ANKARA (AA) - Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından düzenlenen Milli Siber Güvenlik Zirvesi'nde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi moderatörlüğünde "Savunma Sanayiinde Yerli Siber Güvenlik Paneli" yapıldı.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, buradaki konuşmasında, 2023'te hangardan motor çalıştırıp çıkacak, 2025'te ilk uçuşunu yapacak, 2029'da teslim edilecek Milli Muharip Uçak için oluşturulacak bilginin ülkenin bekası için çok önemli olduğunu söyledi.
"Milli Muharip Uçağın nasıl bir uçak olacağı bir tarafa, bilgi güvenliğinde en iyi olmak zorundayız." diyen Kotil, burada kullanılacak ürünlerin yerli ve milli olması gerektiğini vurguladı.
Kotil, yurt dışından getirilen koruma tedbirlerinde bir "arka kapı" bulunacağını, bunun da "anahtarı vermek" anlamına geleceğini belirterek, "İş Milli Muharip Uçak gibi çok stratejik bir yere gelince tümüyle kapatıyoruz. Mühendislerin çalıştığı yeni bir bina var. Uçağın yapılacağı yeni hangarı da yakında yapmaya başlayacağız. Dolayısıyla uçağın fiziksel olarak yapılacağı, bir araya getirileceği yer ve mühendislerin çalıştığı ortam tümüyle dünyadan izole durumda." diye konuştu.
"Sonradan önlem almak çok zor"HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, sistemlerin tümden durmasına, zafiyete uğramasına neden olabilecek çok entegre yeni teknolojilerle karşı karşıya bulunulduğunu bildirdi.
Tehditlerin projeler başlamadan öngörülerek önlem alınması gerektiğine işaret eden Nacar, siber güvenlik tasarlanmadan yapılan bir sisteme sonradan bunu entegre etmenin çok zor olduğunu dile getirdi.
Nacar, sistemlerin tehditler karşısındaki dayanıklılığının da çok kritik önem taşıdığını, ayrıca alınan tedbirlerin bağımsız bir göz tarafından kontrol edilmesi gerektiğini anlattı.
Şirketin siber güvenlik alanındaki ürünleri ve hizmetlerine ilişkin bilgi veren Nacar, siber güvenlik tatbikatları üzerinde de çalıştıklarını bildirdi.
Nacar, "Bu alanda birbirine yakın çalışan birçok firma bulunuyor. Birbirimize destek olarak, el ele yapacağımız çalışmalarla ülkemizdeki siber güvenlik alanını dolduracağız. Bu alanda herhangi bir güvenlik zafiyeti oluşturmamamız, milli teknolojilere ağırlık vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Siber vatan"ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci de siber güvenlik ve siber vatan kavramlarının önemini vurgulayarak, "Kendi verisine, bu veriyi işleme kabiliyetine sahip olamayan ülkeler geçmişte olduğu gibi bu kabiliyete sahip ülkelerin doğal pazarı haline gelecek." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci, bu alandaki kabiliyetlerin ve ihtiyaç duyulan insan kaynağının artırılması gerektiğini söyledi.
"Siber vatan" alanındaki yatırımların ve katma değerli ürünlerin çoğalacağına inandığını dile getiren İkinci, şunları kaydetti:
"Yaptığımız ürünlerin üzerinde çalışan sistem ve sensörlerin siber güvenliğinin sağlanması, iletişim mekanizmalarındaki algoritmaların milli ve yerli üretilmesi son derece ciddi önem arz ediyor. Siz ne kadar kabiliyetli sistemler yaparsanız yapın, iletişim mekanizmaları, algoritmaları milli olarak geliştirilmediği durumda karşı tedbirler alınması mümkün hale gelir. Bu verilerin güvenliğini sağlayamazsak, sistemler istediğimiz doğrultuda çalışmaktan ziyade, manipüle etme kabiliyetine sahip taraflara çıkar sağlar."
Savunma ve karşı saldırı için iş birliğiSTM Genel Müdür Yardımcısı Bülent Soydal, Türk savunma ve sivil siber güvenlik sanayisinin, Türkiye'nin korunmasına yönelik "kalkan yapısını" oluştururken ciddi bir iş birliği yapması ve yerlileştirmeyi mümkün olan her yerde en üst düzeye çıkarması gerektiğini söyledi. Soydal, karşı saldırı durumunda da bu yapının kurulmasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Bayram Gençcan da şirketin kurulduğundan beri Türk Silahlı Kuvvetlerinin kritik sistemlerindeki bütün kriptolu haberleşme ihtiyaçlarını karşıladığını bildirdi.
Yıllardır kazandıkları tecrübeleri paydaşlarıyla paylaştıklarını belirten Gençcan, şunları kaydetti:
"Çoğunluk hissesine sahip olduğumuz Ulak şirketi ile 4,5G, 5G, gelecekte 6G'ye yönelik çok yoğun çalışmalar içindeyiz. Siber güvenlik çözümlerimizin hem yerli-milli hem de güvenilir olması gerektiğinden yola çıkarak, bütün regülasyonlarımızı bu temellere oturtuyoruz. Artık ufak bir tehdidin bile sonuçlarını öngöremeyeceğimiz boyutlarda olabileceğini düşünüyoruz. Kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin yanına bir de uzay ve siber kuvvetleri katarak alanımızı genişletiyoruz."