- Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Yıldız: - 'Hazımsızlık, ishal, kabızlık, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yanı sıra ülseratif kolit, pankreatit, karaciğer ve safra kesesi hastalıklar?
İSTANBUL (AA) - Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Yıldız, "Hazımsızlık, ishal, kabızlık, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yanı sıra ülseratif kolit, pankreatit, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, kanser türleri de sindirim sistemi hastalıklarından bazılarıdır. Sindirim sistemi hastalıkları tedavi edilmezse mide ve kolon kanserine neden olabilir." ifadelerini kullandı.
Medicana Avcılar Hastanesi'nden yapılan açıklamayla, sindirim sistemi hastalıklarına ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Yıldız,
sindirim sistemi hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında konuştu.
Yıldız, çoğunlukla, bulantı, kusma, dışkılama problemi ve sindirim sisteminde yer alan ilgili organının bulunduğu bölgede rahatsızlık hissi veya ağrı gibi yakınmalara yol açan bu rahatsızlıkların, var olan hastalığın türüne ve niteliğine göre farklı şekilde ve farklı şiddette de olabileceğini bildirdi.
Sindirim sistemi organlarının, pek çok farklı hastalığa ev sahibi yapabileceğini belirten Yıldız, şunları kaydetti:
"Hazımsızlık, ishal, kabızlık, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yanı sıra ülseratif kolit, pankreatit, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, kanser türleri de sindirim sistemi hastalıklarından bazılarıdır. Halk arasında hazımsızlık olarak bilinen dispepsinin sık karşılaşılan bir sindirim sistemi problemidir. Bu rahatsızlığın karnın üst kısmında şişkinlik, ağrı ve baskı hissi ile karakterize olur. Hazımsızlığın reflü, ülser ya da safra kesesi hastalıklarına bağlı olarak gelişen ikincil bir rahatsızlıktır.
Hazımsızlığın tedavisi için öncelikle hastalığın neden kaynaklandığının saptanması büyük önem taşıdı. Gastroözofageal reflü hastalığı, mide içeriğindeki besinlerin ve mide asidinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanabilir. Patolojik reflü vakaları mutlaka tedavi edilmelidir. Mide ile yemek borusu arasında bulunan kapakçığın gevşemesine bağlı olarak oluşan bu rahatsızlık tedavi edilmediğinde yemek borusunda ülser oluşumuna neden olabilir."
- "Erken tanı ve uygun tedavi hayati önem taşır"
Halk arasında mide iltihabı olarak da bilinen gastritin en yaygın nedeninin, helikobacter pylori adlı bakteri olduğunu ifade eden Dr. Yıldız, "Aynı zamanda mide kanserine de yol açabilen bu durumda bulantı, kusma, iştah kaybı, şişkinlik, kanlı dışkı ya da dışkı renginde koyulaşma gibi semptomlar görülebilir. Sindirim sistemine ait organlarda gelişen ya da bu bölgeye metastaz yapan kanser türleri de sindirim sistemine ait kanser türleri olarak tanımlanabilir. Özofagus (yemek borusu), mide ve kolon kanserleri en sık görülen sindirim sistemi kanserleridir." değerlendirmesinde bulundu.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi bu kanser türlerinde de erken tanı ve uygun tedavinin hayati önem taşıdığını belirten Yıldız, sindirim sisteminin önemli organlarından biri olan karaciğere bağlı hastalıkların da sindirim sistemi hastalıkları olarak değerlendirildiğini aktardı.
Yıldız, Hepatit B ve C gibi bulaşıcı hastalıkların yanı sıra siroz, kist ve tümörlerin de karaciğer hastalıklarının bir kısmı olduğunu bildirerek, sindirim sisteminde pek çok farklı organ bulunmasından dolayı sindirim sistemine ait hastalıklarının tek bir tedavi yöntemi olmadığını aktardı.
Sindirim sistemi hastalıklarının tanısının öneminine dikkati çeken Yıldız, şu bilgileri verdi:
"Hastanın öyküsü ve muayenesi sırasında elde edilen bulguların değerlendirilmesi için pek çok farklı tetkikin yapılabilir. Bu tetkikler, laboratuvar testleri, radyolojik görüntüleme yöntemleri ve endoskopik incelemeler yoluyla yapılabilir. Elde edilen tüm bulguların ışığında sindirim sistemine ait hastalığın tanısının koyulmasının ardından tedaviye başlanır.
Tedavinin şekli ve süresi var olan hastalığın niteliğine göre farklı şekillerde yapılabilir. İlaçlı ya da cerrahi olabilen tedavi yöntemleri sayesinde kişinin yaşam kalitesi artırılır. Genellikle tedaviye ek olarak kişinin beslenme alışkanlıklarının da değiştirilmesi gerekir."