-'Banka şubelerimiz, bayilerimiz, istasyonlarımız, mağazalarımız, depolarımız her türlü sağlık tedbirini almak suretiyle faaliyetlerini sürdürerek halkın ihtiyacına cevap verdiler, ülke ekonomisine destek oldular'
İSTANBUL (AA) - Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Topluluğu’nun farklı senaryolar için her an hazır olduğunu belirterek, "Açık kirlilikle dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Değişmekten korkmuyoruz, kendimize güveniyoruz." ifadelerini kullandı.
Koç Topluluğu Yayını Bizden Haberler Dergisi'nin 490. sayısında, "34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı"na katılan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu'nun konuşmalarına yer verildi.
Dünyanın salgına çok hazırlıksız yakalandığını vurgulayan Çakıroğlu, "Pandemi sürecinde çalışma arkadaşlarımızın, iş ortaklarımızın, bayilerimizin, tedarikçilerimizin ve ailelerinin sağlığı birinci önceliğimizdi. Çok hızlı, dikkatli ve hassas davrandık. 11 Mart’taki pandemi ilanından önce seyahatleri yasakladık ve karantina tedbirlerini açıkladık. Uzaktan çalışma pratiğine hızla geçtik. İş yerlerinde çalışmaya devam eden arkadaşlarımız için gereken her türlü tedbiri derhal aldık.
Küresel verileri takip ettik, gelişmeler ve bilimsel tavsiyeler ışığında bu tedbir setini güncelleyerek çalışmaya devam ettik. Aynı hassasiyetle, bu zor dönemde istihdamın korunmasını ve çalışma arkadaşlarımızın gelir kaybının önlenmesini de öncelik olarak kabul ettik. Zor zamanlarda arkadaşlarımızın ve ailelerinin kaygılarını azaltmaya, ihtiyaçlarına destek olmaya çalıştık. Açık kirlilikle dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Değişmekten korkmuyoruz, kendimize güveniyoruz.” açıklamasında bulundu.
Topluluk şirketlerinin likiditeleri, faaliyetleri, bilançoları ve hatta iş modelleriyle ilgili tedbirlerin de hızla alındığına dikkati çeken Çakıroğlu şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ventilatörden entübasyon kabinine, siperlikten maskeye kadar; hızla tasarladık, ürettik, dağıttık. Bunlar üretim deneyimimiz olan ürünler de değildi. Yaptıklarımız hem ülkemizde hem de uluslararası platformlarda takdirle karşılandı. Ama daha önemlisi, ‘istersek yapabiliriz’ duygusunu pekiştirerek, zor zamanlarda bizlere de topluma da moral oldu, umut verdi. En başta, üretim tesislerimiz kesintisiz olarak veya kısa süreli kesintilerden sonra üretime devam ettiler.
Banka şubelerimiz, bayilerimiz, istasyonlarımız, mağazalarımız, depolarımız her türlü sağlık tedbirini almak suretiyle faaliyetlerini sürdürerek halkın ihtiyacına cevap verdiler, ülke ekonomisine destek oldular. Büyük bir ekosistemin tam merkezindeyiz. 10 bin civarında bayimiz ve servisimiz, yüzlerce tedarikçimiz var. Onların sorumluluğunu da aynı şekilde hissediyoruz. Bu dönemde her birine, ihtiyaçları anında yanlarında olduğumuzu gösterdik. Gerektiğinde vade açtık, stoklarını yönetmelerine yardımcı olduk. Diğer yandan, şirketlerimiz tedarikçilerine olan yükümlülüklerini zamanında yerine getirdiler.”
-Dünya dijitalleşmede 8 haftada 5 yıllık mesafe aldı
McKinsey’in hazırladığı bir rapora göre, tüketicilerin ve şirketlerin dijitalleşme alanında 5 yılda kat etmesi beklenen mesafeyi 8 haftada aldığını dile getiren Çakıroğlu bu dönemde, online satışların katlanarak büyüdüğünü, toplu taşıma yerine özel araç tercihlerinin arttığını, bisiklet ve scooter kiralama uygulamalarının hızla büyüdüğünü söyledi.
Çakıroğlu, şunları kaydetti:
“2020’ye girerken dünya ekonomisinin yüzde 3,3 büyümesi beklenirken, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en sert ekonomik daralmayı yaşıyoruz. Yıl sonu için küresel ölçekte yüzde 4,4 küçülme tahmini yapılıyor. Bu durum emtia fiyatlarına da tabiatıyla tesir etti. Bizi en çok etkileyen ise petrol fiyatlarındaki sert dalgalanmalar oldu. Yıla başlarken petrol fiyatlarının 2019 seviyelerine yakın seyrederek, 60 dolar civarında kalması bekleniyordu. Oysa talepteki ani daralma sebebiyle hızla 13 dolara kadar indi, WTI ise kısa süreli de olsa negatif fiyatla işlem gördü.
Salgının başlarında yaşanan bu şokun 1929’daki Büyük Buhran’la karşılaştırması yapıldı; yine böyle bir sürece girilmesinden endişe edildi. Ancak bu defa devletler hızlı hareket ettiler. Salgının etkilerini gidermek üzere kapsamlı mali destek paketlerini uygulamaya koydular. Bu mali desteklerin hacmi 12 trilyon dolara ulaştı, dünya ekonomisinin yüzde 14’üne tekabül ediyor.
Bunun sonucunda ülkelerin bütçe açıklarının da milli gelire oranı hızla arttı. Genişlemeci maliye politikalarının yanı sıra, merkez bankaları da tahvil piyasalarından alım yaparak devasa boyutlarda parasal genişlemeye gittiler. 2020’de FED, ECB, Japon ve Çin merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü 8 trilyon dolarlık artışla 27 trilyon dolara ulaştı. Diğer yandan devletler stratejik gördükleri şirketleri de ayrıca desteklediler.”