Kıdem tazminatı fona dönüşürse işçilerin kıdem tazminatının miktarı açısından bir kaybı olmayacak. Bu çerçevede 30 günden geri adım atılmayacak olması işçi kesiminin içini rahatlatıcı nitelikte.
Kıdem tazminatı fona dönüşürse işçilerin kıdem tazminatının miktarı açısından bir kaybı olmayacak. Bu çerçevede 30 günden geri adım atılmayacak olması işçi kesiminin içini rahatlatıcı nitelikte.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Erhan Nacar, gündemi meşgul eden kıdem tazminatına getirilecek yeni düzenlemenin kapsamını anlattı. Nacar, merak edilen kıdem tazminatının fona dönüştürülmesiyle miktarın azalacağı söylentilerine ilişkin işçi kesimini rahatlatacak bir açıklama yaptı. Nacar, “Kıdem tazminatına ihbarla birlikte toplu bir bütün olarak bakmamız gerekiyor. Dolayısıyla bir düşüş olmayacak. Burada bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Her çalışan aldığı ücret kadar fon alacak. Kıdem tazminatı aynı prim kazanç gibi nasıl 30 gün çalışan bir işçini primi düzenli bir şekilde SGK’ye yatıyorsa kıdem tazminatında da aynı aylık yüzde 3 bir kesintiyle tabi bu asgari ücretin düzenli bir şekilde her yıl belirleneceği sisteme göre devam edecek” dedi.
“İşveren istediği zaman işçiyi işyerinden çıkaramayacak”
Düne kadar işverenin halkın diline göre istediği zaman işyerinde at koşturabildiğini söyleyen Nacar, “Yapılacak sistemde işverenle işçi arasında devlet hakem olacak. Yani aslında bundan sonra işveren istediği zaman işçiyi işyerinden çıkaramayacak. Kısacası kıdem tazminatı aynı prim kazanç gibi nasıl 30 gün çalışan bir işçini primi düzenli bir şekilde SGK’ye yatıyorsa kıdem tazminatında da aynı aylık yüzde 3 bir kesintiyle tabi bu asgari ücretin düzenli bir şekilde her yıl belirleneceği sisteme göre devam edecek” diye konuştu.
“Hak mahrumiyeti olmayacak”
Nacar, 6 yıldır çalışan kıdem tazminatı olan işçilerin hak mahrumiyetine uğramayacaklarının altını çizerek, “İşveren ve işçilerin şunu bilmeli; kanun çıktığından itibaren geriye dönük bir kanun işlemeyecek. Yani 6 yıldır çalışan kıdem tazminatı olan arkadaşlar panik yapmasınlar, hak mahrumiyetine uğramayacaklar. Yani kazanılmış hakları saklı kalacak” dedi.
Kıdeme devlet hakemliği geliyor
Bu düzenlemenin yasalaşmasıyla kıdem tazminatına devlet hakemliğinin geleceğini belirten Erhan Nacar, 16 buçuk milyon çalışanın düzenli bir şekilde e-devlet üzerinden primlerini takip edebileceğini söyledi. Nacar şunları belirtti: “ Esas Haziran ayının 11’inden itibaren bu kanun olarak çıkarsa 16 buçuk milyon çalışan artık kıdem tazminatına devletin hakemliği durumunda devam edecek. İşçilerle işverenler bunu düzenli bir şekilde e-devlet üzerinden düzenli bir şekilde takip edebilecek. Bugün 5 gün çalışan bir işçi işverenden ayrıldıktan sonra ya da 2 ay sonra ayrıldığı zaman fonunda ne kadar olduğunu görebilecek. Bu da bir nevi çalışan işçilerin ‘bak benim param yatmış devletin kontrolünde’ deyip rahat bir şekilde çalışmasına devam edebilecek. İşverenleri ne kadar etkiliyor diye düşünüyorsak işverenler bu durumdan yüzde 50 mutlu yüzde 50 mutsuz neden çünkü bazı işverenler normalde 11 ay dolduktan sonra çalışanların iş hadlerini sonlandırıyorlardı. 12’nci olmadan bu kişilerin hakları ölüyordu. Ama bu sistemde bir gün çalışana bile kıdem tazminatı olacak. Böylelikle işçiler devletin kontrolünde hayatlarını garanti altına alabilecekler. Korkmaları gereken bir durum söz konusu değil”
Avrupa’da yaşayan Türkler için son borçlanma tarihi 31 Haziran
Avrupa’da yaşayan her Türk vatandaşının 3201 sayılı kanuna göre yurtdışı borçlanma hakkından yararlanabildiğini belirten Nacar bunun son başvuru tarihiniolarka 31 Haziran’ı işaret etti. Nacar, 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşın gelip Türkiye’de sosyal güvenlik kurumlarından 3201 sayılı kanuna göre borçlanma kayıtlarını açtırabildiğini dile getirdi. 31 Haziran’a kadar müraacat yapanların 18 lira 96 kuruştan ödeme yapacakları açıklayan Nacar, eğer 1 Temmuz’dan itibaren yurtdışı borçlanmalarını yapan vatandaşların o gün belirlenmiş olan kurdan ödeyip o şekilde borçlanmalarını ödemiş ve emekli olmuş olacaklarını söyledi.
“BES’ten çıkmayın”
Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi’nin ileriye dönük, devlet güvencesi altında olduğundan dolayı yapılmasının gerekli olduğunu söyleyen Nacar, sistemden çıkılmaması gerektiğini vurguladı. Nacar, “Eski bireysel emeklilik sistemine doğru bakmıyordum. Sadece bankaların kontrolünde olan bireysel emekliliğe ben sıcak bakmıyordum. O zamanlar yine devletinde bir yüzde 25’lik bir katkı payı vardı ama tamamiyle sistem bankaların kontrolünde olduğu için ben doğru bakmıyordum. Bu yeni gelen sistemde 16 buçuk milyon çalışandan otomatikman almış olduğu maaşa göre yüzde 3 kesinti yapılarak BES katkısı oluşuyor. Bununla beraber devletin bin lira katkısı var. Öte yandan devletin yine yüzde 25 katkısı var. Burada olay şu; devlet bankalar arasında kıdem tazminatı fonunda olduğu gibi yine hakem ve devletin güvencesi altında sosyal güvenlik kurumu devam ediyor. Gençler şuanda bu konuya pek sıcak bakmayabilirler ama siz bir de bunu 50-60 yaşına geldiğinizde hem sosyal güvenlik kurumundan maaş alırken hem oradan da 700-800 alırken çok sıcak bir para olduğunu göreceksiniz .O yüzden bu ileriye dönük bir yatırımdır. Bence devletin kontrolünde olduğu için yapılmasında herhangi bir sakınca yok” şeklinde konuştu.
“Doğru yaş 72 değil 65’tir”
Sosyal Güvenlik Uzmanı Erhan Nacar, son dönemde gündemde dolaşan emeklilik yaşının 72 olacağı söylentilerine ilişkin olarak ise “Bu sistemde 72 yaşı ben doğru bulmuyorum. 65 yaşı doğru buluyorum” ifadesini kullandı.
Nacar şunları aktardı: “Dünyada şuanda emeklilik yaş kriteri 67’dir. Türkiye’de geriye dönük 38-39 yaşında emeklilik gören bir ülkeyiz. O günün şartlarında 38-39 yaşında emeklilik verildiği için SGK’nin açığı var. Bu sistemde 72 yaşı ben doğru bulmuyorum. 65 yaşı doğru buluyorum. 65 yaştan da vatandaşların erken kaçış yolları var. Ne kadar erken sigortalı olursan o kadar erken emekli olursun. Eğer 65 yaşını görmek istemiyorsak 2035 yılından önce sigorta yaptıralım”.