biraz olsun kurtulabildiğinde mutluydu. Tabii onun tam mutlu olmayı başardığı zamanlar sayılıdır. Aynı zamanda hem Maradona olmak hem de mutlu olmak zor olmalı.
Maradona çok fakir bir mahalleden en zirveye çıktı. Sizce bu durum onun kişiliğini nasıl etkiledi?
Maradona’nın çıktığı mahalleden çıkıp geldiği seviyeye ulaşmak zor bir iş. Kenar mahalleden çıkıp cumhurbaşkanlarının ilgilendiği saraylara girmek, Rollingstone ile Queen ile bir araya gelmek, Oxford’a gitmek, dünyayı gezmek, hep kırmızı halıyla karşılanmak… Sanırım bu durumun, herhangi bir insanın hayatını değiştireceğini düşünmek kaçınılmaz olsa gerek. Maradona’nın hayatı bazen iyiye, bazen de kötüye doğru değişti ve bir şekilde kendi kurbanı olarak öldü.
Maradona’nın ölümüyle başlayan soruşturma hakkında ne düşünüyorsunuz?
Maradona’nın ölümüyle Arjantin’de bir soruşturma başlatıldı. Maradona’nın tedavisinden sorumlu doktorların, onun hastaneye kaldırıldıktan sonra işleri doğru ve düzgün bir şekilde yapıp yapmadığı araştırılıyor. Maradona kalp yetmezliğinden öldü ancak kalp yetmezliğine yol açacak bir durum var mıydı, doktorları Maradona ile iyi ilgileniyor muydu, gerekli ilaçları alıyor muydu, beyin ameliyatı olduktan sonra olması gereken yerde miydi, Arjantin adaleti bunu araştırıyor. Bu soruşturma oldukça uzun sürecek ve kesinlikle Maradona’nın hikayesinin son sayfasını yeniden yazacak. Maradona nasıl öldü, Maradona neden yalnız öldü, Maradona neden doktorları tarafından kötü muamele gördü, neden tam anlamıyla terk edilmiş durumdaydı ve kimler ölmesine izin verdi? Tüm bunlar, Arjantin adaletinde yeni başlayan, çok uzun sürecek ve tarihe geçecek bir davanın aydınlatmaya çalıştığı şeyler.
Doktorlar tarafından bir ihmalin söz konusu olduğunu düşünüyor musunuz?
Şahsen, eğer Maradona doğru tedavi edilmiş olsaydı, bugün bu röportajı yapıyor olmazdık, Maradona’dan konuşmazdık diye düşünüyorum. Muhtemelen Maradona uzun yıllar yaşardı ve Maradona hakkında daha çok tarih yazardık. Yani Maradona ölmemiş olurdu.
Maradona son dönemlerinde yalnız görünüyordu veya bunu kendisi tercih etmişti, sizce bunun sebebi neydi?
Maradona kendisi istediği için mi yoksa onu yalnız bıraktıkları için mi yalnızdı, bu iyi bir soru. Bence her ikisinden de biraz var. Bence Maradona’yı yalnız bıraktılar ancak o da ailesinden, kızlarından, arkadaşlarından, Arjantin milli takımındaki arkadaşlarından uzaklaştı. Bu, Maradona’nın son dönemi için çok kötü bir durumdu. Hem o insanlardan uzaklaştı, hem de içinde bulunduğu durum nedeniyle insanlar ondan uzaklaştı ve bunların hepsi önlenebilir, üzücü bir ölümle sonuçlandı.
Maradona’nın mirası sizce nasıl dağıtılacak, bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Maradona öldü ve doktorları hakkında adli soruşturma başlatıldı ancak kısa süre içinde Maradona’nın servetinin ne olacağını konuşuyor olacağız. Maradona’nın kaç parası var? Ne kadar para bıraktı? Dünya çapında kaç işletme bıraktı? Venezuela’da İtalya’da Küba’da Arjantin’de iş yerleri var. Sanırım bu noktadan itibaren büyük bir savaş çıkacak Maradona’nın mirasının adaletli bir şekilde nasıl bırakılacağı hakkında. Maradona’nın kabul ettiği çocukları var, hala tanınabilecek çocukları da var. Şu an adli tanınması olan 5, Maradona’nın çocuğu olduğunu iddia eden ancak resmi tanınma almayan 3 çocuğu var. Bu durum, Maradona’nın mirasının büyük bir davanın parçası olacağını gösteriyor ama asıl önemli olan Maradona’nın ne bıraktığını belirlemek. Kaç para var, onu kimse bilmiyor. Kimi 100 milyon dolardan bahsediyor, bazıları 75 milyon dolar, 500 milyon dolar diyen var. Kimse Maradona’nın parasının nerede olduğunu bilmiyor. Ölümünden bir yıl önce kızlarına çok kızgındı, onlara hiçbir şey bırakmayacağını söyledi. Ancak bu mümkün değil. Bir kişi mirasının bir kısmını bağışlayabilir ama hepsini değil. Kimse Maradona’nın bir vasiyet bırakıp bırakmadığını da bilmiyor. Bunların hepsi yaklaşmakta olan büyük bir yargı savaşının bir parçası olacak ve bu sadece Arjantin’de de olmayacak, İtalya, Venezuela, Küba… Maradona’nın yaşadığı her yerde olacak.
Maradona mutlu mu öldü?
Hayır. Maradona mutlu bir kişi olarak ölmedi. Ben, Maradona’nın üzgün ve yalnız öldüğünü söyleyebilirim. Şimdi Maradona niye üzgün ve yalnız öldü? diye sorabiliriz.
Ailesinin ondan, onun da ailesinden uzaklaşması bir yana, ben Maradona’nın futbol topundan uzak kaldığı için üzgün öldüğünü düşünüyorum. Maradona, uzun zamandır dizindeki, kalçasındaki problemler nedeniyle, son döneminde de beyin ameliyatı ve kalp problemleri yüzünden, bir yaşlının oynadığı şekilde bile olsa top oynayamıyordu.
Maradona elinde futbol topunun olmadığını, koşamadığını fark ettiğinde ve anne-babasını kaybettiğinde mutsuz oldu. Maradona’nın anne-babasıyla ilişkisi inanılmazdı. Onların ölümünün ardından derin bir depresyona girdi, çok üzgündü, çok ağlıyordu. Her röportajda onları anıyordu. Sanırım onları bir daha göremeyeceğini ve top oynayamayacağını anlayınca kendini ölüme bıraktı. Yalnız kalmaya başladı, sonra beyin ameliyatı oldu ve bana göre bu hayata gözlerini yummaya karar verdi.
Bence bu ülkede Maradona çok seviliyordu ama bir o kadar da yargılanıyordu. Arjantinli yazar Roberto Fontanarrosa’nın şu sözleri geliyor hep aklıma “Maradona’nın kendi hayatında yaptığı benim umurumda değil, beni ilgilendiren benim hayatımı nasıl etkilediği.”
Maradona, biz futbolseverlerin hayatını değiştirdi. Bize birçok sevinç yaşattı. Eğer bugün Maradona’ya bir şey diyebilecek olsaydım, gözlerine bakar ve “Bize verdiğin her şey, yaşattığın sevinçler için teşekkürler. Her şey için çok teşekkürler Diego.” derdim.