İSTANBUL (AA) - EDA TOPCU - Medipol Esenler Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, "Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 9 kat daha sık görülür. Çocukluk çağında nadiren görülebilmekle birlikte genellikle erişkin yaşlarda başlamaktadır. Lupus hastalığı günümüzde kesin tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Tedavide amaç hastanın günlük hayatını etkileyen şikayetleri iyileştirmek, gelişebilecek organ hasarını engellemek ve hayatı tehdit edebilecek durumların oluşmasını engellemek." dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada Lupus hastalığına ilişkin bilgi verdi.
Lupus hastalığının birden çok organ sistemini etkileyebilen, kronik, otoimmün bir hastalık olarak kabul edildiğini dile getiren Yardımcı, bağışıklık sistemi hücreleri tarafından üretilen çeşitli otoantikorların, birden çok organı etkilemesi sonucu ortaya çıkan birtakım klinik belirtiler verdiğini söyledi.
Yardımcı, çoğunlukla deri, böbrekler, kalp, merkezi sinir sistemi, akciğerler, eklemler, kan ve üreme sistemi etkilense de tüm organ sistemlerinin etkilenebileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 9 kat daha sık görülür. Çocukluk çağında nadiren görülebilmekle birlikte genellikle erişkin yaşlarda başlamaktadır. Kronik yani uzun süre devam edebilen Lupus hastalığında bağışıklık sistemi tarafından üretilen otoantikorlar vücudun kendi organlarını yabancı olarak algılar ve bu organlara saldırır. Bu saldırı sonucunda organlarda iltihaplanma başlar. Bu durumun uzun süre devam etmesi durumunda etkilenen doku ve organlarda hasar oluşmaya başlar. Sıklıkla etkilenen organlardan biri olan deride değişik tarzda döküntüler ve güneş ışığına hassasiyet görülmektedir. Burun ve yanaklarda gözlenen 'kelebek' benzeri döküntü sık görülmektedir.
Bununla birlikte 'diskoid' tarzda denilen deri döküntüleri, ağız içinde afta benzeyen ülserler ve saç dökülmesi gibi belirtiler de eşlik edebilir. Deride güneş ışığına maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan döküntüler ve hassasiyet hastalık için oldukça önemli bir ipucudur. Eklemlerde ağrı ve şişlik, karın ağrısı, ishal ve gaitada kanama gibi belirtiler de lupus hastalarında görülebilen belirtilerdendir. Bu şikayetleri olan kişilerin tetkiklerinde hastalığa özgü otoantikorların saptanması hastalığın tanısının konmasında son derece önemli."
Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, Lupus hastalığının günümüzde kesin tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını bildirdi.
Tedavide hastanın günlük hayatını etkileyen şikayetleri iyileştirmek, gelişebilecek organ hasarını ve hayatı tehdit edebilecek durumların oluşmasını engellemenin amaçlandığını anlatan Yardımcı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hafif seyirli durumlarda deri bulguları çoğunlukla hem steroid (kortizon) içeren hem de steroid içermeyen topikal ilaçlarla tedavi edilebilir. Hastalar güneş ışığına maruz kalmamaları konusunda mutlaka uyarılmalıdır. Uzun kollu giysiler tercih edilmeli, şapka ve güneş gözlüğü gibi aksesuarlar kullanılmalı ve güneşten koruyucu kremleri her mevsim sürmeleri konusunda mutlaka bilgilendirilmelidir. Sistemik şikayetleri olan hastalar öncelikle Romatoloji uzmanları tarafından değerlendirilmeli, gerekirse ağrı kesici ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar tedaviye eklenmelidir. Gerekli durumlarda hastaların daha detaylı incelenmesi için farklı branş uzmanlarından görüşler alınabilmektedir.
Lupus hastalığı genetik yatkınlığı olan bireylerde bazı çevresel faktörlerin tetiklemesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Ailesel olabilmektedir ancak bulaşıcı bir hastalık değildir. Genellikle güneş ışığına maruziyet, stres, viral enfeksiyonlar ve bazı ilaçların kullanımı hastalığı tetikleyen çevresel faktörler olarak bilinmektedir. Bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkmaz ancak bazı hastalıklar lupus hastalığına eşlik edebilmektedir."