Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Şazime Hancı’nın azmi ve kararlılığı hem eğitiminde hem de iş hayatında başarıyı beraberinde getirdi.Doğu’daki kız çocuklarının sıklıkla karşılaştığı “okutulmama” sı
Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Şazime Hancı’nın azmi ve kararlılığı hem eğitiminde hem de iş hayatında başarıyı beraberinde getirdi.
Doğu’daki kız çocuklarının sıklıkla karşılaştığı “okutulmama” sıkıntısını yaşayan kadınlardan biri olan evli ve 3 çocuk annesi Şazime Hancı’nın azim ve kararlılığı, hem eğitimindeki hem de iş hayatındaki başarıyı beraberinde getirdi. İlkokul mezunuyken kızı İlayda’nın sayesinde üniversiteyi derece ile bitiren Hancı, açık öğretimden önce ortaokul ve lise öğrenimini tamamladı, akabinde ise girdiği üniversite sınavından iyi bir puan alarak çok istediği Türk El Sanatları Bölümünü kazandı.
“Eğitim hayatı kızının ilkokuldayken eve getirdiği form sayesinde değişti”
Kendi kurduğu atölyesinde öğrencilerine 30 sanat dalında eğitimler veren Hancı’nın eğitim hayatı kızının ilkokuldayken eve getirdiği form sayesinde değişti. Sanatla 20 sene önce tanıştığını anlatan Şazime Hancı, 10 yıldır da bu işi profesyonellerden eğitim alarak profesyonelce yaptığını söyledi. Kızı İlayda’nın eğitimde gösterdiği başarıda payının büyük olduğunu kaydeden Hancı, “Kızım ilkokula başladığı zaman okuldan bir aile formu getirdi. Bende bu formu doldurmamı istedi. Doldurduğum esnada eğitim kısmına ilkokul yazmam gerekiyordu. Çünkü ilkokul mezunuydum. Ama kızımın gözleri dolu bir şekilde eğitim kısmına lise yazmamı söyledi. Neden diye sordum. Lise yaz kim senin ilkokul mezunu olacağını bilir ki dedi. Bende kızıma ben ilkokul mezunuyum ama bu lise mezunu olmayacağım anlamına gelmez dedim. Kızımın o teşviki ile önce eğitim hayatına ondan sonrada yeteneklerimi keşfederek sanat hayatına atıldım” dedi.
“Bu bölgede kadın olmak zordur“
Sanata atılma olayının çok daha farklı olduğunu belirten Hancı, “Doğu Anadolu Bölgesinde doğmuş büyümüş insanlarız. Bu bölgede kadın olmak zordur. Bu koşullar altında iyi bir iş kadını olma yolunda ilerleyip çaba ve azimle başarıya ilerlemek daha da zordur. Bu başarının asıl kaynağı öncelikle çocuklarımdır. Daha önceden yapmış olduğum birkaç tasarım ürünüm vardı. Bunların yetenek olduğunu bilmeden tasarımları çıkardıktan sonra değerlerinin farkında olmadan bir kenara bırakılırdı. Ondan sonra bir şeylerin farkına vararak sanat hayatına atıldım. Dışarında eğitim almaya başladım. İlkokul mezunuydum. Sanatımla beraber eğitimimi de tamamlamam gerekiyordu. Dışarıdan ortaokulu ve liseyi tamamladıktan sonra üniversitede el sanatlarını bölümünü kazandım ve üniversiteyi derece ile bitirdim. Bunun yanı sıra dışarıdan özellikle birçok sanatın eğitimini aldım. Çünkü gerçekten bir işi yapmam gerekiyorsa bunu hakkıyla yapmam gerekiyordu. Bu işi tamamen işin ehlinden alarak profesyonel bir şekilde eğitimler verme yolunda ilerledim. Bu süreç içinde zorluklar çektim birçok engelle karşı karşıya geldim” diye konuştu.
“Atölyemizde 30’a yakın sanat dalında eğitim veriyoruz”
“Bölgedeki ilk hibesiz ve desteksiz iş yerinin kurucusuyum” diyen Hancı, “Aynı zamanda bölgede ilk kapsamlı atölyenin de işletmecisiyim. Atölyemizde 30’a yakın sanat dalında eğitim veriyoruz. Eğitime genellikle memurlar, akademisyeneler, hakimler, savcılar, doktorların yanı sıra ev hanımları ve öğrencilerde katlıyor. Ben 20 yıldır sanatla uğraşıyorum 10 yıldır da profesyonel eğitimler veriyorum. Bu eğitimler sayesinde 5 bine yakın öğrenci yetiştirdim. Bu öğrencilerden 500 kişiyi istihdam ettim. Bunlar genellikle ya ev hanımları oldu, ya öğrenciler oldu. Daha çok çeyizlerini tamamlamak isteyen kızlarımız oldu. Ama burada bir eksiklik hissettim çünkü buradaki sanata bakış açısı biraz daha farklı. Genelde ev hanımlarına yönelik düşünüyoruz. Ama oysaki bende sanat tamamen bir terapidir ve terapi dalıdır. Bu terapiye de en çok ihtiyacı olan çalışan insanlardır diye düşünüyorum. Burada 30’a yakın sanat dalı var, bunların arasında filografi, rölyef, çini, tezhip, minyatür, kurdele nakışı, el nakışı, makine nakışı, kabak oymacılık, takı tasarım, kalem işi, mozaik sanatı ve deri sanatı gibi eserlerin yanı sıra farklı sanatları da biz burada icra ediyoruz. Buraya gelen arkadaşlarımız hiçbir tereddütle gelmiyorlar. Daha önce bizim Bitlis bölgesinde kanıtlamış olduğumuz bir başarımız var. Daha çok isme gelenler oluyor. Biz sizi biliyoruz sizden eğitim almak istiyoruz diyenlerde oluyor. Tesadüfen geçip te Bitlis’te ve Tatvan’da böyle bir yerin olduğuna inanamayıp ta gelip eğitim almak isteyenler de oluyor. Biz Bitlis’i ve bölgemizin tanımlarını yaparken birçok yarışmalara da katıldık. Öncelikle İstanbul’da Yaşama Dokunanlar Platformu tarafından düzenlenen Türkiye genelindeki yarışmada Osman Hamdi Beyin Kaplumbağa Terbiyecisiyle Türkiye birincisi olarak Oscar ödülüne layık görüldüm. Bunun haricinden çoğu yerden plaket ve teşekkürler aldım. Bunlar benim için onur gururdan ziyade Bitlis için onur ve gururdur. Çünkü ben Bitlisli Şazime Hancı’yım. Çünkü burada Bitlis’i insanlara gösterip tanıtıyoruz” şeklinde konuştu.