İZMİR(AA) - İzmir Ekonomi Üniversitesi Sürdürülebilir Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Zonguldak açıklarındaki Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 2019'da Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin 44,9 milyar metreküp olarak gerçekleştiğini ve kullanılan doğal gazın yaklaşık yüzde 99’luk kısmınının ithal edildiğini anımsattı.
Türkiye'nin toplam enerji ithalatının 41 milyar doların üzerinde olduğu göz önüne alındığında ithal edilen doğal gazın bu ithalat faturasının önemli bir kısmını oluşturduğunu ifade eden Biresselioğlu, "Bu yüksek ithalat faturası ve dışa bağımlılık, 2017 yılında yürürlüğe alınan Türkiye’nin milli enerji ve maden politikasının çıkış noktalarıdır. İlgili politika kapsamında, Yavuz, Fatih ve Kanuni isimli 3 sondaj gemisi ile Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis isimli 2 sismik gemiyi içeren milli filo ile yürütülen Karadeniz ve Doğu Akdeniz petrol ve doğal gaz aramalarının ilk sonucu alındı. Bu doğrultuda, Karadeniz’de bulunan 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi Türkiye için oldukça önemli bir ekonomik fırsat oluşturabilecektir. Türkiye’nin mevcut doğal gaz tüketimi ve üretimi karşılaştırıldığında fark çok büyük iken Karadeniz’de bulunduğu ifade edilen doğal gaz rezervi ile Türkiye dışa bağımlılığını azaltabilir ve ekonomik anlamda güçlenebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Biresselioğlu, bu bağlamda bu keşfin Türkiye’nin enerji güvenliğinin arttırılmasına, doğal gazdaki ithalat bağımlılığının azaltılmasına ve cari açık seviyesinin düşürülmesine kritik katkılar sunacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Her ne kadar gazın çıkarılması için büyük bir yatırım ve orta vadeli bir süre gerekse de bu keşif Türkiye için oldukça önemli olabilir. Bu noktada, Türkiye’nin yasal çerçeve ve piyasa yapılanmasını içeren ve yatırımcı dostu stratejileri daha da geliştirerek ve iyileştirerek devam ettirmesi oldukça önemli bir unsur olacaktır. Bu hususun yanı sıra, rekabetçi bir vergi rejimi, serbest bir pazar ve istikrarlı bir siyasi yapı ile Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz kaynaklarını geliştirme yönünde önemli bir sıkıntı yaşamayacağı öngörülebilir. Bu bağlamda gerçekleştirilecek olacak uluslararası iş birlikleri uluslararası konjonktürde, Türkiye’nin enerji alanındaki konumu güçlendirebilir ve aktif dış politikasına katkıda bulunabilir."
"Romanya uyguladığı ihracat kısıtlamaları ve yüksek vergiler sebebiyle gaz çıkarmada yetersiz kaldı"
Karadeniz’de doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesinin çok maliyetli olduğuna dair algının birincil nedeninin bu alanlardaki kaynakları geliştirmek ve işletebilmek için yapılması gerekli olan yatırımlarla ilgili olduğunu vurgulayan Biresselioğlu, bunun için öncelikle Deniz Hukuku’nda yapısal değişiklik ve düzenlemelerin yapılması, yatırım dostu bir yasal çerçevenin oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Biresselioğlu, bu bağlamda yasal çerçevenin elverişli hale gelmesi ve istikrarın korunması gerektiğine işaret ederek, Romanya örneğinde bu konuda aksamalar olduğunu aktardı.
Bir diğer boyutun ise genelde enerji piyasasında ve özelde doğal gaz piyasasında liberalleşmenin önünün açılması olduğunu belirten Biresselioğlu, şöyle devam etti:
"Doğal gaz piyasasının bu kapsamdaki özellikleri, fiyat sınırlamaları, vergi politikaları, ihracat kısıtlamalarından oluşan operasyonel çerçeve, potansiyel yatırımcıların deniz aşırı projelere olan ilgisini ve yatırım iştahını belirleyen önemli unsurlar. Romanya’nın uyguladığı ihracat kısıtlamaları ve yüksek vergiler sebebiyle ülke Karadeniz gazını çıkarma konusunda yetersiz kaldı. Bilindiği üzere, Ocak ayında, Exxon Mobil, Romanya'nın OMV Petrom ile ortaklaşa yürüttüğü uzun süredir durmuş olan Neptun Deep offshore projesinden çıkma kararını doğruladı. Petrom ise, Nisan ayında projeye bağlılığını sürdürdüğünü, ancak özel sermaye şirketi Carlyle Group LP tarafından kontrol edilen daha küçük Karadeniz Petrol ve Gaz projesinde olduğu gibi vergi değişikliklerine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Romanya’nın, Karadeniz'deki açık deniz alanlarından doğal kaynaklarına uyguladığı vergi yüzde 15 ile yüzde 50 arasında değişiyordu. Buna ek olarak, üretim değerinin yüzde 3 ile yüzde 13,5'i oranında bir telif ücreti söz konusuydu. Bu ağır vergi ve telif uygulamasının arkasında, hükümetin bu alanlardan elde edilecek gelirden kısa vadede yüksek bir pay alma ve bu sayede ekonomik görünümü iyileştirme isteği yatıyordu."
"Ülkemiz bu kaynakları geliştirme ve üretme kabiliyetine sahiptir"Gazi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Türk Enerji Birliği Araştırmaları Merkezi (TEBAM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa İlbaş Batı Karadeniz bölgesinde, Zonguldak Ereğli açıklarında kıyıdan yaklaşık 150 kilometre mesafede Türkiye'nin Münhasır Ekonomi Bölgesi (MEB) içerisinde uzun yıllardır yapılan sismik araştırma çalışmalarının sonuç verdiğini söyledi.
Türkiye'nin sondaj çalışmalarını kendi sondaj gemileriyle yoğunlaştırıldığını belirten İlbaş, "Türkiye’nin Fatih derin sondaj gemisi son sondaj çalışmalarını Temmuz ayından beri şekillendirerek büyük miktarda doğal gaz rezervi olduğunu keşfetti. Devletimize ve milletimize hayırlı olsun. Türkiye'nin denizde daha önce yaptığı gaz keşiflerinin, Fatih gemimizin şu an faaliyet gösterdiği bölgeye yakınlığı ve Romanya'nın da XIX 2 Neptün Derin bloğundaki keşifleri de düşünüldüğünde Sakarya Gaz Sahası'nın geliştirilmesi şansı çok yüksektir." dedi.
İlbaş, Sakarya Gaz Sahası'nın Romanya'nın Neptün bloğuna yakın bir bölgede olduğuna işaret ederek, "Bununla birlikte çıkarma maliyetleri sahadan sahaya, bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Bir saha geliştirilemez olsa dahi birkaç kilometre ötedeki saha geliştirilebilir. Bunu İsrail’in Leviathan havzasında da görmekteyiz. Aynı bölgede bazı sahalar geliştirilmesi çok zor veya imkansız olabilirken yakın diğer sahalarda bu mümkün olmuştur. Neptün bloğunda sahalar her yerde aynı jeolojik özelliklerde değildir. Romanya milli gaz şirketi Romgaz bu bölgede Exxon Mobil ve OMV şirketleri ile geliştirme çalışmalarında sona gelmiş denilebilir." diye konuştu.
Türkiye'nin bu rezervi kendi milli imkanlarıyla araştırıp bulduğunun altını çizen İlbaş, şunları kaydetti:
"Ülkemizin teknik kapasite ve birikimi, platform ve boru yapımı gibi, bu kaynakları geliştirme ve üretme kabiliyetine sahiptir. Tüm dünyada enerji sektöründe olduğu gibi zaman zaman teknik işbirliği ve hizmet alımları da, Pioneering Spirit Platform inşaat ve boru döşeme gemisi gibi, olmakla birlikte kendi bilim insanları, mühendisleri, teknisyenleri ve teknik olanakları ile bu kaynağı çıkarabilecek, taşıyabilecek kendisi kullanacak veya ihraç edebilecektir. Sakarya Gaz Sahasında kendi milli araştırma ve sondaj gemilerimizle elde ettiğimiz rezerv büyük bir başarı ve Türk devleti ve milletinin geleceğini derinden etkileyecek niteliktedir. Bilindiği gibi ülkemiz yılda yaklaşık 50 milyar metreküp doğal gaz kullanmakta bunun da yüzde 99 oranını ithal etmektedir. Enerjide dışa bağımlılık ülkemizi hem ekonomik açıdan hem de siyasi açıdan olumsuz etkilemektedir. 320 milyar metreküplük bir doğal gaz rezervinin geliştirilmesi icin 2-3 milyar dolarlık bir yatırım gerekecektir ve bunun geri dönüşü 7 yılda sağlanabilir. Bu sayede önemli bir ekonomik gelir sağlarken enerjide dışa bağımlılığı önemli ölçüde ortadan kaldıracaktır. Bu durumda enerji ithal edilen ülkelerle daha eşit şartlarda masaya oturulacak, mevcut ve yeni enerji projelerinde mecbur ve muhtaç ülke değil stratejik ortak ülke konumuna yükselecektir. Devletimiz bundan sonra ekonomik getirisi ile birlikte güçlenirken, siyasi anlamda bölgesel güç lider ülke Türkiye yolunda da emin adımlarla yürüyecektir. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve enerji çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese milletçe teşekkür ediyoruz."