Türkiye’nin şeker ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yere sahip olan Malatya Şeker Fabrikası’nda, çiftçinin alın teri dökerek yetiştirdiği şeker pancarının kristale dönüşüm yolculuğu başladı.
Türkiye’nin şeker ihtiyacını karşılayan 15 şeker fabrikası arasında ilk 6’da yer alan Malatya Şeker Fabrikası’nda şu sıralar yoğun bir mesai harcanıyor. 1 Eylül itibariyle başlayan Şeker Pancarı Alım Kampanyası ile birlikte tarladan gelen tonlarca şeker pancarının ‘tatlı’ yolculuğu başladı. 1956 yılında kurulan Malatya Şeker Fabrikasında Malatya’nın yanı sıra Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Sivas, Elazığ ve Adıyaman’dan da getirilen şeker pancarları meşakkatli bir yolcuğun ardından sofraları tatlandırıyor.
Malatya Şeker Fabrikası Müdürü Suat Altun, bu kampanya döneminde 480 bin ton şeker pancarının işlenmesiyle 60 bin ton şeker üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Şu an Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’tan gelen pancarların işlendiğini belirten Altun, tarladan sofraya uzanan ‘tatlı’ yolcuğunun serüvenini de anlattı.
Otomasyon sistemi ile tarladan sofralara
İlk olarak kamyonlarla fabrika alanına getirilen pancarların burada tartıldıktan sonra fire ve analizlerinin yapıldığını söyleyen Altun, sonrasında ise silolara yollanan pancarın buradan da su kanalları aracılığı ile fabrika alanına alındığını belirtti. Ham fabrika ünitesinde ince kıyımlar halinde doğranan pancarların içerisindeki küspe ve şurubun ayrıştırıldığını dile getiren Altun, tam otomasyon sistemi ile çalışılan işletmelerinde günlük 4 bin ton şeker pancarının işlendiğini ve bunun karşılığında ise 500 ton şekerin elde edildiğini ifade etti.
Şekerin yanı sıra melas üretimi de yaptıklarını ifade eden Altun, yem ve alkol sanayisine de ham madde temini sağladıklarını dile getirdi.
125 derece sıcaklıkta kaynatılıyor
Malatya Şeker Fabrikası’nda Ham Fabrika Manifolt Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise şeker pancarının yapılan işlem sonrası ham şerbet elde ettiklerini ve sonrasında az miktarda kireçleme gerçekleştirdiklerini söyledi. İşlemin devamında ikinci kez kireçleme yaptıklarını belirten Yılmaz, “Buradaki kireçlemenin amacı şerbetin içerisindeki yabancı maddelerin çökertilmesi. Eğer şerbete kireç vermezsek bir gram şeker elde edemeyiz. Kireci vermenin amacı hem yabancı maddeleri uzaklaştırmak hem de yüksek sıcaklığa dayanaklı hale getirmek. Çünkü şerbeti 125 derece sıcaklıkta kaynatıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Şerbetin arındırılması ile birlikte bir gram bile kirecin kalmadığını ifade eden Yılmaz, “Şerbetin yüzde 65 şeker olan bölümü rafineriye gönderiliyor. Burada da şeker taneleri ve rengi oluşuyor” dedi.
Hijyenik şartlarda üretilen kristal şeker, iç piyasaya dağıtılıyor
Şeker pancarının ham fabrika ünitesindeki işlemlerinin ardından koyu şerbet haline dönüşmesi ile birlikte daha sonra rafineri ünitesine sevk ediliyor. Buradaki işlemlerle ilgili bilgi veren Rafineri Maniplantı Murat Topal da kendilerine gelen koyu şerbetin filtrelerden süzülerek pişirim kazanlarına aktardıklarını ve burada kristal şekere dönüşümün başladığını söyledi. Kuruma siteminden geçirilen şekerin daha sonra ambalaj ünitesine aktarıldığını ifade eden Topal, burada da hijyenik şartlarda ambalajlanan şekerin ambara sevk edildiğini belirtti.
Türk Gıda Kodeksine göre üretilen kristal şekerler, 60 bin ton kapasiteli ambarlara alındıktan sonra buradan da satışa gönderiliyor.