- Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi İç Hastalıklar uzmanı Dr. Satı Sena Çoraoğlu: - 'Nefes darlığı, çarpıntı, tırnak kırılması, saç dökülmesi, solukluk, kulak çınlaması, konsantrasyon azalması, ellerde uyuşma, uyku hali, huz
İSTANBUL (AA) - Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Satı Sena Çoraoğlu, "Nefes darlığı, çarpıntı, tırnak kırılması, saç dökülmesi, solukluk, kulak çınlaması, konsantrasyon azalması, ellerde uyuşma, uyku hali, huzursuzluk, dilde yanma ve yutma güçlüğü anemiyi işaret edebilir." ifadelerini kullandı.
Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi tarafından yapılan açıklamada okul öncesi çocuklar ile kadınları anemiye karşı uyarıda bulunuldu. Açıklamada görüşlerine yer verilen İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Satı Sena Çoraoğlu, aneminin ciddiye alınması gereken bir rahatsızlık olduğunu bildirdi.
Çevre kanında kırmızı kan hücresi kitlesinde azalma veya hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre normal kabul edilen değerin altında olması durumuna anemi denildiğini belirten Çoraoğlu, şunları kaydetti:
"Anemi dünya nüfusunun yüzde 25-30'unu etkiliyor. Okul öncesi çocuklarda ve doğurganlık çağındaki kadınlarda diğer yaş gruplarına göre daha sık anemi görülüyor. Anemili bir hastadaki semptomlar, aneminin kendisine ve altında yatan hastalığa bağlı. Nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, tırnak kırılması, saç dökülmesi, solukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, konsantrasyon azalması, ellerde uyuşma, uyku hali, huzursuzluk, kas güçsüzlüğü, sindirim problemleri, dilde yanma ve yutma güçlüğü, böbrek fonksiyon bozukluğu, sık enfeksiyon, kadınlarda adet dönemi bozuklukları, erkeklerde libido kaybı görülebilir. Belirtilerin şiddeti kişiye göre farklılık gösterebilir. Çevre kanındaki hemoglobin miktarı, aneminin oluş hızı, eşlik eden hastalıklar ve hasta yaşı belirtilerin şiddetini etkileyen durumlardır."
- "Kalp yetersizliğine neden olabilir"
Çoraoğlu, aneminin tedavi edilmediğinde birçok soruna neden olabileceğini aktararak, "Anemi durumunda tüm organ ve dokularda oksijen yetersizliği gelişir, bu durum tedavi edilmediğinde uzun vadede organların fonksiyonlarında bozulmalara yol açar. Organlara yeterli kan gönderebilmek için kalp daha fazla çalışır, neticede kalp büyümesi veya yetersizliği gelişebilir. Tedavi edilmediğinde altta yatan hastalığın gözden kaçması ya da ilerlemesi de söz konusu olur." ifadelerini kullandı.
Vücudun demir ihtiyacının arttığı dönemlerde mutlaka demir desteği alınması gerektiğini belirten Çoraoğlu şu bilgileri verdi:
"Artmış demir kaybına neden olan aşırı adet kanaması, hemoroid, idrarda kanama, balgamla kan gelmesi gibi durumların tedavi edilmesi gerekiyor. Yetersiz alımı önlemek için diyette demirden zengin gıdaların alınması sağlanmalı. Bunlar ise kırmızı et, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, nane, kimyon, tofu, fındık, yulaf gibi besinlerden elde ediliyor.
Demir eksikliğinin tedavisi için 3 yol var. Bunlar, ağızdan, kas içinden ve damardan demir tedavisidir. Tedavi için hangi yolun seçileceği hastanın semptomlarına, çevre kanındaki hemoglobin miktarına, aneminin oluş hızına, eşlik eden hastalıkların olup olmamasına ve hastanın yaşına göre belirlenir. Bazı durumlarda da hastaya kan takılması gerekebilir."