Tarih: 20.06.2019 12:29

'ALS hastalığı erkeklerde daha sık görülüyor'

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Azize Esra Gürsoy, ALS hastalığının erkeklerde daha sık görüldüğünü belirtti.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi açıklamasına göre, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Azize Esra Gürsoy, ALS hastalığıyla ilgili bilgi verdi. Gürsoy, ALS hastalığının bilinirliğine ilişkin atılan her adımın çok değerli olduğunu belirtti.

ALS hastalığının yüzde 10 genetik nedenlerle ortaya çıkarken, yüzde 90 genetik etmenlerden bağımsız olarak ortaya çıkabildiğini bildiren Gürsoy, klinik bulguların genellikle 50- 60 yaşlarında başladığını ancak özellikle genetik kaynaklı vakalarda daha erken başlangıç gösterebildiğini aktardı.

Gürsoy, erkeklerde daha sık rastlanan ALS hastalığının toplumda yüz binde 3-8 kişide görüldüğünü belirterek, Türkiye’de 6 bin -8 bin arasında ALS hastası olduğunun tahmin edildiğini dile getirdi.

-Kol ve bacaklardaki güçsüzlüğe dikkat edilmeli

ALS’nin birbirinden farklı belirtilerle ortaya çıkabilen bir hastalık olduğuna dikkati Gürsoy, şunları kaydetti:

"ALS, nörolojik bir hastalıktır. Beyinde ve omurilikte kasların istemli hareketini sağlayan motor nöron adı verilen sinir hücrelerinin etkilenmesi ve kaybı, hastalığa neden olur. Bu hücrelerin yok olması ile kasların hareket etmesi için gerekli beyin uyarısı kaslara ulaşamayınca güç kaybı ile hastalık ortaya çıkar. Kasların hareketsizliği, zamanla kasların erimesi ile sonuçlanır. ALS, farklı başlangıç şekilleri olan bir grup hastalığı içerir. Sıklıkla karşılaştığımız, kol veya bacakta tek taraflı bir güç kaybıdır. Bu durum kol ve bacağın parmaklara yakın bölümünden başlar.

Ellerde başlarsa, anahtar kullanmada, düğme iliklemede güçsüzlük meydana gelirken; ayaklardan başlarsa, ayağın bilekten yukarı çekilmesinde zorluğa bağlı sık tökezleme gibi belirtilere yol açar. Bu belirtilere kaslarda seğirme ve kramplar eşlik edebilir. Hastalık bazen de konuşma ve yutma bozukluğu ile başlayabilir. Bu bulgular zaman içerisinde vücudun diğer bölgelerine de yayılarak hastaları yatağa bağımlı, beslenme ve solunum desteğine ihtiyaç duyar duruma getirir. ALS hastalığında uyuşma, hissizlik gibi duyusal belirtiler beklenmez."

Gürsoy, ALS tanısının nörolog tarafından muayene ile elde edilen bulgular ile birlikte çeşitli kan testleri, EMG incelemesi ve MR sonuçları değerlendirilerek konduğunu vurguladı.

Kesin bir belirleyici inceleme henüz olmadığından tüm incelemeler yapıldıktan sonra sonuca ulaşıldığını kaydeden Gürsoy, gerekli durumlarda beyin omurilik sıvısının test edildiğini belirtti.

ALS’den korunmanın kesin bir yolu olmasa da sağlıklı beslenme, sigara içmeme, tarım ilaçlarına maruziyetin önlenmesinin alınması gereken tedbirler olduğunun altını çizen Gürsoy, "Tedavide kullanılan ilaçlara yönelik Ar-Ge çalışmaları hızla devam etmektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra fizyoterapi, psikososyal destek, beslenme ve solunum desteği, yaşam süresinin uzatılmasında büyük önem taşımaktadır. ALS’li hastaların ve bakımı üstlenen ailelerin beklentisi, ALS’nin tedavi edilebilir bir hastalığa dönüşmesidir. Son yıllarda sinir bilim dalındaki hızlı gelişmeler tedavi için umutları kuvvetlendirmektedir." değerlendirmesinde bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —