KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Sektör Lideri Demirelli, Karadeniz'deki keşfin daha cazip koşullu kontratların önünü açabileceğini belirterek, 'Bu gelişmeler, ithal gazın ucuzlayacağı yönünde ciddi beklenti yaratıyor.' dedi.
İSTANBUL(AA) - KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Sektör Lideri Hakan Demirelli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yıllık doğal gaz tüketiminin 45-50 milyar metreküp seviyesinde olduğunu ifade etti.
Bu miktarın yüzde 99'unun ithal edildiğini anımsatan Demirelli, ithalatın büyük bir kısmının Rusya'dan gerçekleştirildiğini aktardı.
Rusya'nın doğal gaz ithalatındaki payının azaltılması için önemli adımlar atıldığına işaret eden Demirelli, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payının da artması gaza talebi azalttı. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kullanımımızın artmasıyla Rus gazının toplam tüketimimiz içindeki oranı düştü. Bu yıl açılışı yapılan TürkAkım boru hattıyla Rus gazı ilk kez Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşıyor. Bu proje, Türkiye'nin rolü açısından önemliydi." diye konuştu.
Öte yandan, 2018'de devreye giren Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın Türkiye'nin kaynak ülke ve güzergah çeşitlendirmesine büyük katkı sağladığını vurgulayan Demirelli, şunları kaydetti:
"Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervi enerjide dışa bağımlılığımızı azaltma ve arz güvenliği açısından çok önemli bir gelişme. Makro ekonomik açıdan değerlendirildiğinde, cari açığın en önemli nedeninin enerji ithalatı olduğunu unutmamak gerekir. Geçen yıl enerji ithalatına harcanan tutar toplam 41 milyar dolar civarındayken bunun yaklaşık 12 milyar doları doğal gaz için ödenmişti. Bununla birlikte, önümüzdeki dönemde mevcut uzun dönem doğal gaz tedarik kontratlarının yenilenme sürecine gireceğimiz düşünüldüğünde, bu keşfin ülke olarak müzakere masasındaki etkinliğimizi artıracağına hiç şüphe yok. Türkiye'nin uzun dönem doğal gaz sözleşmeleri petrole endeksli fiyatlamalar içeriyor ve petrol fiyatlarındaki düşüş ancak gecikmeli olarak fiyatlara yansıyor. Avrupa'da ise fiyatlar arz talep dengesiyle oluşan mekanizmalarla belirleniyor. Gaz alım fiyatımız, sözleşmelerimizdeki al ya da öde yükümlülüğü maddelerinin de etkisiyle Avrupa'da oluşan fiyatların üzerinde kalıyor."
"Üretim 2023'ten sonra başlasa bile Türkiye'nin eli güçlenecek"Demirelli, al ya da öde yükümlülüğünün kontrattaki gaz hacminin yaklaşık yüzde 80'i için geçerli olduğunu belirterek, "Kalan yüzde 20'sini almama şansı tanıyor. Bu yüzde 20'lik oran da düşük maliyetli LNG ithalatına imkan sağlıyor. Türkiye son dönemde doğal gaz fiyatlarındaki düşüşten faydalanmak amacıyla daha uygun fiyatlı LNG tedarikine yöneldi. Bu gelişmeler, kontrat yenileme sürecinde Türkiye'nin elini güçlendirmesi sebebiyle fiyatlama mekanizmasının ülkemiz lehine değişeceği ve ithal gazın ucuzlayacağı yönünde ciddi bir beklenti yaratıyor. Bu kapsamda, Karadeniz keşfi ülkemiz adına daha cazip koşulları olan ve kısa vadeli kontratların önünü açabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıl süresi dolan kontratların yeniden müzakere edilmesinde Karadeniz'deki keşfin Türkiye için çok önemli olduğuna dikkati çeken Demirelli, "Görüşmeler sırasında enerjide dışa bağımlılığımızdaki azalma ve ithalat kaynaklarımızın çeşitlenmesi iki önemli kozumuz olacak. Kendi gaz rezervimize sahip olmamız, bu gazın üretiminin 2023'den daha geç başlayacağı senaryoda bile elimizi güçlendiren bir gelişme." diye konuştu.
Demirelli, salgın döneminde dünya genelinde bazı projelerin ertelendiğine işaret ederek, "Bu durum finansman açısından fizibilitesi yüksek projelerin lehine koşulların oluşmasına imkan sağlayabilir. Bu kapsamda ve büyüklükte bir projenin ülkemizin tarihinde bir ilk olması sebebiyle süreç boyunca uluslararası tecrübeye sahip köklü firmalarla iş birliğine gidilmesi de şaşırtıcı olmayacaktır." ifadelerini kullandı.