10. Uluslararası Kervansaray Buluşması kapsamında Çalıştay düzenlendi. Çalıştaya, Kervansaray Buluşması kapsamında ilimize gelen akademisyenler ve sanatçılar katıldı.
10. Uluslararası Kervansaray Buluşmaları kapsamında Malatya’ya gelen akademisyen ve sanatçılar, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda düzenlenen çalıştaya katıldı. Çalıştayla ilgili değerlendirmede bulunan Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi Rüçhan Keçeci, “Yaklaşık 12 yıldır atık malzemelerle eserler üreten bir sanatçıyım. Yaptığım eserlerle Türkiye’deki büyük fuarlara, AVM ve organizasyonlara katılıyorum. En çok sevdiğim şey atık malzemeleri değerlendirmek. Atık malzemenin çöp olmadığını insanlara anlatmak. Gördüğünüz bu çalışmalarda da insanlara aynı şeyleri anlatmaya çalışıyorum. Doğayı korumak, atıkları değerlendirmek, bunun bir geri dönüşüm olduğunu anlatmak için bu çalışmalara başladım. Cam, yağ, metal, kağıtları lütfen sokaklara, çöplere atmayalım. Bunlar için sağ olsun belediyemiz ayrı ayrı yerler yapıyor. Buralarda geri dönüşüme sokmak hem milli bir servet, hem de doğayı korumak için eserler üretiyorum” ifadelerine yer verdi.
“Ben daha çok araç malzemelerini kullanıyorum” diyen Keçeci, “Çöpe atılan veya eritilip farklı bir şekilde kullanılan malzemeleri sanat eserlerine dönüştürüyorum. Daha çok kimliğini yitirmiş, yıpranmış, hırpalanmış, çöpe gidebilecek malzemelerden yararlanarak tasarımlar oluşturuyorum. Malatyalı olduğum için aslında klişe olmuştur kayısı. Bir eser yapmak istedim. Geçen yılda yine Kervansaray Buluşmalarına katılmıştım. Kitapları ve eğitimi anlatan bir tasarım yapmıştım. Bu yılda bir realist çalışma yaptım. Çok soyut çalışmalara yönelmeme rağmen bu yılda realist bir çalışmayla kayısıyı anlatmaya çalıştım. Kervansaray buluşmaları Malatya adına çok güzel bir organizasyon. İnsanlar kendi kimliklerini görmesi lazım. Toplum olarak halı kilim çalışmalarında motiflerinde biz sanatı görüyoruz. Ama bunun dışında resim olsun, heykel olsun, seramik, ebru, aklınıza gelebilecek sanat dallarında neler yaptığımızı bilmiyoruz. Bunu da halkla buluşturuyoruz. Bu tür buluşma yerleri de halkın sanatla buluştuğu yerlerdir. Aslında özümüze döndüğümüz bir yerdir. Bu anlamda emeği geçen herkesi kutluyorum. 10 yıldır düzenlenen bir organizasyon. Hiçbir sekteye uğramadan her yıl yapılan bir organizasyon. Her geçen yıl daha iyiye gidecektir. Bu anlamda emeği geçen herkesi kutluyorum” şeklinde konuştu.
Eskişehir Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Ensar Taçyıldız ise, “Yaklaşık 27 yıldır bu işi yapıyorum. Genelde kuş figürleri çalışıyorum. Kuşları soyutlayarak dünyadaki son gelişmeleri yaklaşık olarak 20 yıl önceki dünyadaki parçalanmaları, bölünmeleri, yol ayrımlarını, cinsiyet ayrımlarını eserlerimde işliyorum. Erkek dişi kavramını işliyorum. Sömürüler hepsini eserlerimde işliyorum. Kervansaray Buluşmalarına daha önceleri de katılmıştım. İlk Kervansaray buluşmasına katılmıştım. Anadolu’da sanatçıların Kervansaray buluşmaları müthiş bir şey. Selahattin Gürkan başkana çok teşekkür ediyorum. Yıllardır bunu sürdürüyor. Kendisi çok vefalı bir insan. Tekrar buraya davet edilmem bizleri çok memnun etti. Malatya’yı seviyorum. Burada askerliğimi de yapmıştım. 8 ayım burada geçmişti. Sanat sokağında bir işim var. Ben ilk bu Kervansaray buluşmasına geldiğimde insanlar buradan geçerken korkarak geçiyorlardı. Ama şimdi Kervansarayda çalışan sanatçılara herkes ilgi ile bakıyor, izliyor. Bende yapabilir miyim diyor? Yani müthiş bir değişim var. Sanat Sokağı öyle dolu dolu. Çınar diye belediyemizin bir tesisi var. Akşam orada da sanatsal çalışmaları gördüğümde çok mutlu oldum. Duvarlarda eserler gördüm. Malatya ve Battalgazi bu konuda çok ileride” diye konuştu.
“Bu yılki Kervansaray Buluşmaları daha kapsamlı gördüm” diyen Fırat Üniversitesi Araştırma Görevlisi Yavuz Deniz’de, “Çok güzel sanatçılarımız var. Sergimiz daha elit. Değerli hocalarımla birlikte burada çalıştay da beraberiz. Belediyemiz bu konuda birçok büyükşehir belediyesine bile örnek teşkil edebilecek nitelikte. Bu yıl 10’uncusu düzenleniyor. Bu çok kaliteli bir organizasyon. Çoğu şehirler de görüyoruz. 2’de 3’de bitiyor. Birçok şehirde ve bir yerler de tıkanıyor. Ama burada onuncusu düzenleniyor ve daha kaliteli bir hale geliyor. İnşallah devamı gelir. 20’ler, 30’lar olur” dedi.
Kendi yaptığı eserler hakkında da bilgi veren Deniz, “Aslantepe höyüğümüz var. İnsanlık tarihinin yeşerdiği bir yer. Orada bürokrasinin ne kadar hakim olduğunu bu eserlerden görebiliyoruz. Tahılları ve önemli buldukları ürünleri çuval veya sepetlere koyup sadece bunlarla mühürlemişler. Herhangi bir kilit sistemi yok. Bu mühürler hiçbir zaman insanlar tarafından bozulmamış. Saygı duyulmuş. Ben bu mühürleri kullanarak bugünkü sanat anlayışına uyarlayarak özgün çalışmalar üretiyorum. Genelde Anadolu uygarlıklarını çalışıyorum. Ama Arslantepe höyüğü bu eserlerden dolayı çok çok önemli. Bazı illerimiz bile bu kadar kendilerini tanıtamıyor. Gerek sanatçılarla olsun, gerek bu tür organizasyonlarla olsun bizde kendimizi gösterebiliyoruz burada. Malatya’da kendini tanıtabiliyor. Battalgazi daha çok tanınıyor. Battalgazi’nin yurt dışından gelen sanatçılar tarafından tanınması ve Battalgazi’nin de dışarıda tanıtılması ileriki yıllarda bir il kadar tanınacağı kesin” diye konuştu.