İSTANBUL (AA)- MÜSİAD Ortaklık Geliştirme ve Koordinasyon Üst Kurulu Başkanı Hikmet Köse, yapılan startuplarda medeniyet inşası oluşturacak bir zihniyet barındırılması gerektiğini belirterek, “Yani kurguladığımız mekanizmaları dünyada gayri adil sisteme taş koyacak boyutta kullanabileceğimiz zeminde oluşturmamız lazım.” dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Dijital Dönüşüm Komitesi'nce, “Startup Yatırımcılığı Konferansı” düzenlendi. Konferansta, “Yeni Nesil Girişimcilik Yeni Nesil Yatırımcılık”, “Startup Yatırımcılığı Türleri” ve “Girişimcilerin Gözünden Başarısızlık ve Başarı” gibi konular ele alındı.
Konferansın açılışında konuşan MÜSİAD Ortaklık Geliştirme ve Koordinasyon Üst Kurulu Başkanı Hikmet Köse, Startup projelerine adaptasyonun veya bu kültüre geçişin tarihimize bakıldığında, çok da zor olacakmış gibi gelmediğini ifade etti.
Köse, yetişmiş insanların global sermaye veya global yöneticiler tarafından transferiyle beyin göçünün gerçekleştiğini kaydederek, “Artık dünyada fikir göçü başladı. Startup ve fikir üretme konularını eğer stratejik bir zemin üzerinde yapmıyorsak medeniyetimize ve dünyadaki gayri adil sisteme karşı üretmeye çalıştığımız anlayışa hizmet etmeyecektir.” diye konuştu.
Fikirlere sahip çıkılması gerektiğine işaret eden Köse, “Ürettiğimiz fikirler inşa edeceğimiz medeniyete hizmet edecekse, bu fikirleri ne pahasına olursa olsun global güçlerin elinden almamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Köse, global sermayeye fikir üretmek üzere gayret sarf edilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, “Yaptığımız startuplarda medeniyet inşası oluşturacak bir zihniyet barındırmamız lazım. Yani kurguladığımız mekanizmaları dünyada gayri adil sisteme taş koyacak boyutta kullanabileceğimiz zeminde oluşturmamız lazım. Uzun zamandır ümmet olarak, toplum olarak ıskaladığımız şeylerden biri de maalesef bilginin halen kıymetini anlamış değiliz. Fikir üretmezsek, yenilik üretmezsek asla bir yere varamayız.” değerlendirmesinde bulundu.
- "'Şuradan bir arsa kapatsaydık, şimdi köşeyi dönmüştük' tabiri şimdi startuplar için kullanılıyor"
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) Direktörü İbrahim Elbaşı ise girişimciliğin tanımının değiştiğini, girişimciliğin tanımının teşebbüs etmenin çok ötesine geçmeye başladığını belirtti.
Elbaşı, girişimcilikte, sadece eğilim, motivasyonun değil, aynı zaman da bunla kurgulanan modellerin, bununla ele alınan sistemlerin de öne çıktığını dile getirerek, girişimcinin fırsatları gören, uygulayıcı olan, atik olan ve sürdürülebilir olan tarafta olması gerektiğini aktardı.
Kaynakları ihmal etmeden, fırsatların kaynaklara göre dizayn edildiğinde, yeteneklerin ön plana çıkarılıp rekabet etmek noktasında hızlı davranılabilindiğinde girişimci olunacağına işaret eden Elbaşı, “Her zaman yapılacak bir şey var. Startup yatırımcılığı dutluk olarak tanımlanıyor. Eskilerin, “Şuradan bir arsa kapatsaydık, şimdi köşeyi dönmüştük” tabiri şimdi Startuplar için kullanılıyor. Oradaki arsanın yerine geçen bir değerden, varlıktan, potansiyelinden bahsediliyor. Bu fırsatları görmekle ilgili bir durum.” ifadelerini kullandı.
Elbaşı, kendi kaynaklarından bağımsız hareket edildiğinde, kaynakların farkında olmadığınızda, yeteneğe dönüştürülemeyeceğini vurgulayarak, “Yeteneğe dönüştüremezseniz, bunları ölçekleyemezsiniz, sürdürülebilir imkanlar yaratamazsınız. Hele ki yalın modeller hiçbir şekilde ortaya koymazsınız.” şeklinde konuştu.
- “Entelektüel sermaye denilen bir geçiş süreci üretilmeye çalışılıyor”
MÜSİAD Ekonomi Güvenliği ve Regülasyon Komitesi Başkanı Osman Çalışkan, aşırı büyümüş yapılarla ticari hayata entegre olmaya çalışan küçük bir işletmelerin buluşturulması tarafından birtakım sıkıntıların olduğunun altını çizdi.
Çalışkan, entelektüel sermaye denilen bir geçiş sürecinin üretilmeye çalışıldığını ve bunun kurgusallaştırılmaya çalışıldığını aktararak, bunu uygulamada bazı ülkelerin daha iyi olduğunu söyledi.
Startupların, birtakım kuralları, kanunları, sınırları çok fazla kabul etmediğini ifade eden Çalışkan, Startupların henüz tanımları belli olmayan bir alanda girişimde bulunan, o tanımsız alanı dolduran şirketler olduğuna işaret etti.
Çalışkan, şirketlerin, kendi kaynaklarıyla Ar-Ge bölümleri oluşturarak yapmaya çalıştıklarında bir yerde sınırlara takıldığını belirterek, Startupların bu sınırlara takılmadığını söyledi.