Tarih: 24.01.2017 15:58

'Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz'

Facebook Twitter Linked-in

Muşlu işadamları ve Kayserili çiftçi "Bizim katılım bankalarından beklentimiz, düşük faizli kredi. Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz" dediler.


Muş’ta faaliyet gösteren Yıldız İnşaat ve Mühendislik Yetkilisi Tarık Yıldız, yatırım kuruluşlarının, kendilerine lanse ettikleri sözleri yarıda bıraktığını savundu. Yaptıkları yatırımlarda yüzde 60 kredi verilmesi gerekirken, bu konuda kredi vermediklerini ve işi yokuşa sürdüklerini ifade eden Tarık Yıldız, "Biz bu kredileri almış olsaydık, yaptığımız yatırımları, en az yüzde 10-15 civarında daha düşük maliyetle mal etme şansına sahip olacaktık. Bu saatten sonra işletme kredisine ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımızın sürekli dile getirdiği bir mevzu var. Kredileri, düşük faizli yatırımcıya verirlerse, bölgemizde ciddi yatırımlar olacak. Bizim katılım bankalarından beklentimiz, düşük faizli kredi. Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz. Bölgemizde sıkıntılar olduğundan dolayı, kredi alamıyoruz. Terör olayları dile getiriliyor, şube olarak yetkileri dahilinde olmadıkları söyleniyor ve bizi bölgeye yönlendiriyorlar. En az proje miktarı kadar teminat isteniyor. Bizim gayemiz kendi bölgemize yatırım yapmak, bölgemizi kalkındırmak, insanlarımıza istihdam sağlamak. Bu anlamda düşük faizli kredi talebimizi üzerine basarak tekrar dile getirmek istiyorum" dedi.


"Bölge savaş ve vandalimz merkezi olarak lanse ediliyor"
Alfa Çevre Danışman Firması Yöneticisi Mücahit Sönmez ise, bölgenin savaş merkezi olarak lanse edildiğini ve bunun da yatırımların önüne geçtiğini iddia ederek şöyle konuştu: "Ulusal ve uluslararası bütçelerden yararlanılarak yapılan yatırımlar, bölgemizde en temel özelliklerden bir tanesidir. Bölgemiz 6. bölge kalkınma alanında olduğu için devletin çok ciddi yatırımları var. Fakat yatırımların uygulanmasında çok ciddi problemler yaşanıyor. En büyük problemlerin başında bürokrasi ve finans kuruluşları geliyor. Daha önce yapılan yatırımlarda gördüğümüz örnekler ve yaşadığımız sıkıntıların en temel handikabı, Kalkınma Bakanlığı, Başbakanlık ve katılım bankaları arasında yapılan protokollerde yapılan yatırımların belli bir yüzdesinin yatırımcının finans gücüne nazaran karşılaması gerektiği halde ilimiz, Türkiye’nin en huzurlu şehri olmasına rağmen bankalar tarafından bir savaş, bir vandalizm merkezi gibi olarak lanse ediliyor ve yatırımların önüne geçiliyor. Şu anda bu ilde yatırım yapan herkes bıçak sırtında yatırım yapıyor. Kendi eşdeğer finansmanını çok zor ayarlıyor, yatırımcılara eşdeğer finansmanına bağlı bankacılık finansmanları sağlanmıyor. Sağlanmama sebebi, çok ciddi olmayan, gereksiz, köşe bucakta aranan problemlerden kaynaklanıyor. Özellikle bankaları, bakanlıklarla ilgili yaptığı protokolleri göz ardı ederek sadece yatırımcı ve yatırımcıya endeksli bölgesel güvenlik problemlerinden kaynaklı engellemelerle karşılaşıyoruz. Eğer, krediler sağlanmış olsaydı, şu anda yapılan yatırımlar iki katına çıkartılabilirdi. Bu konunun üzerinde durulması gerekiyor. Genelde merkezde yapılan çalışmaların sahaya yansıması için önemli bir fırsattır. Derhal denetlenmesi gerekiyor."


"Bizden korkmasınlar, bize destek çıksınlar"
Muş Plastik Bidon Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Özdemir de, bankaların kendilerinden korkmamasını isteyerek şunları kaydetti:
"Muş’ta finansa erişme konusunda ciddi manada sıkıntılarımız var. Muş’ta katılım bankalarının uzun süreden beri olmayışı ve bundan sonra şube açacak katılım bankalarının özellikle yatırımcıyı yerinde tespit edip, faaliyetiyle alakalı, ne kadar güçlü olduğunu baz alarak, kredi fizibilitesinin ona göre değerlendirmesini istiyorum. Bölgesel olarak yatırımcılarımızın sıkıntılı olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla finansa erişim konusunda bize, artı puanlı bir destek verilmesini istiyoruz. Katılım bankası ve diğer bankaların bugüne kadar gayrimenkullerle alakalı ciddi manada talepleri oluyor. Yatırımcının gayrimenkulü yoksa kredi alamıyorlar. Gayrimenkulü olmayan yatırımcının da taşınabilir makine ve ekipmanlarına kredi verilebilir. Bu, yerinde tespitle çok ciddi manada yatırımcının taşınabilir makine ve ekipmanlarını olduğunu görecekler. Bizden korkmasınlar. Muş yatırımcısı olarak kredilerimizi düzenli olarak ödüyoruz. Bizden korkmasınlar, bize destek çıksınlar."


"Bankacılık sistemi temel olarak yatırımın özünü oluşturuyor"
Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Muş Şube Başkanı Murat Meriç ise, bankacılık sisteminin, temel olarak yatırımın özünü oluşturduğunu belirterek, "Son dönemlerde katılım bankacılığıyla alakalı konu gündeme gelince, misyonumuz gereği bu bankaların kurulması bizi farklı şekilde heyecanlandırdı. Biz bu bankalardan, mevcut bankalar gibi bir destek ve yapı beklemiyoruz. Gerçek anlamda katılım bankacılığının İslami usul çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa o çerçevede yatırımcıyı yerinde inceleyip destek vermesini bekliyoruz. TKDK ile bankalar arasında bir anlaşma var. Bu anlaşma gereği projesi çıkan, onaylanan projeye ilgili banka destek vermek zorunda. Böyle bir anlaşma var. Fakat Doğu ve Güneydoğu Bölgelerin, gerek katılım gerekse de diğer bankalar bu desteği geri çekiyorlar. Bölgedeki terör olaylarını öne sürerek yatırımcının bu bölgeye gelmesini engelliyorlar" dedi.


"Cumhurbaşkanı bir nevi bizim sözcümüz oldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatırım bankalarıyla alakalı sözlerini desteklediklerini dile getiren Meriç, "Son dönemlerde cazibe merkezleri noktasında gerek İl Valisi, gerek diğer kuruluşlar bu noktada çok ciddi ve özverili çalışma yapıyor. Biz bunları tamamlayan dinamikler olarak üzerimize düşeni yerine getirmemiz lazım. Dışarıdan gelene nasıl yer veriliyorsa, ilgili bankanın da buna finans olarak gerçek desteği sunması lazım. Reklamında ya da sunumunda biz bunu net bir şekilde görüyoruz. Ama müracaattan sonra, biz bu destekleri bugüne kadar alamadık, bundan sonra gelecek yatırımcılara da aynı şekilde, aynı muamele yapılırsa, maalesef şu son dönemlerde yapılan desteklerin hepsi boşa gidecektir. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız da özellikle katılım bankalarıyla alakalı yapmış olduğu açıklamayı destekliyoruz. Cumhurbaşkanı bir nevi bizim sözcümüz oldu. Katılım bankacılığının gereği neyse onu yapıp, bizi kalkındırma noktasında bize destek versinler. Normal bankalar gibi bize muamele yapmasınlar" ifadelerini kullandı.


Çiftçiye ipotek zorluğu
Kayseri’nin Özvatan ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Resul Mercan, faizsiz kredi ile hayvan almak istediğini ama kredi için müracaat ettiklerinde bankaların karşılarına zorluk çıkardıklarını iddia ederek "2015 yılında devletin çıkarmış olduğu yasayla faizsiz 10 tane inek alabilmek için bir kamu bankasına müracaat ettim. Banka bizden kredi alabilmemiz için Kayseri merkezden bir ev istedi. Bugün devletimiz şehirden köye gidene 50 bin TL hibe verirken, banka kredi için bizden ipotek ev istedi. Bizde bunu veremedik ama baya bir uğraştım. Özvatan ilçesinde bulunan kendi evimi ve sulu arazimi ipotek verdim. Bunun üzerine evime eksper geldi ve 170 bin TL’lik evimize ve arsamıza sadece 60 bin TL’lik kredi çıkardı. Seçme kefilleri alarak dosyamız tamamlandı ama bu olay baya uzun sürdü. Dosyamızı tamamlayarak arazimizi, evimizi ve tarlamızı ipotek verdik. Bize kredimizin tamamlandığını ve hayvanlarımızı almamızı söylediler. Bu arada da 15 gün geçti. Biz Kayseri’ye gelerek hayvanlarımızı aldık ve faturalandırdık. Pazartesi günü parayı ödeyeceklerini söylediler. Biz gittikten sonrada krediyi ödeyemeyeceklerini söylediler. ‘Bu nasıl olur’ diyerek itiraz ettim. Dosyamızda hiçbir eksik olmamasına rağmen kredimizi ödeyemeyeceklerini söylediler. Biz bunun neden olduğunu anlayamadık. Bunun sebebini öğrenmek istiyorum ama öğrenemedim. 1 sene geçtikten sonra bankaya o kadar belge vermemize rağmen 40 bin TL kredi kullandırdı. Bizim çekmek istediğimiz kredi amacına ulaşmadı. Çünkü 10 tane faizsiz inek alacaktım ama bizim kredimiz o şekilde yattı. Devletimiz krediyi çıkardı ama buradakiler zorluk çıkardılar. Bize neden zorluk çıkardıklarını anlamıyorum. Devletimiz bu krediyi çıkarıyor ama herkes adamına veriyor. Hayvancılıkla alakası olmayan kişiler bu paraları aldı. Ben bunu binlerce defa ispat edebilirim" ifadelerini kullandı.


Devletin sunduğu hizmetlerden faydalanmak istediğini dile getiren Mercan, sözlerini şöyle tamamladı: "Sezar’ın hakkının Sezar’a verilmesini istiyorum. Eğer ben köyde yaşayıp hayvancılık yapıyorsam, bu çıkan yasadan faydalanmak istiyorum. Hiçbir şekilde faydalanamıyoruz. Ben köyde yaşıyorum. Köyde hayvancılık ve çiftçilik yapıyorum. Benim Kayseri merkezde evim yok ki, evimi ipotek vereyim".

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —