İklim değişikliğinin bitkisel üretime etkisini ortaya koymak, bu konuda farkındalık oluşturmak ve gerekli stratejileri oluşturmak amacıyla Malatya’da Doğu Anadolu Bölge Toplantısı yapıldı. Toplantıda, iklim değişikliği, gıda güvenl
İklim değişikliğinin bitkisel üretime etkisini ortaya koymak, bu konuda farkındalık oluşturmak ve gerekli stratejileri oluşturmak amacıyla Malatya’da Doğu Anadolu Bölge Toplantısı yapıldı. Toplantıda, iklim değişikliği, gıda güvenliği ve tarım konularına temas edilip, iklim değişikliklerinin tarıma etkisini anlatıldı.
“Bitkisel Üretimde İklim Değişikliğinin Etkisi ve Değerlendirilmesi” konulu Doğu Anadolu Bölge Toplantısı Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Programa Erzurum, Muş, Erzincan, Bingöl, Tunceli, Elazığ ve Malatya’dan katılım oldu. MTÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Malatya Vali Yardımcısı Hakan Ezgi, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Ercan Türktemel, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ve Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit de toplantıya katılıp konuşma yaptılar.
“Malatya Turgut Özal Üniversitesi, tarım ve çiftçi dostu bir üniversitedir”
Programda konuşma yapan MTÜ Rektörü Prof. Dr. Karabulut, üniversitenin aktif Ziraat Fakültesi ile tarım yerleşkesi üzerinde kurulduğunu belirterek, “Biz Tarımı bir iş, bir meslek olarak görmüyoruz, çünkü tarım bir sanattır. Ziraat Mühendislerimiz ve çiftçilerimiz de bu toprakları nakış nakış işleyen birer sanatkardır” dedi.
Canlıların yaşamını devam ettirebilmeleri için birincil ihtiyaç kaynakları bitkisel ve hayvansal gıdalar olduğuna dikkat çeken Karabulut, “Özellikle bitkiler tüm canlıların en temel besin kaynağıdır. Dünya nüfusu 1950’li yıllarda 2,5 milyar iken, günümüzde 7 milyara ulaşmış ve 2050 yılında ise 9 milyar olması beklenmektedir. Buna bağlı olarak artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla üretime ihtiyaç duyulmaktadır. Bu da en başta bitkisel üretimin artırılması ile mümkündür. Bitkisel üretim denince sadece herhangi bir bitki yetiştirmek değil, kaliteli beslenmeyi sağlayacak şekilde, yeteri kadar ve doğru şekilde üretim yapmak akla gelmektedir” ifadelerine yer verdi.
“Tarımsal üretimi iklim değişikliğine adapte etmek için planlama gerekiyor”
Bitkisel üretimde iklimin etkisinin büyük rol oynadığını belirten Karabulut, iklim, zamana ve bölgesel farklılıklara dayalı olarak tarımsal üretimin ve veremliliğin en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu, tarımın ise insanlığın devamı için gerekli olan temel ürünleri sağlamakla beraber, suyun ve toprağın kullanımını dolayısıyla tüm ekosistemi bütün olarak ele alan yaşamsal bir döngü olduğunu vurguladı. Karabulut, iklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki olumsuz etkilerini önlemek ve tarımsal üretimi iklim değişikliğine adapte etmek için ise planlanma gerektiğine dikkat çekerek, iklim değişikliği başta meteorolojik bir problemmiş gibi algılanıyor olsa da doğal ekosistemlerde, özellikle besin maddesi döngülerinde veya hidrolojik döngüde birçok çevresel unsuru tepeden tırnağa etkileme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
“Türkiye olarak iklim değişikliğine karşı mutlaka hazırlıklı olmalıyız”
Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerden birisinin gıda güvenliği olduğuna değinen Karabulut, “Gelecek nesiller için çevreyi ve doğal kaynakları korumalı, gıda güvenliğini ve iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı artırmaya odaklanmalıyız. Bunun sağlanmasında en büyük katkı tarımsal eğitime aittir. Tarım toprakları dünyanın en değerli hazineleridir. Tarım arazileri Türkiye’nin geleceğidir. Tarım arazileri ülke vatandaşlarının sağlık ve gıda güvenliği için önemlidir. Sağlıklı nesillerin yetişebilmesi için tarım arazilerinin ve doğal hayatın korunması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
“Değerlerine sahip çıkan, araştıran ve geliştiren bir üniversiteyiz”
MTÜ’nün Tematik Yeni Nesil Prototipleme Merkezi ve Tarım Teknokenti projesine değinen Karabulut, “Tarımsal faaliyetlerin temel bilimler, mühendislik bilimleri, beşeri ve yönetsel bilimlerle de kesişen disiplinler arası yönlerini de hedef alan tarım teknoparkında girişimci ve işletmelere tarımsal araştırmalarını yürütmeleri adına çalışmalarımız sürmektedir. Aynı zamanda projesine başlamış olduğumuz; teması ‘Tarım Teknolojileri’ olarak belirlenen Tematik Yeni Nesil Girişimcilik ve Prototipleme Merkezi projemizin çalışmalarına Fırat Kalkınma Ajansı ile gerçekleştirdiğimiz protokol ile başladık. Başta üniversite öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz olmak üzere girişimci adayları tarafından kullanılabilecek bir tematik ağırlıklı girişimcilik merkezi ve prototipleme atölyesi kurmak yönünde çalışmalarımız ve gayretlerimiz sürüyor” şeklinde konuştu.
“Bakanlık olarak çok ciddi hamleler yaptık”
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlere değinen Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Ercan Türktemel, “Geçtiğimiz sene tüm dünya pandemi nedeni ile ne yapacağını bilemezken, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ve sayın Bakanımızın bizleri yönlendirmesi ile bakanlık olarak çok ciddi hamleler yaptık. Bitkisel üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, gıda arz güvenliğinde herhangi bir sorun yaşamamak adına tarım takviminin el verdiği dar bir dönemde 24 ilimizde yazlık ekiliş programını hayata geçirdik. Üreticilerimize yüzde 75 katkı bakanlık olarak sağladık. Ciddi anlamda bir üretim artışı sağladık. Tüm olumsuzluklara rağmen üreticilerimizin ciddi destek ve katkıları ile bir rekor kırdık. 2019 yılı bitkisel üretim miktarımız 117 milyon ton iken, 2020 yılında 126 milyon tonluk bir üretim gerçekleştirdik” ifadelerine yer verdi.
Türktemel, “Türkiye çok büyük bir ülke, ülkemiz dünya sebze üretiminde dördüncü, meyve üretiminde ise beşinci sırada. Bu çok büyük bir potansiyel. Bizlere düşen, olumsuzluklara rağmen, bunların katma değerini sağlayarak ülke ekonomisine sürdürülebilir şekilde destek vermesini sağlamak. Günümüzde öne çıkan konu kuraklık, ülkemizde lokal alanlarda özellikle kuru tarım alanlarında, kışlık ekiliş yapılan alanlarda bir takım hasarlar mevcut. Kuraklık hakkında da bilgilendirme ve bilinçlendirmeyi sağlayabilmek, bakanlığın, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının görevidir” dedi.
Türktemel, “Buradaki toplantılarda sizleri dinleyerek, sizden gelecek teklifleri dinleyerek, bakanlığımızın yürüttüğü çalışmalarla sentezleyip üreticimizin kazancını daha yüksek rakamlara çıkartacak çalışmaları bütünleştirmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda başta Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörümüze, Malatya İl Tarım ve Orman Müdürümüze, tüm değerli meslektaşlarıma, personelimize bize ev sahipliği etmeleri ve ilgileri için teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
“Malatya sanayi kentinin yanında yatırım kentidir”
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder de Malatya denilince akla tarımın geldiğini hatırlatarak, “Malatya Kayısı ile özdeşleşmiş bir ilimiz, Kayısı milli bir ürünümüz ve Malatya’yı, Türkiye’mizi dışarıya açan bir ürün. Battalgazi bölgemiz 30, 40 yıl öncesinde, şu an içinde bulunduğumuz tarım alanları ile özellikle doğu Anadolu’nun sebze ihtiyacını karşılardı. Günde 50, 60 tane kamyonu yükler civar illere ve yurt dışına ihraç ederdik. Şuan da özellikle Coğrafi alanları tarımsal üretime yönlendirme konusunda gayret gösteriyoruz. Öncelikle Mehdi Eker bakanıma, sayın meslektaşıma çok teşekkür ediyorum. Tarım noktasında alt yapının oluşturulması için ciddi çalışmalar yaptı. Ata tohumlarının korunması, muhafaza edilmesi, bankalarının oluşturulması noktasında ciddi emeği geçti sonrasında gelen tarım bakanlarımız da bunun üzerine bir şeyler koyarak tarıma destek oldular” ifadelerine yer verdi.
Çalıştayların esas amacı uygulanabilir kararların ortaya çıkartılıp vatandaş nezdinde uygulamaya konulması olduğunu belirten Güder, “Biz belediyeciler, yerel yönetimler olarak bunu arzuluyoruz. Kağıt üzerinde yapılan çalışmaların maalesef zaman zaman vatandaşa yansımadığını görüyoruz. Bundan sonra yapacağımız uygulamaların vatandaş nezdinde, vatandaşa yansıyacak şekilde olmasını hepinizden temenni ediyorum ve bu noktada hepimizin çalışma yapmasını umut ediyorum. Özellikle Malatya Turgut Özal Üniversitemizin Malatya’da açılması noktasında başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm siyasilerimiz uzun süre ciddi efor ve gayret sarf ettiler. Onların gayreti sonucu 18 Mayıs 2018’de Malatya’da ikinci bir üniversitemiz kurulmuş oldu. Sayın hocamızın bu üniversiteye rektör olarak atanması, samimiyetimle söylüyorum ki Malatya için bir avantajdır. Bu avantajı hepimizin iyi bir şekilde kullanması lazım. Malatya sanayi kentinin yanında yatırım kentidir diyoruz. Hocam ve ekibinin tarım noktasında ciddi gayretleri var” şeklinde konuştu.
“Birçok tarım takvimlerinin değişmesine neden olmaktadır”
Programda konuşma yapan Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, iklim değişikliklerinin tarıma etkisini anlatıp, “İklim değişikliği, doğal iç süreçlerin yanı sıra antropojen kaynaklı süreçler nedeniyle günümüzde etkisini giderek arttırmaktadır. İklim değişikliğinin oluşturacağı bu etkilerin ise küresel ve bölgesel ölçeklerde ortaya çıkması beklenmektedir. Nitekim iklim değişikliği tarım, orman ve bitki örtüsü, temiz su kaynakları, deniz seviyesi, enerji, insan sağlığı ve biyolojik çeşitliliği doğrudan veya dolaylı olarak çeşitli şekillerde etkileyebilmektedir. Son yıllarda özellikle bitkisel üretimde fenoloji daha erken tarihlere doğru yaklaşım göstermekte hastalık ve zarlıların dönemsel popülasyonları artmakta bu ise alışıla geleneksel tarımsal üretim hastalık ve zararlılarla mücadele hasat gibi birçok tarım takvimlerinin değişmesine neden olmaktadır. Her geçen gün artan nüfus karşısında sabit kalan hatta azalan üretim alanlarında ihtiyaçları doğru planlayarak mevcut kaynakları verimli kullanılması için bu planlamaların yapılması kaçınılmazdır. Bu kapsamda ev sahipliği yaptığımız İklim değişikliği ve tarıma etkilerinin değerlendirildiği bu bölgesel çalışmada sizleri İlimizde ağırlamaktan memnuniyetimizi tekrar bildirir bu çalışmanın Ülkemiz ve Bölgemiz tarımının planlanmasında büyük katkı sağlamasını temennisi ile hepinize tekrar hoş geldiniz der saygılar sunarım” şeklinde konuştu.
Program sonunda değerlendirme konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Biz bir taraftan tarımsal üretimimizi büyütürken, bir taraftan da tarımsal sanayimizin katma değeri yüksek üretim yapan içeriğe kavuşturmalıyız. Bunun için de tarımsal eğitimin niteliği ve kurumsal kültürü büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda tarımsal faaliyetlere verilen destekler için başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Tarım Bakanımıza, gerçekleştirilen bu programa emeği geçen Bitkisel Üretim Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Hasdemir’e bugün aramızda olan değerli katkılar sunan Genel Müdür Yardımcımız Ercan Türktemel’e Tarım Orman İl Müdürümüz Tahir Macit’e, geçmişten bugüne Türkiye Tarımının gelişmesinde emeği geçen herkese ve değerli üreticilerimize teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.