Son günlerde oldukça hareketlenen siyasi gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunan SAD Araştırma Başkanı Araştırmacı Yazar Sadullah Özcan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmaları yorumladı. Akit’e konuşan Özcan, şunları dile getirdi:
6’lı masa ümit vermiyor
“2023 seçimleri yaklaştıkça vatandaşın karar vermek için kriterleri de netleşmeye başladı. Vatandaş oy verirken seçimin karakteristik özelliklerine göre kendi kriterlerini oy vereceği aday ve partilerde arar. Bu aradığı kriterlere paralel mesaj ve projeler sunan siyasi hareketlere uygun oy verme davranışı gösterir. Vatandaşın oy verme davranışının en önemli üç kriteri vardır. Bunun başında ekonomi yani cep-tencere, ikincisi güvenlik, üçüncüsü ise Türkiye’nin güvenliği. Türkiye’de bir yıl önce döviz üzerinden başlayan ekonomik operasyonlar özellikle fiyat istikrarı konusunda halen tam kontrol altına alınamayan bir etkiye sebep oldu. Demirel’in meşhur sözü vardır; ‘Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur’ diye Türkiye’de yaşanan döviz endeksli fiyat istikrarının bozulması tam da bunu sağlayacak nitelikteydi. Fakat hem iktidarın yaşananlar karşısında çare arayışları, hem de özellikle muhalefetin ortaya çıkan durum karşısında çözümsüzlüğü vatandaşın oy verme davranışında keskin bir dönüş sağlamadı. Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte vatandaşın nazarında artık dış politika da oy verme davranışında önemli kriter olarak ortaya çıktı. Bu açıdan millet yaşanan ekonomik sıkıntılar ve fiyat artışları karşısında muhalefet partilerinin vatandaşı ikna edecek çözüm ve öneri sunamamaları, 6’lı masa olarak halka ümit olamayacakları algısını pekiştirdiği görülüyor.”
Destek 80'lere ulaştı
Buna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşanan ekonomik sıkıntılara karşı canhıraş çabası, diğer taraftan Ukrayna-Rusya savaşının başlamasıyla birlikte, iki ülke arasında büyük kabul gören yapıcı arabuluculuğu, tahıl koridoru anlaşmasına önayak olarak dünyanın gıda krizine girmesini önlemesi ve ateşin Türkiye’ye sıçramasını önleyen akılcı politikaları, Kafkaslar ve Ortadoğu’da ülkemizin sonuç alıcı politikalarını hayata geçirmesi, vatandaş nazarında kendisine olan desteği yüzde 80’lere çıkardı. Tüm bunlara karşı masa üzerinden millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı konusunda yaşanan tartışmalar, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık ısrarı, son günlerde CHP’de yaşanan adaylık oyunları, vatandaş nazarında olumlu etki oluşturmuyor.
Kirli algılar tutmuyor
CHP ve Kılıçdaroğlu’nun son vizyon çıkışları yerlilik ve millilik algısının trend yaptığı bu dönemde yabancı başdanışman açıklaması ile vatandaş üzerinde ters tepki oluşturduğu gözleniyor. Son olarak Ekrem İmamoğlu’nun hakkındaki YSK üyelerine hakaret davası kararı üzerinden oluşturulmaya çalışılan mağduriyet propagandası vatandaş nazarında şüphelere yol açtığını da görüyoruz. 2023 Seçimleri hızla yaklaşırken SAD Araştırma olarak toplumsal gözlemler ve sahadan elde ettiğimiz verilere göre, son 1-1,5 aydır vatandaşın yönü tekrar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dönmüştür. Özellikle dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler karşısında Erdoğan’ın Türkiye’yi etkinleştiren çalışmaları ve Türkiye’nin savunma sanayide geliştirdiği ve artık envantere dahil olan projelerin vatandaşın oy verme davranışına olumlu etki yapacağı görülüyor.
‘Çözerse o çözer’ diyor
Bugün fiyat istikrarının sağlanamamasından dolayı ağır eleştiriler getiren vatandaş, Türkiye’nin bölgesel güç olmasını sağlayan çabalarını takdir ederken, muhalefetin iktidara gelmesi halinde izleyeceği politikalara güven duymuyor. Bu nedenle vatandaşın gözü Erdoğan’ın Ocak ayından itibaren ekonomi alanında alacağı tedbirler ve açıklayacağı projeler ile enerjide ve teknolojide sunacağı uygulamaların sonuçlarında olacak. Bugün ortaya çıkan manzara halen Başkanlık konusunda Erdoğan’ın rakipsiz olduğunu gösteriyor. Muhalefetin adaylık tartışması sürerken, Erdoğan’ın fiyat istikrarına karşı tedbirleri ve gelecek projeleri bugün kararsız durumdaki seçmeni etkilemeye yetecektir. Eğer bu sağlanırsa Erdoğan ikinci tura kalmadan ilk turda seçimi göğüsleyecektir.”