Tarih: 15.11.2022 19:57

Fikirci Bey yazdı: BİZ HER ŞEYİ BİLİRİZ

Facebook Twitter Linked-in

Malum, sosyal medya çıktığından beri hepimiz her konuda uzman olduk. Her konuda mutlaka bir fikrimiz var. Hem de çok eminiz ve konunun profesyonel uzmanlarına da güvenmiyoruz. Bu tür konuların en yaygın örneği “internet tıpçılarıdır”. İnternetten arka arkaya iki makale okuyan endokrinolog kesilir, diyabete reçete yazar. Yani doktorların en “sopalık” dediği tipler…

İstanbul’daki hain saldırıdan sonra da hepimiz terör uzmanlığımızı konuşturduk.

“Kadın sıradan bir PKK’lıya benzemiyor”. (Gerçek hayatta kaç PKK’lı ile görüştün)

“Taksim'de o kıyafetle oturmak dikkat çekmez mi?” (Taksim'de kamuflaj pantolonlu kaç genç kadın olduğunu biliyor musun?

Tabii açılımının Trinitrotoluen olduğunu bile bilmediğimiz TNT ve diğer bilumum patlayıcılar konusunda da uzmanız. 1 kg TNT’nin bu kadar güçlendirilebilmesi için nasıl bir laboratuvar çalışması gerektiği konusunda bir fikrimiz olmamasına rağmen o konuda da ahkâm kesiyoruz.

Yani alayımız uzman istihbaratçıların “sopalık” dedikleri tiplere dönüştük.

Klişelerimiz de var: “Kime yarıyorsa o yapmıştır”

Hitler de bir Yahudi devleti kurulmasına yol açtı, demek ki o da Yahudi dostu.

Tabii yorumların en tiksindiricisi de, hükümetin seçim kazanmak için devlet kurumlarını kullanarak bunu yaptırdığı…

Bu kadar beyinsizliğe bizi hiç sevmemekle tescilli yabancı medyada bile rastlamazsınız.

Mesela Alman Süddeutsche Zeitung “…Türkler yaz aylarında parlamentolarını ve cumhurbaşkanlarını seçecekler. Her türlü siyasi şiddet güvensizliğe yol açar.” yazmış.

İsrail Haaretz “İstanbul'daki Patlama Erdoğan'ın Siyasi Konumunu ve Popülaritesini Tehdit Ediyor” diye başlık atmış.

İtalyan Internazionale “Pazar günkü saldırı her koşulda Pandemiden sonra yeniden başlayan turizm açısından ülkenin prestijine ve Erdoğan’ın pozisyonuna sert bir darbe” yorumunda bulunmuş.

Aklıselim sahibi hiç kimse, Türkiye’yi sevmese bile böyle bir mantıksızlığa düşmüyor. Bizim klinik muhalefet hariç…

Güya 2015 genel seçimlerini Haziran’da “kaybeden” iktidar (Seçimden birinci parti olarak çıkar ve %40.9 oy alır, seçimde CHP de büyük ölçüde oy ve Meclis'te sandalye kaybeder) teröre çanak tutmuş, seçimleri tekrarlatmış ve kazanmıştır. Oysa Suruç ve Ceylanpınar saldırganlarının bir amacı vardı, çözüm sürecini sona erdirmek. Türkiye büyük bir fırsat kaçırdı ve farkındaysanız o tarihten sonra da ekonomik sorunlar belirginleşmeye başladı. Nitekim bugünkü tablonun tohumları daha o zamanlarda atılmaya başlanmıştı ve hiçbir iktidara da yarama ihtimali yoktu.

Nitekim yabancı basında “saldırının bir sonucunun da ülke turizmini bombalamak ve iktidarın en çok ihtiyaç duyduğu döviz girdisini baltalamak olacağı” ifade ediliyor.

En şüphecisi; “bu olayın Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarını/nüfuzunu artıracağı” yorumu ile yetiniyor.

Saldırı ile ilgili siyasi olmayan yorumlar yaparak bir uzman da ben kesilmeyeceğim.

Hatırlatmak istediğim şu:

Her şeyden önce istihbarat birimlerimiz uzun yıllar bu tür terör olayları ile mücadele etmiş dünya çapında tecrübeli uzmanlardan oluşuyor. Ayrıca sürmekte olan bir soruşturmada istihbaratın bildiği ancak zanlıların haberi olmasın diye kamudan saklamak zorunda oldukları pek çok bilgi vardır. Dolayısı ile onlardan daha çok şey bildiğimizi iddia etmekle gülünç oluyoruz. Benim, vesayetin kaldırıldığı günlerden beri zaten ne kadar etkili ve hızlı çalıştığını gördüğümüz istihbaratımıza güvenim sonsuz.

Öte yandan teröristlerde de alternatif sonsuz. Son10 yılda ABD Suriye’de öyle yapay örgütler icat etti ki, artık kim kimdir belli değil. Bir bakıyorsunuz 20-30 bin teröristiyle DAEŞ diye bir örgüt oluşmuş, Irak ve Suriye’de geniş alanlar ele geçirip katliamlar düzenliyor, sonra bir bakıyorsunuz PYD diye bir başka örgüt güya onu birkaç ayda silmiş süpürmüş. Ve ABD’nin tırları sağ olsun, hiçbiri de hiçbir zaman en hafifinden en ağırına silah veya mühimmat sıkıntısı çekmiyor. Yani istihbaratın işinin bu kadar zor olduğu yerde siz isterseniz fazla da bilgiçlik taslamayın…

Son olarak daha önce de belirttiğim bir şeyi hatırlatmak isterim.

Bir terör olayı belirli bir kişiyi hedef alırsa, yani bir suikast ise arkadaki saikleri anlamak kolay olabilir. Veya güvenlik kuvvetlerini hedef almışsa zaten belli ki bizimle “savaşmaktadır”

Ancak, bir saldırıda saldırı yapanın bile tanımadığı, bilmediği, sıradan ve çok sayıda insanın ölmesi hedefleniyorsa işte orada bomba asıl medyada patlar. Çünkü hiç duyulmayacak olsa adı bilinmeyen onlarca kişiyi katletmenin hiçbir anlamı yoktur. Yani bomba medyada yarattığı infial ile bir çarpana ulaşarak patlar.

Onun için hepimizin olabildiğince sorumlu davranmasında yarar var. Kaynak: EnsonHaber

@kalemciler

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —