- Bayındır Söğütözü Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. İzak Dalva: -' Benign prostat hiperplazisi denilen prostat büyümesi, idrar yolunu sıkıştırarak kesik idrar yapma, zor idrar yapma, idrara sıkışma, gece sık idrara çıkma
İSTANBUL (AA) - Bayındır Söğütözü Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. İzak Dalva, prostatın bilinenin aksine gençlerde de ortaya çıkabildiğini belirterek, “Gençlerde ortaya çıkan prostat iltihabı, bu yaş grubunda aşağı üriner sistem bulgularına neden olduğu gibi cinsel şikayetlere de neden olur. Bu dönemde idrar sıklığı, gece idrara kalkma, idrarı tutmadaki zorluk, zor idrar yapma, damlama ve cinsel şikayetler prostat sağlığının bir göstergesi olabilir.” ifadelerini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu açıklamasına göre, genç yaşta 25 gram kadar olan prostat, kırklı yaşlardan sonra büyümeye başlıyor. Şişmanlık, şeker hastalığı, artmış total enerji alımı, ekmek, nişasta ile beslenme prostatın iyi huylu büyüme riskini artırabiliyor. İyi huylu prostat büyümesi 50 yaş üzeri erkeklerin yüzde 20’sinde, 70’li yaşlarda erkeklerin yarısında ve daha ileri yaş grubundaki hastalarda ise yaklaşık yüzde 90’ında idrar yapmada problemlere neden oluyor.
Benign prostat hiperplazisi denilen prostat büyümesi, idrar yolunu sıkıştırarak kesik idrar yapma, zor idrar yapma, idrara sıkışma, gece sık idrara çıkma, damlama gibi şikayetlere neden oluyor.
Açıklamada, ayrıca, prostattan korunma yöntemleri olarak düzenli cinsel yaşam, ayakları soğuktan koruma, denizden çıkınca mayo değiştirme, alkollü içeceklerden uzak durma, kabız kalmamak, baharatlı yiyeceklerden uzak durma şeklinde sıralandı
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Söğütözü Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. İzak Dalva, prostat büyümesinin genellikle yavaş geliştiğini ve uzun süre önemli sorun yaratmayabileceğini belirtti.
Dalva, prostat büyümesinin, idrar akımının yavaşlaması ile kendini gösterdiğini ifade ederek, “Hasta, idrarını başlatmakta gecikme, ayakta ya da oturarak idrar yaparken ileriye doğru idrar yapamama, idrarın kesik gelmesi, idrarın damlalar şeklinde akması, idrarı tam boşaltamama hissi, idrara sıkışma, idrar kaçırma şikayetlerinin bazıları ile karşılaşabilir. İdrarın hemen gelmemesi ve bir süre beklenilmesi, idrar yavaşladığı için idrar yapma süresinin uzaması, sık idrara çıkma, idrarda kanama, gece sık idrara çıkma, idrara sıkışma gece uykusuzluğa neden olan yaşam kalitesini bozan bulgulardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Prostatın bilinenin aksine gençlerde de ortaya çıkabildiğini belirten Dalva, “Gençlerde ortaya çıkan prostat iltihabı, bu yaş grubunda aşağı üriner sistem bulgularına neden olduğu gibi cinsel şikayetlere de neden olur. Bu dönemde idrar sıklığı, gece idrara kalkma, idrarı tutmadaki zorluk, zor idrar yapma, damlama ve cinsel şikayetler prostat sağlığının bir göstergesi olabilir.” ifadelerini kullandı.
- "Akciğer kanserinden sonra en sık rastlanan ölümcül ikinci kanser türü"
Dalva, Türkiye’de prostat kanserinin, akciğer kanserinden sonra en sık rastlanan ölümcül ikinci kanser türü olduğunu belirterek, “Yaşam boyu prostat kanseri gelişme riski yüzde 30, klinik önemli prostat kanseri gelişme riski yüzde 10, prostat kanserinden ölüm riski yüzde 3 kadardır. İdrarda yanma, idrarda kanama, menide kanama prostat kanserinin ön belirtisi olabilir.” yorumunda bulundu.
PSA testinin yaygın kullanılması ile beraber erken evre prostat kanserine daha sık rastlanmakta olduğunu aktaran Dalva, “Ailede prostat kanseri öyküsü olanlarda ise 40-45 yaşlarından itibaren yılda bir kez, ailede prostat kanseri öyküsü yoksa, sağlıklı erkeklere 54-69 yaş arası yılda bir kez kanda PSA ölçümü yapılmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Dalva, prostat kanserinde en ideal tedavinin erken evrede yapılacak radikal prostatektomi olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:
“Prostat kanseri prostat içinde sınırlı olan, yaşı yetmişi aşmamış, operasyona engel ek hastalığı olmayan hastalara genellikle radikal prostatektomi önerilir. Orta derecede riskli Gleason skoru 7 olan hastalar radikal prostatektomi ya da radyoterapi ile tedavi edilmelidir. Yüksek riskli Gleason skoru 8-10 olan hastalarda ise öncelikle radikal prostatektomi tercih edilmelidir. Ayrıca yüksek riskli olan bu hastalar ürolog, medikal onkolog, radyasyon onkoloğunun içinde bulunduğu bir ekip tarafından multimodal bir şekilde tedavi edilmelidir.”