Para Politikası Kurulu'nun 16 Ocak'taki toplantısına ilişkin özet yayımlandı. Özette, Aralık 2019'da yıllık enflasyonun 1,28 puan yükselerek yılı yüzde 11,84 ile Ekim Enflasyon Raporu'nda sunulan tahminin bir miktar altında tamamladığı hatırlatıldı.
Söz konusu dönemde yıllık enflasyonun, alt gruplar genelinde yükselirken, hizmet grubundaki artışın daha sınırlı olduğu belirtilen özette, çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonunun bir miktar yükselse de, B ve C göstergelerinin eğilimindeki ılımlı seyrin korunduğu bildirildi.
Özette, gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonunun 2 puanlık artışla seneyi yüzde 10,89 olarak tamamladığı ifade edildi. Bu yükselişte, işlenmiş gıda grubunun daha belirleyici olduğu belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Çiğ süt alım fiyatlarındaki artışları takiben süt ürünlerindeki fiyat gelişmeleri öne çıkarken, ekmek-tahıl fiyatlarında son aylardaki artış eğiliminin devam ettiği gözlenmiştir. İşlenmemiş gıda enflasyonundaki yükseliş temelde diğer işlenmemiş gıda grubu kaynaklı olurken, taze sebze ve meyve grubu enflasyonu sınırlı bir artışla yılı düşük bir seviyede tamamlamıştır. Öncü göstergeler sebze fiyatlarında görülen belirgin artışlara rağmen, işlenmemiş gıda enflasyonunun ocak ayında baz etkisiyle yavaşlayabileceği yönünde sinyal vermektedir."
"Enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürmektedir"Özette, enerji grubunun yıllık enflasyonunun baz etkisiyle 3,64 puan yükselerek yüzde 10,98'e ulaşmasında, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve yakın dönem döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak tüp gaz ve akaryakıt fiyatlarında gerçekleşen artışların belirleyici olduğu belirtildi.
Akaryakıt ürünlerinde eşel mobil uygulaması ve şebeke suyu fiyatlarında gözlenen gerilemenin grup enflasyonunda daha olumsuz bir görünümü sınırladığı bildirilen özette, "Enerji grubu yıllık enflasyonunun baz etkilerine bağlı olarak ocak ayında da belirgin bir şekilde artacağı not edilmelidir." ifadelerine yer verildi.
Özette, hizmet fiyatlarının geçen ay yüzde 0,37 arttığı, grup yıllık enflasyonunun 0,14 puan yükselerek yüzde 12,30 olduğu hatırlatıldı. Bu dönemde yıllık enflasyonun haberleşme ve diğer hizmetler gruplarında bir miktar yükselirken, ulaştırma hizmetlerinde gerilediği, lokanta-otel ve kira gruplarında ise yataya yakın seyrettiği kaydedildi.
Hizmet fiyatları ana eğiliminin ise sınırlı bir oranda gerilediği vurgulanan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Önümüzdeki dönemde hizmet fiyatlarının seyrinde asgari ücret gelişmelerine istinaden reel birim iş gücü maliyetlerinin, turizm talebinin ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışının etkili olacağı öngörülmektedir. Enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürmektedir. Orta vadeli enflasyon beklentilerindeki düşüş eğilimi genele yayılarak sürerken, beklenti dağılımının anket katılımcıları arasında artan bir uzlaşı içermesi orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin belirsizliklerin önemli ölçüde azaldığına işaret etmiştir."
"Sanayi üretimindeki artış eğilimi sürecek"PPK özetinde, son döneme ilişkin verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin devam ettiği belirtildi. Tarihsel oynaklığı yüksek olan sektörlerdeki arızi hareketlerden arındırıldığında sanayi üretimi ana eğiliminin daha kuvvetli olduğu vurgulanan özette, "Anket göstergeleri ve dış ticaret verileri sanayi üretimindeki artış eğiliminin aralık ayında da süreceğine işaret etmektedir." ifade edildi.
2019'un son çeyreğinde, risk primi ve döviz kuru oynaklığındaki düşüş ile finansal koşullardaki iyileşmenin yurt içi talebi belirgin ölçüde desteklediği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmektedir. TCMB İktisadi Yönelim Anketi, PMI ve sektörel güven endeksleri gibi anket göstergeleri ışığında imalat sanayi ve hizmet faaliyetlerindeki artışın sürdüğü görülmektedir. Yatırımlar zayıf seyrini sürdürmekle birlikte, yatırım ve istihdam eğiliminde küçük ve orta ölçekli firmaları da kapsayan toparlanma devam etmektedir. Kurul, yatırım ve istihdam görünümündeki iyileşmenin devamı açısından büyüme ve talep istikrarının önemine vurgu yapmıştır.
Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır. Bu dönemde Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde de yavaşlama sinyalleri bir miktar artmıştır. Buna karşın, pazar çeşitlendirme esnekliği ve turizmdeki güçlü seyir mal ve hizmet ihracatındaki artışı desteklemekte; ancak yurt içi talepteki toparlanmaya bağlı olarak ithalatta artış gözlenmektedir. Bu çerçevede, yılın son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısının gerilemesi; son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin alınan tedbirlerin de katkısıyla önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi beklenmektedir."
Özette, öncü göstergelerin, işsizlik oranlarındaki kısmi iyileşmenin sürdüğü sinyalini vermekle birlikte iş gücü piyasasındaki zayıf seyrin devam ettiği belirtilerek, "Önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir." ifadelerine yer verildi.
ABD ve Çin arasındaki Faz-1 anlaşmasıABD ve Çin arasındaki Faz-1 anlaşması sonrasında, küresel ticaret gerilimlerinin azalacağına dair beklentilerin kısmen iyileştiği ifade edilen özette, buna karşın, uygulanan gümrük tarifelerinin hâlâ yüksek olmasının, anlaşma ile çözülememiş birçok konu bulunmasının ve karşılıklı taahhütlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine dair belirsizliklerin ticaret anlaşmazlıklarının küresel iktisadi faaliyet üzerinde oluşturduğu aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğu kaydedildi.
Özette, söz konusu unsurların yurt içi büyüme üzerinde oluşturabileceği etkilerin yakından takip edildiği bildirildi.
Son dönemdeki jeopolitik gelişmelere bağlı olarak ham petrol fiyatlarının oynak bir seyir izlediği ve geçen PPK toplantısını takip eden döneme göre kayda değer bir artış gösterdiği vurgulanan özette, "Buna karşın küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri emtia fiyatlarındaki artış eğilimini sınırlamaktadır. Bu bağlamda, küresel manşet enflasyon oranlarının, son çeyrekte bir miktar yükselmesine karşın, 2020 yılında yatay bir görünüm sergilemeye devam etmesi beklenmektedir." ifadelerine yer verildi.
"Küresel ticaretteki iyileşme gelişen ülke finansal varlıklarına iştahı destekledi"Özette, küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyrin ve küresel enflasyonun düşük düzeyinin, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirdiği belirtildi.
Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde para politikasının son dönemde sergilediği destekleyici duruşun mevcut koşullar altında orta vadede korunacağı beklentisinin ve bunun küresel finansal koşullara yansımasının gelişmekte olan ülkelerde de genişleyici yönde para politikası uygulamalarına olanak sağladığı ifade edilen özette, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Mevcut küresel finansal koşullar ve son dönemde küresel ticarete ilişkin beklentilerdeki kısmi iyileşme gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemektedir. Buna bağlı olarak, bir önceki toplantı dönemine kıyasla gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının daha olumlu bir görünüm sergilediği gözlenmektedir. Bununla birlikte, korumacılık önlemlerinin, küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir. Türkiye ülke risk primi, para politikasındaki temkinli duruş ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş ülkelerde destekleyici para politikası uygulamalarının da katkısıyla gerilemeye devam etmiştir. Buna karşın, küresel ve jeopolitik belirsizliklerin ülke risk primi ve kur oynaklığı kanalıyla orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturabileceği yukarı yönlü riskler yakından izlenmeye devam edilecektir."
"Zorunlu karşılıklar kredi büyümesini desteklemeye devam edecek"Para Politikası Kurulu özetinde, geçen yılın temmuz ayından itibaren yapılan güçlü faiz indirimlerinin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki düşüş ve bankacılık sektörü likiditesindeki iyileşme neticesinde kredi ve mevduat faizlerinin gerilemeye devam ettiği belirtildi.
Bu çerçevede, finansman koşullarındaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak, TL kredi büyümesindeki artışın tüketici kredilerinde daha belirgin olmak üzere devam ettiği bildirilen özette, söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş talep ve borç yapılandırma amacıyla yapılan kullandırımların da etkili olduğu değerlendirildi.
Özette, şu ifadelere yer verildi:
"Bu dönemde zorunlu karşılıkların döngü karşıtı makro ihtiyati bir araç olarak daha esnek ve etkin kullanılması kredi büyümesini ve finansal istikrarı desteklemektedir. 9 Aralık 2019'da yürürlüğe konulan zorunlu karşılık uygulamasıyla kredi arzının tüketimden ziyade üretim odaklı sektörlere yönlendirilmesi, bu çerçevede üretim ve yatırımla ilişkisi kuvvetli olan uzun vadeli ticari krediler ile ithalatla ilişkisi zayıf olan uzun vadeli konut kredilerinin teşvik edilmesi amaçlanmıştır. Önümüzdeki dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşme ile birlikte faizlerdeki düşüşün ve zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği öngörülmektedir. Buna ilaveten, tahsili gecikmiş alacakların ve yakın izlemedeki kredi tutarlarının, kısa vadede bankacılık sektörü kredi arzı üzerindeki olası etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde faizlerdeki düşüşe bağlı olarak kredi talebinde gözlenen canlanmanın sürmesi açısından istihdam ve gelir tarafındaki gelişmeler belirleyici olacaktır. Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli olacaktır."
"Enflasyondaki seyir yıl sonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu"Özette, enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiği, enflasyon beklentilerindeki genele yayılan düzelmenin sürdüğü ifade edildi. Enflasyon başta olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin ülke risk primindeki düşüşü desteklediği ve maliyet unsurları üzerindeki baskıların sınırlanmasına katkıda bulunduğu vurgulanan özette, döviz kuru, iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergeleri eğilimlerinin ılımlı seyrettiği belirtildi.
Enflasyondaki seyrin yıl sonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilen özette, bu çerçevede Kurul'un, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar verdiği hatırlatıldı.
Özette, gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumunu koruduğu ifade edildi.
Enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığı vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:
"Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Kurul, ülke risk primindeki iyileşme sürecinin devam etmesinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından önemini vurgulamıştır. Bu kapsamda, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve olası enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye indirilmesi açısından makro finansal politikaların finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye odaklı bir şekilde belirlenmesi ve maliye politikasının öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesi kritik önem arz etmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır."
Özette, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulandı.
Muhabir: Murat Birinci