Tarih: 06.03.2021 10:12

Medicana International'dan 'Dünya Kadınlar Günü' değerlendirmesi

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Medicana International İzmir Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim-Strateji Uzmanı Sibel Durgun, "Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında küresel konumu değerlendirildiğinde, G-20 ülkeleri ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'ndeki 2019 performanslarına ait verilerine göre en başarılı olduğu alan, sağlık sektörü." ifadelerini kullandı.

Medicana International İzmir Hastanesi'nden yapılan açıklamayla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Durgun, Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında en başarılı olunan alanın "sağlık sektörü" olduğunu belirterek, üretim ve eğitim sektörünün sağlık sektörünün çok gerisinde kaldığını aktardı.

Kadın ve insan haklarının birbirinden ayrı tutulamayacağını, "kadın hakları" diye bir tabirin ise yersiz olduğunu belirten Durgun, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında küresel konumu değerlendirildiğinde, G-20 ülkeleri ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'ndeki 2019 performanslarına ait verilerine göre en başarılı olduğu alan, sağlık sektörü.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu (1990-2018) ve Dünya Ekonomi Forumu Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu (2006-2020) incelendiğinde uluslararası endekslerdeki pozisyonumuz, Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik atması gereken yeni adımların olduğunu gösteriyor. Özellikle üretim faaliyetlerine katılım alanı öncelikli alan olarak öne çıkıyor, ikincil alan eğitim iken sağlık göstergelerinde görece iyi bir performansımız var."


- "Türkiye'nin en eşitlikçi ili 0,542 değeri ile Muğla"


Sibel Durgun, toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemeye yönelik politikaların tasarımı aşamasında Türkiye'nin 81 ilinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından birbirlerinden çok farklı performanslara sahip olduğunu ve 2014 yılından itibaren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından, ikişer yıllık düzenli aralıklarla "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi" çalışmalarının gerçekleştirilmeye başladığını aktardı.

81 ilde Türkiye'nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi değerlendirildiğinde, 81 ilin ortalama skorunun 0,471 olduğunu hatırlatan Durgun, şu bilgileri verdi:

"Türkiye'nin 43 ili, Türkiye'nin ortalama değerinden daha düşük bir toplumsal cinsiyet eşitliği performansına sahipken, 38 ilin Türkiye'nin ortalama değerinden daha iyi bir değere sahip olduğu anlaşılıyor. Türkiye'nin en eşitlikçi ili 0,542 değeri ile Muğla olurken, ikinci sırayı 0,532 değeri ile İzmir ve üçüncü sırayı da 0,531 ile Yalova almaktadır." bilgisini verdi.


- "Kadınların işgücü piyasasındaki katılımı halen düşük "


TEPAV tarafından yapılan çalışmalara göre Türkiye'de cinsiyetlere göre çalışan nüfusun ortalama oranının kadınlarda yüzde 11,3, erkeklerde ise yüzde 28,8 olduğunun altını çizen Yönetim ve Strateji Uzmanı Sibel Durgun, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ekim 2019 SGK verileri değerlendirildiğinde kadınların yüzde 76'si hizmet sektöründe, yüzde 20'si imalat, yüzde 2'si inşaat yüzde 1'i tarım ve diğer alanında istihdam edilmekte. Kadınların işgücü piyasasındaki katılımı halen düşük düzeydedir. Bu durumu geliştirmek için kadınların toplumdaki rollerine ilişkin geleneksel fikirler, kadınların düşük eğitim düzeyi, çocuk, özürlü ve yaşlı bakım imkanlarının yetersizliği ve düşük düzeyli işlerde ödenen düşük ücretlere geliştirilmelidir.

2019 yılı sonlarında ortaya çıkan Kovid-19 salgını, acil sağlık krizi olmasının ötesinde küresel bir değişime yol açtı. Çoğu gelişmiş ülkede kadınların iş gücüne katılımı erkeklere yakın ya da eşit olsa dahi yemek yapma, temizlik gibi ev işleri ve çocuk bakımı kadınların sorumluluğundadır. Dolayısıyla Kovid-19 kadınların mesleklerinden kaynaklı iş yükünü daha da artırdı."

Durgun, salgının ekonomik etkilerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artıracağına dair görüşlerin yaygın olmasına karşın evde daha eşit bir iş bölümünün, çocuk bakımının ortak sorumluluk alanı haline gelmesi, sosyal normlarda ve rol modellerdeki değişiklilerle birlikte toplumsal cinsiyet eşitliğini artırma durumunun da yaşandığını aktardı.

Salgın nedeniyle erkeklerin çocuklarla zaman geçirme ve ev işlerine yardım etme imkanlarının arttığını belirten Durgun, "Ayrıca erkeğin ev işlerine daha fazla katılımı, kadınların işgücü piyasasına katılımını teşvik edeceğinden bu durumun kadınların ekonomiye katkıları üzerinde önemli etkileri vardır. Evden çalışma kadın ve erkek arasında aile sorumluluğunun daha iyi paylaşılmasına imkân sağlayabilir." ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —