Tarih: 06.06.2019 14:57

Afrika'da büyüyen 'ithal' çevre sorunu: Elektronik atıklar

Facebook Twitter Linked-in

DAKAR (AA) - Çevre için en hızlı büyüyen sorunlardan birini kullanılmış cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi elektronik atıkların (e-atık) imhası oluştururken, özellikle Afrika'daki yoksul ülkeler elektronik atık çöplüğü olarak kullanılıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, dünyada 2018'de 48,5 milyon ton elektronik atık ortaya çıktı. Bu da yaklaşık 125 bin büyük uçak ya da 4 bin 500 Eyfel Kulesi kadar bir kütleye tekabül ediyor.

Bu atıkların yalnızca yüzde 20'si çıkarıldığı ülkede resmi olarak geri dönüştürülürken, geri kalan yüzde 80'lik kısım ise ya toprağa gömülüyor ya yakılıyor ya da yasalara aykırı şekilde Afrika ve Asya'daki az gelişmiş ülkelere ikinci el elektronik cihaz olarak ithal ediliyor.

BM üyesi 193 ülkeden 188'inin taraf olduğu, 1987 tarihli Basel Sözleşmesi, zehirli elektronik atıkların uluslararası ticaretinin yapılmasını ve transferini yasaklasa da e-atıklar yasa dışı şekilde gelişmekte olan ülkelere gönderiliyor.


Kişi başı en az e-atık Afrika'dan çıkıyor

Global E-Waste Monitor'ün 2017 raporuna göre, 2016'da 18,2 milyon tonla en fazla e-atıklar Asya kıtasında ortaya çıktı. Asya'yı, 12,3 milyon ton atıkla Avrupa, 11,3 milyon ton atıkla Amerika, 2,2 milyon ton atıkla Afrika, 0,7 milyon ton atıkla Okyanusya izledi.

Kişi başı değerlendirildiğinde ise 2016'da 39 milyon nüfuslu Okyanusya'da (Avustralya, Yeni Zelanda, Pasifik Adaları) 17,3, 738 milyon nüfuslu Avrupa'da 16,6, 977 milyon nüfuslu Amerika'da 11,6, 4,364 milyar nüfuslu Asya'da 4,2 ve 39 milyon nüfuslu Afrika kıtasında 1,9 kilogram e-atık çıktı.

Ayrıca Afrika'daki e-atığın yarısını Amerika, Avrupa ve Çin'den yasa dışı şekilde gelen kullanılmış elektronik cihazların oluşturduğu düşünülüyor.

Avrupa'nın e-atık çöplüğü Afrika

Afrika kıtası e-atık yığınına en az katkı sağladığı halde özellikle Avrupa'nın atık çöplüğü olarak kullanıyor.

Tek bir ayrışma hattı için milyonlarca dolar harcanması gerektiği ve iş gücünün pahalı olması nedeniyle Avrupa'da toplanan e-atıklar genelde ikinci el elektronik cihaz olarak ihraç ediliyor.

E-atıklarının yüzde 75'ten fazlası, Avrupa'dan Nijerya, Gana ve çevre ülkelerde bulunan devasa elektronik çöplüklerine gönderilerek insan sağlığı ve çevreye zararlı şekilde ayrıştırılıyor, işe yarar kısımları alındıktan sonra yakılarak yok ediliyor.

Dünya genelindeki e-atığın maddi değeri 62,5 milyar avro

Bir kısmında serbest haldeyken sağlığa zararlı 60 elementin bulunduğu e-atıklar, doğru koşullarda geri dönüştürüldüğünde ise ülkelerin ekonomisine ciddi katkı sağlayabilir.

Dünya genelindeki 50 milyon ton e-atığın maddi değeri 62,5 milyar avroyu buluyor. Bu rakam, dünyadaki gümüş madenlerinin yılık üretiminin 3 katına ve 123 ülkenin gayri safi yurt içi hasılasından fazlaya tekabül ediyor.

Bir ton cep telefonunda, bir ton altın madeninden 100 kat fazla altın bulunduğu göz önüne alındığında doğru koşullarda yapılacak e-atık geri dönüşümü büyük önem arz ediyor.

Bununla birlikte Avrupa ve Amerika'dan, Afrika ve Asya'ya giden e-atıklar, burada kayıt dışı geri dönüşüm sektörü de oluşturdu.

Kayıt dışı e-atık sektöründe istihdam edilenlerin kesin sayısı bilinmezken Uluslararası Çalışma Örgütüne göre Nijerya'da bu alanda en az 100 bin, Çin'de de 690 bin kişi çalışıyor.

E-atıkların ayrıştırılması çevre ve insan sağlığına zararlı

E-atıklardaki altın, bakır, kurşun gibi değerli maddelerin temel yöntemlerle geri dönüştürülmesi sırasında (kurşunun açık kaplarda eritilmesi, devre kartlarının asitte eritilmesi gibi) sağlığa zararlı çok sayıda zehirli madde açığa çıkıyor.

Kurşun, krom, civa, kadmiyum gibi insan sağlığına zararlı maddeler içeren e-atıklar, su kaynaklarını, havayı ve gıda tedarik zincirini kirletiyor.

Birçok ülkede çocuk ve kadınlar, kayıtdışı e-atık işleme süreçlerinde çalışanların yüzde 30'unu oluşturuyor.

Anne adaylarının burada zehirli maddelere maruz kalması, düşük, erken doğum ve düşük kilolu bebeklerin doğmasına yol açıyor.

Bu çöplüklerde çalışan kişilerin dolaşım sisteminde zehirli maddelere rastlanırken, kana karışan kadmiyum ve kurşunun böbreklerin kaybedilmesine neden olduğu biliniyor.

Dünyanı en kirli e-atık bölgesi: Agbogbloshie (Gana)

Dünyada çok sayıda bölge, e-atıklardan çıkan zehirle kirlenmiş durumda bulunuyor.

Agbogbloshie (Gana), Çernobil (Ukrayna), Citarum Nehri (Endonezya), Dzershinsk (Rusya), Hazaribagh (Bangladeş), Kabwe (Zambiya), Kalimantan (Endonezya), Matanza Riachuelo (Arjantin), Nijer Nehri Deltası (Nijerya) ve Norilsk (Rusya) bunların başında geliyor.

Listenin ilk sırasındaki Agbobloshie'de her yıl 129 bin ton e-atık, insanlar tarafından sağlıksız şekilde işleniyor.

Başta Batı Afrika olmak üzere her yıl 215 ton ikinci el elektronik malzeme ithal eden Gana'da, Agbogbloshie’de topraktaki kurşun miktarı çok yüksek seviyelere çıkmış durumda.

Bu durum, civarda yaşayan 250 binden fazla kişi için ciddi sağlık sorunu ve çevre açısından tehdit oluşturuyor.

Çevre örgütleri, Agbogbloshi'deki kirlenmenin geri döndürülemez büyüklüğe ulaştığını, insanları o bölgelerden uzaklaştırmanın ve bölgeyi mühürlemenin tek seçenek olduğunu belirtiyor.

Afrika önlem almaya başladı

Elektronik atıkların doğru şekilde işlenmediği zaman çevreye ve insan sağlığına verdiği zararın farkına varan bazı Afrika ülkeleri konuyla ilgili yasal önemler almaya başladı.

Sadece Uganda ve Ruanda'da e-atıkların işlenmesiyle ilgili hükümet politikaları bulunurken, Madagaskar, Kenya ve Gana elektronik atıklarla ilgili yasaları parlamentodan yeni geçirdi. Güney Afrika, Zambiya, Kamerun ise söz konusu yasalar üzerinde çalışıyor.

Çoğu Afrika ülkesi, e-atıkların ithalini yasaklarken birçoğu e-atıkların sağlıklı şekilde geri dönüştürülmesi için tesis inşa etme kararı aldı. Şu anda sadece Kenya, Güney Afrika ve Kamerun'da e-atık dönüştürme tesisi bulunuyor.

Afrika'ya ikinci el olarak gelen elektronik aletlerin çokluğu ve bu cihazlarının ömürlerinin çok daha kısa olacağı düşünüldüğünde, bu tesislerin tüm kıtada artması gerekiyor.

Bu şekilde, hem ülkelerin ekonomisine katkı sağlanması hem de e-atıkların içerisindeki zararlı maddelerin toprak, hava ve suya karışmadan yeniden değerlendirilmesiyle çevre ve insan sağlığına verilecek zararın önüne geçilmesi hedefleniyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —