AK Parti Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, HDP eski eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 6-8 Ekim olaylarının baş sorumlusu olduğunu kaydetti.
Meclis’te düzenlediği basın toplantısında 6-8 Ekim olaylarına değinen Milletvekili Burhan Çakır, "CHP’nin borazanlığını yaptığı, İYİ Partinin kahvaltıya çağırdığı, kimilerinin de ’usta edebiyatçı’ olarak gördüğü HDP eski eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim olaylarının baş sorumlusudur” dedi.
Milletvekili Çakır, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“PKK’nın uzantısı HDP’liler ülkemizi kaosa sürüklemek, memleketi yangın yerine çevirmek için eli kanlı terör örgütü YPG/PKK yandaşı teröristlere Kobani olarak da adlandırılan Aynularab’ı bahane ederek “sokaklara inin” çağrısında bulundu. PKK’nın uydusu olmaktan öteye geçememiş, PKK’ya terör örgütü bile diyemeyen HDP’liler, PKK ile kol kola girerek sokakları yaktılar, masum insanları vahşice öldürdüler, okullara belediye binalarına saldırdılar, halkımızın malını mülkünü yağmaladılar, mahremini çiğnediler.
Bu olaylarda, ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtmak isteyen Yasin Börü ve arkadaşları başta olmak üzere, 35 masum canımız alçakça, şerefsizce şehit edildi. Bu olaylar sırasında, Kürtleri temsil ettiğini söyleyen HDP, PKK masum Kürt kardeşlerimin kanını akıtırken, 16 yaşındaki Yasin Börü’yü bir binanın 3’üncü katından atıp arabayla çiğnerken ne yapıyordu? Yasin’in suçu neydi? Yasin yavrumuz, en temiz hisleriyle, en iyi niyetiyle garip gurebaya kurban eti dağıtıyordu. Dolayısıyla HDP’nin Kürtleri temsil etme gibi bir derdi de yok, zaten HDP dinine, vatanına, bayrağına ve devletine bağlı olan Kürt halkının temsilcisi de olamaz.
Sözde barış, demokrasi, özgürlük, kardeşlik isteyen HDP ve o dönemki başkanı Selahattin Demirtaş’ın sorumsuz, kalleş, hain çağırısı sonucunda 35 masum vatandaşımız hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, kamu binaları ve vatandaşlarımızın malları zarara uğradı, huzur ve güven ortamı yaralandı.
Bölücü terör örgütü 6-8 Ekim’de elde edemediği neticeye çukur eylemleriyle ulaşmayı amaçladı. 6-8 Ekim olaylarında insanımızı sokağa çağıranlar ile çukur eylemlerini gerçekleştirenler aynı kişilerdi. Yargımız nasıl 15 Temmuz’un hesabını soruyorsa bölücü örgütün uzantılarından, 6-8 Ekim olayları ve çukur eylemlerinin hesabını hukuk önünde soruyor.
İddianameye göre, 37 nitelikli adam öldürme, 29 adam öldürmeye teşebbüs, 3 bin 777 mala zarar verme, 25 alıkoyma, 395 hırsızlık, 15 yağma, 308 iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal, 13 Türk Bayrağını yakma, 7 Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefet suçu işlenmiştir.
Ancak devletimiz büyük. Her zaman halkının yanında. Kısa süre içinde 6-8 Ekim olaylarının yaralarını sardı. Esnafımıza yaklaşık 50 milyon lira tutarında yardım yapıldı. Olaylar sırasında ne Avrupa siyasetinden, ne İnsan hakları örgütlerinden ne de Batı medyasından “Türkiye’nin yanındayız” mesajı gelmedi. Bırakın böyle bir mesajı, PKK’nın çocuklarımızı katletmesine, sokaklarda terör estirmesine karşı bir cümle dahi kurulmadı.
Bugün CHP’nin borazanlığını yaptığı, İYİ Parti’nin kahvaltıya çağırdığı, kimilerinin de “usta edebiyatçı” olarak gördüğü HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim olayların baş sorumlusudur. Selahattin Demirtaş’ın elindeki kalem; Yasin’in kanını saklayamaz ve kendisinin terörist geçmişini gizleyemez.
Söylemleri ve eylemleriyle PKK’lı bir terörist olduğu aşikâr olan Selahattin Demirtaş’ı, her ne hikmetse HDP’lilerden çok CHP’liler sahiplenmiş durumda. Peki, nedir bunun sırrı, nedir bu işin arka planındaki gerçekler?
CHP’ye gönül vermiş vatansever, yerli ve milli kardeşlerimize sesleniyorum: Allah aşkına görün bu kirli ilişkiyi. Bugünün CHP’si; Atatürkçülere “Mustafa Kemal’in itleri” diyen, Türk bayrağına saldıran, PKK’ya yardakçılık yapan bu şeref yoksunları, bu terör sevicileri ve onun eski genel başkanı Selahattin Demirtaş’a hayranlık duyuyor. Allah aşkına Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti, bugün ne hale geldi? Yazık, çok yazık.
Tezkereye “hayır” oyu veren, bunun için PKK’dan tebrik ve teşekkür alan CHP, Kandil’i yıkacakmış. Düşünebiliyor musunuz? Afrin’e girmeyin diye bağıran, tezkereye hayır oyu verip HDP ile kol kola giren, “Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen Selahattin Demirtaş’a özgürlük isteyen Kılıçdaroğlu, Kandil’i yıkacakmış. Siz merak etmeyin Kılıçdaroğlu, aziz milletimiz gerçeği gayet iyi görüyor. Sizin Kandil’i yıkamayacağınızı da biliyor, ortağınız HDP’yle neler planladığınızı da biliyor.
Bugünlerde “PKK ile bağım yok” diyerek barışçıl imaj çizmeye çalışan Selahattin Demirtaş’ın gerçek yüzünü görmek isteyenler 6-8 Ekim olaylarındaki tavrına baksın. Aynı şahıs sokakları ateşe veren, insanları katleden PKK’lılara sözde “direnişleri” için teşekkür etmişti.
Sadece bu olaylar sebebiyle aralarında Yasin yavrumuzun da bulunduğu 50 kardeşimizin kanını elinde taşıyan biri, şimdi “PKK ile bağım yok” diyor. Allah aşkına buna kim inanabilir?
Milletimizin desteğiyle kirli oyunları bozduk. Pensilvanya’dan kurulan, Kandil’den kurulan nice hain tuzakları yerle yeksan ettik, FETÖ’cülerin de, PKK’lıların da, DHKP-C’lilerin de, DEAŞ’lıların da heveslerini kursaklarında bıraktık.
Ne tür engelle karşılaşırsak karşılaşalım Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ülkemizi büyütme hedeflerimizden geri adım atmadık. Dün olduğu gibi bugün de hukuka inancımız tamdır.
6-8 Ekim Olaylarını planlayanlar, gerçekleştirenler, bu ülkenin kardeşliğini bozmaya çalışanlar tek tek hesap verdi, veriyor ve de verecek. Unvanı ve sıfatı ne olursa olsun, kimse “terörist” yüzüne “demokrat siyasetçi” maskesi takamayacak. Sözlerime son vermeden önce, başta Yasin Börü ve arkadaşları olmak üzere, 6-8 Ekim Olaylarında şehit olan tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, bu tür vahşi olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum. Rabbim bu ülkenin kardeşliğini daim kılsın.”