Tarih: 09.04.2021 11:15

İş insanı Sakıp Sabancı, vefatının 17'nci yılında anılıyor

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - ELİF FERHAN YEŞİLYURT - Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna katkı sunan, yaşamıyla, başarılarıyla, iş ilişkileriyle genç, yaşlı herkese bugün dahi örnek olan, halkla kurduğu samimi ilişkiyle de gönülleri kazanan Hacı Ömer Sabancı Holding Başkanı Sakıp Sabancı, 71 yıllık ömründe sayısız eser bıraktı.

İş insanı Sakıp Sabancı, İstanbul’da 10 Nisan 2004’te 71 yaşındayken hayata veda etti.

Hacı Ömer ve Sadıka Sabancı çiftinin ikinci çocuğu olan Sakıp Sabancı, 1933 yılında Kayseri'nin Akçakaya köyünde doğdu.

1957 yılında Türkan Civelek ile evlenen Sakıp Sabancı’nın Dilek, Metin ve Sevil adında üç çocuğu oldu.

Çok genç yaşlarda, Bossa Un Fabrikası'nda veznedarlıkla iş hayatına başlayan Sabancı, daha sonra sırasıyla Ticaret Müdürü ve Bossa Tekstil İşletmesi Müdürü oldu. Babasının 1966 yılında vefatının ardından yapılan ilk genel kurul toplantısında Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildi.

1964 yılından itibaren, 25 yıl süreyle Adana ve Kocaeli Sanayi Odaları ile Türkiye Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Üyeliği ve Başkanlığı yaptı. 1986 yılında TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen Sakıp Sabancı, 1987-1990 yılları arasında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı’nı yaptı.


- Hayatı boyunca aldığı birçok ödül ile onore edildi


Sakıp Sabancı'ya 1984'te Eskişehir Anadolu Üniversitesi, 1986'da New Hampshire Üniversitesi (ABD), 1992'de İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi, 1993'de Kayseri Erciyes Üniversitesi, 1997'de İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, KKTC Girne Amerikan Üniversitesi, Edirne Trakya Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi, 1998'de Washington Southeastern Üniversitesi (ABD), 1999'da Çukurova Üniversitesi ve 2002'de Kırıkkale Üniversitesi tarafından "Fahri Doktorluk" unvanı verildi.

Sakıp Sabancı, ayrıca 1987 yılında "Belçika Kraliyet Nişanı" ve 1992'de Japon Hükümeti tarafından verilen "Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı" ile, 2000 yılında Sabancı Üniversitesi Müzesi'ne bağışladığı ve "Altın Harfler" adı altında Türk Hat eserlerinin ve tablolarının ilk defa Louvre Müzesi'nde sergilenmesini sağlayarak Fransa'da Türk kültürünü tanıtmadaki başarılı katkılarından dolayı Fransız Hükümeti tarafından "Legion d'honneur" Şeref Nişanı ile onurlandırıldı.

Sakıp Sabancı'ya 1997 yılında Cumhurbaşkanı tarafından "Devlet Üstün Hizmet Madalyası", İsviçre-Zürih'teki Avrupa Ekonomi Enstitüsü tarafından "Avrupa Kristal Dünya Ödülü" ve Hukukun Egemenliği Derneği tarafından da "Kaliteli İnsan Onur Ödülü" verildi.

Sakıp Sabancı 1999 yılında New York'da Friends of the American Board Schools in Turkey (FABSIT) tarafından verilen "Yılın İşadamı Ödülü"nü, Türk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA) tarafından verilen "Türkiye Tanıtım Ödülü"nü aldı.

Türkiye genelinde birçok caddeye "Sakıp Sabancı" adı verildi. Sakıp Sabancı Türkiye'de Artvin, Erzurum, Kırıkkale illeri ve Torbalı beldesi ile ABD'de New Hampshire, Houston ve Beverly Hills kentlerinin "Fahri Hemşehrisi" seçildi.


- Sabancı kitaplarına hayat tecrübesini yansıttı


Sakıp Sabancı'nın, İşte Hayatım (1985), Para Başarının Mükafatıdır (1985), Gönül Galerimden (1988), Rusya'dan Amerika'ya Gezdiklerim Gördüklerim (1989), Ücret Pazarlığı mı Koyun Pazarlığı mı? (1990), Değişen ve Gelişen Türkiye (1991), Daha Fazla İş Daha Fazla Aş (1993), Doğu Anadolu Raporu (1995), Başarı Şimdi Aslanın Ağzında (1998), Hayat Bazen Tatlıdır (2001), Sakıpname (2002) Bıraktığım Yerden Hayatım (2004), Her Şeyin Başı Sağlık adlı kitapları yayınlandı. İşte Hayatım kitabı İngilizce ve Japonca’ya, Değişen ve Gelişen Türkiye kitabı İngilizce’ye çevrildi.

Hayatını kaleme aldığı kitabında Sabancı, “Yeniden dünyaya gelsem, gene sanayici olurdum. 'Cumartesi, pazar yok, bu ne kadar ağır iş' diyorum, ama gene bu işi yapardım” sözleriyle sanayiciliğe duyduğu aşkı ifade ediyor.

Üretim yapan, istihdam yaratan, vergisini veren, ülkesi için çalışan işadamının saygınlık kazanmasına öncülük ettiğini aktaran Sabancı, ülkede yapılan her eserin asıl sahibinin millet olduğunu vurguluyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —