Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, “Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir” dedi.
Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, “Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir” dedi.
Aktürk, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir; zalimlikten ötedir. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna göre şiddet “kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kurumsal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya her türlü tutum ve davranıştır."
Şiddet kimden, nereden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, şiddet uygulayanın/şiddet uygulananın kim olduğuna, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı duruş sergilenmelidir.
Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planları yapılmasına rağmen, ülkemizde kadına yönelik şiddetin arttığı görülmektedir. Yapılan tüm eğitim, bilinçlendirme çalışmalarına ve yasal düzenlemelere rağmen kadınların temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi engellenememektedir. Bu artışın önemli bir nedeninin de ülkemizde mevzuat ile uygulama arasındaki yetersizliktir. Kadınlar hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasi alanda eşit bir biçimde yer alamamakta, yaşam hakları ihlal edilmekte, geliri eşit paylaşamamakta, savaş ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesim olmakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmektedir.
Günümüzde yalnızca kadın olmaları nedeniyle cinsiyete dayalı ayrımcılığa uğrayan, şiddete maruz kalan kadın sayısının giderek arttığını görmekteyiz. Ülkemizde her üç kadından birisi fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta, tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve öldürülmektedir. Töre cinayetleri de her geçen gün artmaktadır. Dini inançlar, örf, gelenek, görenek ve adetler, asla şiddet gerekçesi olamaz. Öncelikle kadına yönelik şiddetin kadının sosyal hayata katılımını engelleyen sosyal bir olgu olduğunun kabulüyle; mücadeleyi şiddet uygulandıktan sonraki mücadele yerine, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesi yönündeki mücadele yöntemlerine ağırlık vermemiz gerekmektedir.
Bu nedenle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında; bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmesi, her şeyden önce kadının birey olduğunun kabulünü sağlayacak toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanması gereklidir. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve sürekli hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için; cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili sosyal farkındalık yaratarak bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını dönüştürmek zorunluluktur.”
Aktürk, Erzincan Barosunun bir gün değil her zaman kadınların yanında olduğunu kaydederek, “Kadın haklarını korumak ve savunmak, kadına yönelik şiddet konusunun gündeme gelmesi, tartışılması ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemekteyiz. Bu yönde önemli çalışmalar yapıyoruz ve düzenlediğimiz çalışmalarla kadınlarımızı bilinçlendiriyoruz. Her zaman kadınlarımızın yanındayız. Dün olduğu gibi bugün de; ülkemizin her yerinde, kadının insan haklarının ihlaline yol açan her türlü davranışın, tutumun, karşısında olmaya devam ederek, kadına karşı şiddetin tamamıyla ortadan kaldırılmasına yönelik politikaların ortaya konulması mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğiz. Erzincan Barosu olarak, şiddete hayır demeye ve şiddetin karşısında olmaya devam edeceğiz. 0545 446 1973 numaralı ihbar hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Kadınlarımıza; sağlıklı, mutlu ve şiddette maruz kalmadığı bir yaşam diliyoruz.” diye konuştu.