17 Ağustos Marmara depreminin 21’inci yıl dönümünde, Türkiye’de depreme karşı önlem alma bilinci hala yeterli düzeye ulaşmazken, olası bir depremden sonra yaraları hızla sarmak için sigortalılık oranlarının yükselmesi büyük önem
Türkiye Sigorta Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, sigorta sektörü, depreme karşı evlerini güvence altına almak isteyenler için Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) ve Konut Sigortası ile pek çok teminat sunuyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremin Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı en büyük doğal afetlerden biri olduğunu belirterek, “Marmara depremi ile afetlere karşı hazırlıklı olmanın ve afet sonrası hayatın hızla normale dönebilmesi için gerekli önlemleri almanın önemini acı bir tecrübe ile öğrendik. Depremin ardından 2000 yılında Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) kurulması depremin olumsuz maddi etkilerini azaltma noktasında çok önemli bir adım oldu.
DASK, kuruluşundan bu yana meydana gelen 788 depremde 393 milyon TL hasar ödemesi yaparken, ülkemizde ZDS sigortalılık oranı da yüzde 55’e ulaştı. Ancak elbette bu oranlar yeterli değil. Türkiye’de depreme karşı sigortasız konut kalmaması gerekiyor. Vatandaşlarımızın depreme karşı önlem alması, sigorta yaptırması ve süresi dolan poliçelerini yenilemesi, deprem sonrasında hayatın yeniden normale dönebilmesi için büyük önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.
Doğal afetlerin vatandaşlar için ciddi hasar maliyetleri ile karşılaşma riski doğurduğunu kaydeden Benli, "ZDS , konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, yer kayması ve tsunami gibi afetlerin yol açtığı yapısal hasarlara karşı belirlenen limitler dahilinde güvence altına alıyor. Bunun dışındaki hasarlar içinse konut sigortası yaptırmak önem taşıyor. Konut sigortası ile Zorunlu Deprem Sigortası bedelinin üzerinde kalan bedelin yanı sıra eşyaları da güvence altına almak mümkün oluyor." değerlendirmelerinde bulundu.