İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'deki temaslarına ilişkin, "Bu mini zirve toplantısı, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Başta Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere AB ile mülteci iş birliğinin devamının yanında, durma noktasına gelen AB ile ilişkilerin nasıl canlandırılabileceği de bu mini zirvenin gündeminde olacak." ifadelerini kullandı.
Zeytinoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, göçmen ve sığınmacıların AB'ye geçişlerine izin verilmesi sonrasında göç konusunun yeniden gündemin en üst sırasına çıktığını belirterek, bugün Brüksel’de yapılacak görüşmelerin Türkiye ve AB iş birliğinin geleceği açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.
Zeytinoğlu şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün Brüksel’de AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen ile bir araya gelecek. Bu mini zirve toplantısı Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Başta Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere AB ile mülteci iş birliğinin devamının yanında, durma noktasına gelen AB ile ilişkilerin nasıl canlandırılabileceği de bu mini zirvenin gündeminde olacak.
İdlib’de ateşkesin desteklenmesi, sivillerin durumu ve yeni göç akınlarının engellenmesi, Türkiye ve AB’nin birlikte çalışmasını gerektiren konu başlıklarını oluşturuyor. Bu kadar ortak sorunla karşı karşıya olan AB ve Türkiye’nin çok daha sık konuşması ve sürekli diyalog içinde olması gerekir. İş dünyası olarak önemli bir talebimiz de bilindiği gibi gümrük birliğinin güncellenmesi. Bu alanda da yakın zamanda adım atılması AB ile ilişkilere can suyu olacaktır."
- "AB ülkelerine geçselerdi, yıllık 80-100 milyar avroluk bir maliyet doğacaktı"
Zeytinoğlu, göç konusunda AB’nin Türkiye’yi yalnız bırakmaması gerektiğini ifade ederek, "Türkiye’den AB’ye göç hareketleri hükümetin sınırları açma kararı sonrasında yeniden hızlanmıştı. Pazarkule sınır kapısına giden ve Yunanistan tarafından engellenen göçmenlerin kimliğine baktığımızda çoğunun Afganistan kökenli olduğunu görüyoruz. Türkiye 3,7 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ama bunun yanında Afganistan, Irak, İran gibi ülkelerden gelen göçmen ve sığınmacılar da var." bilgilerini verdi.
Dünyada en fazla sayıda sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin bir noktadan sonra bu yükü taşımasının mümkün görünmediğini aktaran Zeytinoğlu, "Göçmenlerin birçoğu AB’ye gitmeyi hedefliyor. Almanya’nın 800 bin mülteci için yılda 30 milyar avro harcadığı düşünülürse, Türkiye’nin 3,5 milyonu aşan Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparak, AB’nin yükünü aldığını söylemek mümkün. Bu mülteciler Türkiye’de kalmayıp, Almanya gibi AB ülkelerine geçselerdi, yıllık 80-100 milyar avroluk bir maliyet doğacaktı. Bu açıdan bakıldığında AB’nin de Türkiye’yi yalnız bırakmaması lazım. Göç konusu daha uzun yıllar Türkiye ve AB gündeminin en üst sıralarında yer alacak gibi gözüküyor." ifadelerini kullandı.
- "İlişkilerin eksiye düşürülmesi kabul edilemez"
Zeytinoğlu, AB’nin tutumunu eleştirerek,18 Mart 2016 tarihli Türkiye-AB Mutabakatı’nın AB tarafından yerine getirilmediğini kaydetti.
AB’nin göç konusunda iş birliğinin nasıl devam edeceğini öngören bir strateji belirlemekte çok geç kaldığını belirten Zeytinoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye-AB arasındaki mülteci mutabakatının üzerinden 4 yıl geçti ve bu süre zarfında AB’nin öngördüğü fonların akışında önemli gecikmeler yaşandı. Bunun yanında mutabakatta öngörülen diğer alanlarda gelişme şöyle dursun gerileme oldu. Vize serbestliği süreci 72 kriterden sadece 6 kriter kalmasına rağmen tamamlanmadı. Gümrük birliği güncelleme görüşmeleri başlatılamadı. Üyelik müzakereleri fiilen durdu. AB’nin Türkiye’deki Suriyeliler arasından 72 bin kadarını üye devletlerde yerleştirme vaadi yerine getirilmedi. AB son aldığı kararlar ile Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye yaptırım kararları aldı.
'Üyemiz olduğu için Güney Kıbrıs’ın arkasında duruyoruz' dendi ama Türkiye’nin de aday ülke olduğu hiç dikkate alınmadı. AB için güvenlik, göç ve enerji gibi alanlarda kilit bir ülke olan Türkiye’nin bu şekilde izole edilmesi ve ilişkilerin eksiye düşürülmesi kabul edilemez. Bugün gerçekleşecek zirvenin ilişkileri onarmak için önemli bir fırsat olacağını düşünüyorum."