İSTANBUL (AA) - Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Suat İnce, OECD ülkelerinde kadının iş gücüne katılma oranının yüzde 63, Türkiye'de yüzde 34 olduğunu belirterek, "Mckinsey araştırmasına göre, Türkiye'de kadınlar 2025 yılına kadar erkeklerin iş gücüne katılma oranını yakalayabilir ise Türkiye, 200-250 milyar dolar civarında bir ek hasıla yaratıyor. Bu, bizim milli gelirimiz yüzde 20 daha artıyor demek." dedi.
TSKB ve Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) tarafından her yıl Dünya Kadınlar Günü haftasında gerçekleştirilen "Kadın İstihdamı" temalı konferansın dördüncüsü, bu yıl "Sosyal Perspektiften İş Yaşamında Kadın" başlığıyla gerçekleştirildi.
Konferansa, Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, TSKB Genel Müdürü Suat İnce, AFD Avrasya Bölge Müdürü Cecile Couprie, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şengül Altan Arslan ve çok sayıda kurumun temsilcisi katıldı.
TSKB Genel Müdürü İnce, toplantıda yaptığı konuşmada, her yıl yapılan etkinliğin kendileri için önemine işaret ederek, kadının toplumdaki önemi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kalkınma bankacılığını yaptığımız 70 yıllık süre boyunca herhangi bir ülkede kaliteli, sürdürülebilir ve başarılı bir kalkınmanın sağlanabilmesi için mutlak surette tüm kesimlerin katkısının ve katılımının sağlanması gerektiğini öğrendik. Bu hedefe ilerlemede de kadınların ekonomideki aktif rolünün artırılması çok önemli.
OECD ülkelerinde kadının iş gücüne katılma oranı yüzde 63, Türkiye'de maalesef yüzde 34. Mckinsey araştırmasına göre, Türkiye'de kadınlar 2025 yılına kadar erkeklerin iş gücüne katılma oranını yakalayabilir ise Türkiye, 200-250 milyar dolar civarında bir ek hasıla yaratıyor. Bu, bizim milli gelirimiz yüzde 20 daha artıyor demek. Dünyada da aynı durum var."
Aynı işi yapan ve erkeğin dünyada da, Türkiye'de de aynı ücreti alamadığını anımsatan İnce, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma hedefine ilerlemek için kadınların ekonomideki aktif rolünün artması gerektiğini vurguladı.
İnce, AFD ile kadın istihdamına dönük "Kadın Dostu Kredi" programı oluşturduklarını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
"Bu program kapsamında kredilendirmelerimiz oldu, birtakım finansmanlar sağladık. Bu finansman sağladığımız yerlerde somut olarak kadına ne kadar katkı sağladığımızı görebildik. Programa dahil ettiğimiz firmalarda kadın istihdamı artışının yüzde 15, politikalar, eğitim, çalışma koşulları, yönetimde temsil gibi gelişim alanlarında kaydedilen performans artışının ise yüzde 30 oranlarına ulaştığını memnuniyetle söyleyebiliriz. Kadın Dostu Kredi programımızın yarattığı bu fark, fırsat eşitliği konusunda finans sektörünün dönüştürücü gücünün en somut göstergesi."
- "AFD'nin sağladığı finansmanın yarısının kadınların koşullarının iyileştirilmesine etkisi bulunuyor"
AFD Avrasya Bölge Müdürü Cecile Couprie de "Kadın Dostu Kredi" programının başarısına değindi.
Cinsiyet eşitliği konularının, Fransız hükümetinin ve AFD'nin faaliyet stratejisinin merkezinde yer aldığını belirten Couprie, şu değerlendirmelerde bulundu:
"AFD'nin 2019 yılında sağladığı toplam 14 milyar avro tutar finansmanın yarısının kadınların koşullarının iyileştirilmesine doğrudan etkisi bulunuyor. Türkiye'de uzun yıllardır değerli iş ortağımız TSKB ile iş dünyasında cinsiyet eşitliğini, özellikle de firmaların kadın çalışanlarının istihdam koşullarını geliştirmesini teşvik etmeyi amaçlayan yenilikçi bir proje başlattık. Çok başarılı şekilde yürüttüğümüz ve üstesinden gelinmesi gereken zorluklarla, sağlanacak fırsatları daha iyi anlamamızı sağlayan bu projenin ikinci aşamasına başladık. Kadın istihdamının önünü açacak en önemli alanlardan biri, uygun fiyatlı ve işlevsel çocuk bakımı hizmetleri... Bu tür çözümlerin yokluğunda, çocuklara bakmak için genellikle anneler iş hayatından vazgeçmek zorunda kalıyor."
- "Kadın istihdamında en büyük sorun doğum yapan annelerin çalışma hayatından çekilmesi"
Konferans kapsamında düzenlenen oturumların ilk bölümünde, kamu ve özel sektör iş birliğiyle erişilebilir çocuk bakım hizmetleri konusu ele alındı.
Panelde konuşan Medya-İş Genel Başkan Yardımcısı Leyla Dilek Atçeken, Türkiye'nin ilk ve tek anaokuluna sahip sendika olduklarını bildirdi.
Kadın istihdamında en büyük sorunun, doğum yapan annelerin çalışma hayatından çekilmesi olduğunu vurgulayan Atçeken, şunları söyledi:
"Bakım hizmetlerinin pahalı olması ve çocuğunu emanet edecek güvenli bir yuva arayışının farkında olarak okulumuzu açtık. Okulumuz 97 öğrenci kapasiteli olarak üyelerimizin bu arayışına çözüm için açıldı. Kar amacı gütmeden çocuklarımızın en iyi eğitimi alıp sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler olması hedefiyle işletiyoruz. Şu an çevremizdeki özel anaokulların yarı fiyatına hizmet ediyor; sosyal sorumluluk gereği dışarıdan da çocuk kabulü yapıyoruz. Böylece çalışan anne babaların üstüne binen bakım hizmetini azaltıyoruz. Okulumuzu açarken sınıflarda kullanılan tüm materyaller, çocuklar için kanserojen madde içermeyen ürünlerden tercih edildi. Yemekhanemizde pişen yemekler çocukların gelişimine uygun organik ürünler kullanılarak hazırlanıyor. Paketli gıda kullanılmıyor, kızartılmış yemekler de mutfağımızda pişirilmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatına bağlı olarak eğitim verirken yan branşlarla çocukların eğitimini destekliyoruz."
Atçeken, öncelikli hedeflerinin, mevcut okulun, üyelerin çalışma şartlarına uygun hale getirilmesi ve 7/24 hizmet verilmesinin sağlanması olduğunu, daha sonra da üye yoğunluğunun fazla olduğu illerde sendikaya ait kreşleri yaygınlaştırmak istediklerini söyledi.
TSKB Başekonomisti Burcu Ünüvar'ın moderatör olduğu ikinci oturumda ise STK'ların kadın istihdamına ilişkin projeleri konuşuldu.
Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda gelişim yolları ve deneyimlerin paylaşıldığı konferans kapsamında akşam da Fransa İstanbul Başkonsolosluğu ev sahipliğinde Dünya Kadınlar Günü resepsiyonu gerçekleştirilecek.