Erzincan’da 2008 yılından bugüne kadar mikrokredi faaliyetlerini sürdüren Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Türkiye Grameen Mikrofinans Programının, dar gelirli kadınların ekonomik hayata dâhil olmaları için sağlamış olduğu ve küçük b
Erzincan’da 2008 yılından bugüne kadar mikrokredi faaliyetlerini sürdüren Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Türkiye Grameen Mikrofinans Programının, dar gelirli kadınların ekonomik hayata dâhil olmaları için sağlamış olduğu ve küçük bir sermaye olan mikrokredi desteği 6.5 milyon lirayı aştı.
Bir dizi çalışma ve incelemelerde bulunmak üzere Erzincan’a gelen Mikro Kredi Kahramanmaraş Bölge Müdürü Mustafa Pehlivan, Erzincan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Barış Yalçınkaya’yı ziyaret ederek Erzincan’da ve Türkiye’de yürütülen mikrokredi çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Mikro Kredi Bölge Müdürü Mustafa Pehlivan, burada yaptığı açıklamada Erzincan’da 2008 yılında İl Özel İdaresi ile Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Türkiye tarafından yapılan protokol çerçevesinde faaliyetlerine başlayan Mikrokredi Erzincan Şubesi 10 yıllık süreç içerisinde 1480 dar gelirli kadına ekonomik hayata dâhil olmaları için 6 Milyon 515 bin TL mikrokredi desteği sağladığını ifade ederek, "Hiçbir teminat ve kefalet olmadan tamamen güvene dayalı olarak yapılan uygulamada geri dönüş oranı %100’dür. Hedefimiz "Onurumla çalışarak, kendi kendime gelir getirecek bir faaliyette bulunmak istiyorum" diyen her Erzincanlı dar gelirli kadına ulaşarak, yoksulluğun olmadığı bir Erzincan’ın oluşturulmasına katkı sağlamaktır" dedi.
Türkiye’de dar gelirli kadınların küçük sermayelerle desteklenerek gelir getirici faaliyetlerde bulunması amacıyla geliştirilen Türkiye Grameen Mikrofinans Programı ile 2003’ten bu yana kadınlara verilen mikrokredi desteğinin 800 Milyon lirayı aştığını söyleyen Mikro Kredi Kahramanmaraş Bölge Müdürü Mustafa Pehlivan, Türkiye genelinde 63 ilde 93 şubede faaliyetlerin yürütüldüğü program dahilinde dar gelirli kadınların küçük sermayelerle kendi işini kurmasını desteklemek için son 15 yılda 180 binden fazla mikrokredi kullandırıldığını aktararak Aile fertleri dahil edilerek bakıldığında, mikrokredi imkanından yararlanan kişi sayısının yaklaşık 700 bin civarında olduğunu ifade etti.
Kadınların ekonomik hayata katkı sunması ve üretken hale gelmesi için, mikro ölçüden başlayıp makro boyutlara doğru yatırım yapmalarını sağlamayı amaçlayan programın uygulamasında, kadınlar arasında birliktelik ve grup bilinci kazandırıldığını söyleyen Mustafa Pehlivan; ‘‘Mikrofinans Programı kapsamında kredi alımlarında herhangi bir proje hazırlanmasına, kefil, senet ve ipotek gibi işlemlere gerek yoktur. Bunun yerine kişilerin ne iş yapacaklarına karar verip kendileri ile aynı sosyo-ekonomik özelliklere sahip mahalle sakinlerinden güvenilir beş kişilik bir grup oluşturmaları yeterlidir. Grup, her yönü ile benzer şartlara sahip; söz gelimi ekonomik durumları, sosyal durumları, ikamet yerleri benzer olan insanların oluşturduğu küçük topluluktur. Mikrofinans Programında krediler kişiye özel verilir. Ama kişiler kredi talebinde bulunacaklarsa beş kişilik bir grup oluşturmak zorundadırlar. Grup oluşumu Mikrofinans Programı’nın işbirliğini sağlamakta son derece önemlidir. Grup Mikrofinans Programı için sosyal bir güvencedir. Grup içinde oluşabilecek herhangi bir sorunda, her üye kendi üzerine düşen görevini yaparsa dayanışma sonucu, ortaya çıkan sorun ortadan kalmış olur. Bunun yanında gruptan beklenen önemli bir fonksiyon da grup içerisinde ki birlik ve beraberliğin günlük hayatın her safha ve aşamasında devamının sağlanmasıdır. Böylelikle kadınlarımızın sosyalleşmesi de sağlanmak istenmektedir. Grup üyeleri kredi alma şartlarını yerine getirmeleri sonrasında krediler ödenir ve takip edilen kırk altı ( 46 ) hafta süresince alınan krediler eşit taksitlerle geri ödenir. Projenin fakir insanlara sağladığı kredi imkânın yanı sıra, fakir insanları üretime teşvik etmesi, yoksullar arasında birlik oluşturması ve iş imkânı oluşturması noktaları üzerinde durulmuştur. Kredi imkânı ile gerçekleştirilen yatırımlar, il ekonomik ve ticaret hayatına katkı sunmakla beraber, yoksul kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmelerine yardımcı olmaktadır. Böylelikle mikrofinans uygulaması, kadın girişimciliğine ve toplumda kadının statüsünün gelişmesine destek olmaktadır. Mikrokredi alan kadınlar, hem ev ortamında hem de toplum içerisinde büyük gelişim sağladılar. Kadınlar bundan sonra, çeşitli kararlar alma noktasında ve kendilerini geliştirme noktasında çok aktif birer katılımcı konumundadırlar. Kadınlar toplumda saygınlık kazanmalarının yanı sıra; çocuklarının eğitimi ve aile sağlığı gibi konularda da büyük gelişme sağladılar.
Kadınlar ekonomik bir güç olarak kabul edilmelidirler. Türkiye’de yoksul olmak herkes için zordur. Ancak, yoksul bir kadın olmak en zordur. Toplumumuzda yoksul bir kadın olmak insanı tümüyle güvencesiz bırakır. Kadın, eline en ufak bir fırsat geçtiğinde, yoksulluktan kurtulmak için olağanüstü bir mücadele verir. Eğer ekonomik kalkınma hedefleri; gelişmiş hayat standartlarını, yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, onurlu bir iş bulmayı ve eşitsizliğin azaltılmasını da ihtiva ediyorsa o halde Mikro kredi uygulamasına kadınlardan başlamak daha uygun olabilir. Kadınlar, hem aile içinde hem de toplumda yoksulluktan en fazla etkilenen ana gruptur. Diğer taraftan geleceğimizin teminatı olan çocukların daha iyi beslenmesi, eğitilmesi ve bakılması için büyük bir görev üstlenmiştir. Kadınlar, yoksulların, işsizlerin, ekonomik ve sosyal ezilmişlerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Üstelik çocuklara da daha yakın olduklarından, Türkiye’nin geleceğinin anahtarı kadınların elindedir.
Hibe şeklindeki yardımlarla insanlar yoksulluk ve açlık sınırının üzerine çıkarılamaz. Bu bakımdan kendi hesabına çalıştırmayı özendiren ve daha onurlu bir iş yapmaya imkân veren Mikrofinans Programı uygulaması Türkiye’de yaygınlaştırılmalı ve desteklenmelidir. Mikrofinans Programı basit bir yoksullukla mücadele projesi olmayıp aynı zamanda toplumsal barış programıdır. Sosyal, gelir adaletsizliğinin giderilmesi dolayısıyla toplumsal barışa hizmet edecektir’’ dedi.